El emeği, sosyal sorumluluk ve estetik tasarımların kesiştiği noktada doğan My Beachy Side, sadece bir plaj giyim markası değil; aynı zamanda kadınların ekonomik özgürlük yolculuğuna eşlik eden güçlü bir hikâye. Kurucusu Gamze Ateş'in, Doğu Anadolu'daki kadınlara sürdürülebilir bir geçim modeli sunma arzusu ile hayata geçirdiği marka, ilk adımını "barefoot sandals" ile attı. Bugün ise eteklerden bluzlara, çantalardan mayo tasarımlarına uzanan geniş bir resortwear koleksiyonuna sahip. İlhamını keşfedilen sahillerden, dokunduğu kültürlerden ve kadınların bir araya geldiği üretim hikâyelerinden alan My Beachy Side, plaj modasında özgünlük ve cesareti temsil ediyor.
Koleksiyonunuz nasıl bir motivasyonla harekete geçti?
My Beachy Side aslında bir sosyal sorumluluk projesi olarak doğdu. Doğu Anadolu'daki bir vakfın yönetim kurulundaydım ve STK'ları ziyaret ederken kadınların ihtiyaçlarını dinleme fırsatım oldu. En çok duyduğum şey "para değil, iş" istedikleriydi. Kadınların evden çıkamama, ofise gidememe ya da eğitim eksikliği gibi bariyerlerini aşabilecek bir iş modeli aradım. Bu da el emeğine dayalı işlerdi. O dönemde ben de bir tasarımcı değildim, ama çok niş ve dikkat çekici bir ürünle başlamak istedim. Herkes kolye, küpe, etek yapıyordu ama ayak aksesuarı yoktu. Böylece "barefoot sandals" fikri doğdu. Kadınların el emeğiyle yaptığı bu ürünler çok ilgi gördü. Zamanla iki elbise, iki çanta derken koleksiyon büyüdü ve tam anlamıyla bir resortwear markasına dönüştü.
Tasarımlarınızı yaratırken sizi en çok etkileyen duygu, yer ya da anı ne oluyor?
Yeni keşfettiğim bir sahil kasabası ya da küçük bir adadaki kültürel ve görsel dokular, her zaman bana ilham verir. Oranın kokusu, dokusu, mimarisi, evlerin boya renkleri ya da balıkçı teknelerindeki fileler bile bana güçlü bir duygu yaşatır. Her sahil, her ada kendi rengini, dokusunu taşır. En yoğun duyguları yaşadığım yerler genelde bana en çok ilham veren yerler oluyor.
Tasarımlarınızı The White Lotus dizisinde Aimee Lou Wood giydi. Tasarımlarınızı üzerinde görmek istediğiniz başka ünlüler var mı?
Tasarımlarımızı ünlülerden çok, günlük hayatına kendi yorumunu katan, cesur ve özgüvenli her kadının üzerinde görmek beni daha çok heyecanlandırıyor. Bu, çok daha organik bir takdir duygusu yaratıyor. Tabii ki aktivist ruhu, altruistik duruşu olan ünlülerde de ürünlerimizin yer alması heyecan verici.
Yeni koleksiyondan favori parçanız hangisi?
Bu sezon geleneksel masa örtüsü ya da perde olarak görmeye alışık olduğumuz motifleri etek ve bluzlara taşıyan bir parçamız beni ayrı bir heyecanlandırdı. Aslında her bir örgü modelin ayrı bir ruhu ve hikâyesi var. Hepsi çocuklarım gibi ama Isla modelimiz yeni koleksiyona katılan bir aile üyesi gibi olduğu için belki aklıma ilk gelen o oldu.
Markanızla en iyi match olabilecek sezonun trend aksesuarları neler olur?
Ben trendlerin bireysel yaratıcılığı sınırladığına inanıyorum. Trendler, zaman zaman hepimizi aynı "eko odanın" içine sokabiliyor. En iyi aksesuar, seyahat ettiğiniz yerde keşfettiğiniz bir artizan çanta ya da sandalet olabilir; o parçalar sizin hikâyenize hizmet eder.
