Özellikle sosyal medyanın her an yeniden tanımladığı "güzel" algısı, çoğumuzun kendine karşı duyduğu sevgiyi sessizce kemiriyor. Oysa bazen en büyük dönüşüm, dışarıdan değil içeriden başlıyor. Kendinize sarılmak, bu dünyadaki yerinizi başkalarının onayına göre değil, kendi varoluşunuza göre belirlemek anlamına geliyor. İşte içten gelen o gücü keşfetmenin beş sade ama etkili yolu.
Bedeniniz bir dekor değil, yaşadığınız her duygunun taşıyıcısı. Şekli, ölçüsü ya da pürüzleri ne olursa olsun, sizi bugüne kadar hep taşımış olan o. Bedeninizle savaşmak yerine, onunla yeniden tanışmak mümkün. Ayna karşısında durup kendinize nazikçe "Teşekkür ederim" ya da "Seni seviyorum" demek, küçük ama etkili bir başlangıç olabilir. Bedeninizin nasıl göründüğü değil, neyi mümkün kıldığı üzerine düşünün. Bu farkındalık zamanla bakış açınızı değiştirir ve öz-şefkati derinleştirir. Ona her baktığınızda kusur olarak düşündüğünüz şeyleri görmeyi bırakıp, size kazandırdıklarına, en güzel taraflarına bu sayede odaklanabilirsiniz.
Başkalarının hayatına dışarıdan bakıp kendi hayatınızı eksik hissettiğiniz anları hatırlıyor musunuz? Hepimiz o anları yaşıyoruz. Ancak sosyal medya, kurgu dolu bir vitrin sunuyor. Unutmayın, o karelerde yer almayan çok şey var: kırgınlıklar, uykusuz geceler, kararsızlıklar... Kendinizi yalnızca kendinizle kıyaslayın. Bugünkü halinizin, bir yıl önceki halinizden ne kadar yol aldığını fark ettiğinizde, gerçek ilerlemeyi görmeye başlarsınız.
Gerçek özgüven, kalabalığın ne dediğinden değil, sizin kim olduğunuzu bilmenizden doğar. Bu yüzden kendi kimliğinizi yeniden yazmaktan korkmayın. Hayatınızda size ait olmayan beklentileri, toplumdan öğrenilmiş rollerin yükünü bir kenara bırakın. Güçlü yönlerinizi keşfedin, tutkularınıza kulak verin ve kendinizi tanımaya zaman ayırın. Kim olduğunuzu dış dünyaya göre değil, iç dünyanıza göre tanımladığınızda, kendinizi sevmek daha kolay hale gelir.
Kendinize verdiğiniz küçük sözleri tutmak, güven inşa eder. "Yarın sabah yürüyüşe çıkacağım" deyip bunu gerçekleştirmek, düşündüğünüzden çok daha derin bir etki yaratır. Çünkü bu sadece fiziksel bir adım değil, "Ben kendime güvenebilirim" demenin bir yoludur. Küçük adımlar, büyük dönüşümlerin başlangıcıdır. Kendinizi ciddiye almak, başkalarının sizi ciddiye almasının da yolunu açar.
Sessiz kalmak bir erdem olmayabilir. İçinizde dünyayla paylaşmak istediğiniz bir şey varsa, sesinizi duyurmaktan çekinmeyin. Kendi ışığınızı saklamak, başkalarının rahatsız olmasını engelleyebilir ama sizin büyümenizi de durdurur. Kendinize sarılmak, aynı zamanda kendi ışığınıza sahip çıkmaktır. Varoluşunuz tek başına bir anlam taşır. Değerli olmak için onay beklemenize gerek yok. Siz varsınız, bu yeter.
Fotoğraflar: iStock