Lokanta Limu'nun doğuşu, iki yeme-içme profesyonelinin yolunun kesişmesiyle başlıyor. Bir yanda 13 yıldır Yeniköy ve Alaçatı'da Café Bistro olarak hizmet veren Sevtap Dilekci, diğer yanda yemekteki 20 yıllık tecrübesiyle Aheste Pera ve Yan Mutfak gibi markaların da kurucusu Sara Tabrizi... Sara, "bir daha restoran projesine girmem" düşüncesindeyken, Bodrum'daki danışmanlık süreciyle mutfağı ne kadar özlediğini fark ediyor, Sevtap ise cafe bistro olarak hizmete açtığı "Molka'yı artık bambaşka bir konsepte dönüştürsem mi?" diyen bir ruh halinde... Ve tesadüf, bu iki arayışın kesiştiği noktada "Hadi birlikte!" dedikleri bir mekân çıkıyor ortaya. İsim ise Farsça'da "misket limonu" anlamındaki Limu; kısaca, ferahlığın en narin hali...
Mekânı incelediğimizde, burasının yalnızca yemek yenen bir yerin olmadığını, geçmişin birikimiyle, bugününe dair bir tercih ile kurulduğunu fark ediyorsunuz. Yani "yer açtık, mutfağı kurduk" değil; "geçmiş hangi lezzetlerle konuşuyordu, bunları bugünün diliyle nasıl anlatırız?" sorusunun yanıtı gibi adeta. Yeniköy, İstanbul'un boğaz kenarında hâlâ sahil semti sinyalleri veren ama aynı zamanda "seçkin yemek kültürü" için de tercih edilen bir yer.
İçeri girdiğinizde duvarlarda sanat eserleri, soft renkler, rahatsız etmeyen müzik, sohbeti destekleyen bir ses seviyesi... Mekânın zamanlaması da oldukça dikkat çekici: Hafta içi 16.00 itibarıyla açılıyor, hafta sonu saat 14.00'te. Mutfak kapanışı saat ise 23.00 civarında. Yani "Öğle yemeği sonrası yalnızca bir kahveye uğrayayım" mekânı değil, gerçekten bir akşam sohbetine, sohbet sofrasına ya da uzun paylaşımlı bir yemeğe uygun bir atmosfere sahip.
Lokanta Limu'nun ruhu "meze ağırlıklı, modern yorumlu bir meyhane" diyebiliriz. Arka planda bir şefin dokusu... Mutfağı Sara Tabrizi yönetiyor. Menüye baktığınızda klasik tatların özellikle meze kültürünün günümüz malzemeleri ve teknikleriyle yeniden yorumlandığını görüyorsunuz. "Çilingir Sofrası" adında bir tadım menüsü bulunuyor, bu menü farklı mezeler, ana yemek ve tatlıdan oluşuyor. Mezelerde de Köpoğlu, Atom gibi seçeneklerle hem klasik tatlara sadık kalınıyor hem de yorumlarla farklılaştırılıyor. Ana yemeklerde de iddialı hamleler var! Örneğin; Yaprak Ciğer, Acem Kebabı, Acem Pilavı gibi klasikler servis ediliyor ama tabii ki yine mekânın ruhuna uygun yorumlarla.
Lokanta Limu'nun tatlı menüsü de sofrayı ağırlaştırmadan son bir dokunuşla tamamlamayı başarıyor. Karamelize Yanık Sütlaç, bildiğimiz klasikle başlıyor ama alışıldık pirinç-süt dengesini daha özel bir çizgiye taşıyor; üzerindeki karamelize tabaka kazandibinin yanığı kadar iddialı değil örneğin. Yoğurt Dondurmalı Çıtır Kabak ise Anadolu'nun en tanıdık tatlısını yeniden tanımlıyor, dışı çıtır karamelize, içi lifli dokusunu koruyan kabak, yanındaki yoğurt dondurmasıyla beklenmedik bir ferahlığa kavuşuyor. Son olarak Vişneli Köpük Çikolata için de sofraya zarif bir final diyebiliriz. Çikolatanın yoğunluğu, vişnenin asiditesiyle dengelenmiş, köpük formu sayesinde hafif ve kadifemsi bir tat bırakıyor. Üç tatlı da Lokanta Limu'nun mutfak felsefesini özetliyor aslında; ağırbaşlı bir gelenekten doğan ama her lokmada bugünün tazeliğini taşıyan lezzetler, sofradan kalkarken "tam yerinde bitti" dedirten bir dengeyle tamamlanıyor.
Kısacası Lokanta Limu, "eskiden meyhane neyse, bugün öyle olsun ama biraz rafine olsun" diyenlerin tercihi olabilecek bir mekân. Burada mezeler ve sıcaklar, onun da ötesinde paylaşım ve sohbet üzerinden bir akış kurulmuş. Eğer İstanbul'da "müdavim lokantası" hissini, tadım odaklı bir menüyle arıyorsanız, bu mekân listenizde olmalı. Küçük bir not: rezervasyon önerilir, özellikle akşam saatlerinde.
Adres: Yeniköy, Köybaşı Cad. No:158 D:B, Sarıyer
Telefon: 0533 580 22 55
Instagram: @lokantalimu