Plaj giyiminde işlevsellik mi estetik mi?
Bence her ikisi de önemli ve bulunduğumuz ortama göre seçim şansımız olması güzel. Bir beach club'da daha şık bir kombinle estetik öne çıkarken, başka bir yerde işlevsellik ağır basabilir. En güzeli, görsel tatmin ile birlikte kendinizi iyi hissettiren bir kombin yakalayabilmek. Bazen o his için 20 düğme iliklemeye de değebilir!
Bu yazın kişisel favoriniz olan beachwear trendleri?
Açıkçası hem marka, hem bireysel olarak trend takibi yapmıyoruz. Bu ukalaca gelmesin ama trend belirleyici olmak istiyorsak, özgün ve ruhu olan parçalarla kendi stilimizi yaratmamız gerektiğine inanıyorum. Trend, size ait olan parçaları doğru hikâyeyle birleştirmekten geçiyor.
Beachwear modasında zamansız olan bir dokunuş?
Zamansız dokunuş deyince aklıma gelen ilk parça triangle bikini. Hem estetik hem de işlevsel; güneşlenirken D vitamini almanızı sağlar, izlerinizi kontrol edebilirsiniz. Boho'dan forma kadar her stille kombinlenebilir, adeta bir 'must-have'.
Tasarımlarınızı giyenlerin nasıl hissetmesini istersiniz?
Kendilerini "one of a kind", yani eşsiz hissetmelerini isterim. Çünkü her parça, yalnızca o kişiye özel ilmek ilmek örülüyor. Hem iyi hissettiren, hem de iyi gösteren ürünler yaratıyoruz. Üstelik bu ürünler, zorlu coğrafyalarda başka bir kadının ekonomik özgürlüğüne katkı sağlıyor. Cesur, özgün ve özgür hissettirmeli.
Markanız nasıl bir mesaj veriyor?
Hikâyesi olan markaların gücüne inanıyorum. Bizim mesajımız; etik, çevre dostu ve kadın dostu üretimle de çok şık ve trend olunabileceği. Moda klişelerinin dışına çıkıp daha temiz, daha adil ve lokal ekonomilere katkı sunan bir üretim anlayışını benimsiyoruz.
Kendi gardırobunuzdaki olmazsa olmaz yaz parçaları?
Triangle bikini ve Bodrum sandaletlerim olmazsa olmaz. Ayrıca vintage Hermes eşarpları... Kimi zaman pareo, kimi zaman baş örtüsü olarak kullandığım büyük boylar vazgeçilmezim.
Bir cümleyle markanız?
Cesur, özgün ve özgür.
Plaj koleksiyonunuza ilham veren beach?
St Barths – Gouverneur Beach.
Gözünüzün önünde canlanan yaz sahnesi?
Sahilde taş bir evden direkt denize girdiğiniz, berrak sularda geçen romantik bir akşamüstü... Güneş batarken ayaklarınızın suya değdiği bir masada yenen akşam yemeği.
Tasarım yaparken dinlediğiniz bir müzik, müzisyen, çalma listesi?
Tasarım aşamasında kadınlarla birlikteyken söyledikleri Türkçe şarkılar ve türküler; yalnız çalışırken klasik müzik.
Yaz ruhu taşıyan markanıza da ilham olan bir sanat eseri?
Takashi Murakami – Kaikai Kiki / Happy Flowers.
Size ilham veren bir yönetmen var mı?
Federico Fellini.
Plajda çekilmiş aklınıza ilk gelen ikonik bir ünlü karesi hangisi?
Bo Derek'in kumsalda koştuğu o efsanevi sahne.
Yaz ruhunu en çok taşıyan şehir?
Forte dei Marmi ve Paraggi.
Beach mood'u anlatan üç kelime?
Boho Chic, Sunkissed, Salty Hair.
Fotoğraflar: iStock, Getty Images Türkiye