Modada geçmişin izleri silinmiyor; yalnızca yeniden şekilleniyor. 2025 itibarıyla, modanın kolektif hafızasında silinmesi zor bir iz bırakan rokoko estetiği, günümüzün yaratıcı yorumlarıyla tekrar hayat buluyor. 18'inci yüzyılda aristokratik zarafetin simgesi olan rokoko, sadece tarih kitaplarında ya da müze vitrinlerinde varlığına devam ederken podyumlarda, sokak stilinde ve hatta pop kültür ikonlarının görünümlerinde kendine yeniden yer ediniyor. Bu dönüş, salt nostaljik bir eğilimin aksine, zamansız zarafetin çağdaş estetikle kurduğu derinlikli bir diyaloğun ürünü niteliğini taşıyor. Rokokonun doğuşu, Fransa'nın aristokratik dönemlerine, Versailles Sarayı'nın gösterişli salonlarına kadar uzanıyor. Barok'un ağırbaşlı ihtişamından doğan bu estetik, daha hafif, oyunbaz ve flörtöz bir güzelliği merkezine alıyor. Madame de Pompadour'un pastel portreleri, Marie Antoinette'in kabarık elbiseleri ve uçuşan kurdeleleriyle tanımlanan bu dönem, zarafeti hafiflikte buluyor.
Krinolin etekler, dar korsajlar, dantel detaylar ve pastel tonlar, rokokoyu sadece bir stile değil, bir ruh haline dönüştürüyor. Bu estetik gösterişli olmayı kibirli değil, oyuncu bir nitelikle sunuyor. Bahsettiğimiz "görkem", moda tarihinde dönem dönem yeniden canlandı...Vivienne Westwood'un 1995'teki "Vive la Cocotte" koleksiyonu, rokoko silüetlerini tarihsel ikonografiyle birleştirerek dönemin kodlarını modern kumaş teknolojileriyle güncellemişti. John Galliano, 2007 yılında Dior için hazırladığı couture koleksiyonunda, rokokonun teatral yanını dramatik kesimlerle birleştirerek bir sahne tasarımcısı gibi davranmıştı. Rokokonun modanın ötesinde, genel sanat tarihinde de etkili olması elbette tesadüf değil. Maksimalizmin duygusal ve estetik potansiyelini açığa çıkaran bu stil, dekoratif sanatlar ile giysi arasında zarif bir geçiş alanı yaratıyor.
Antoinette hatırası
Moda tarihçisi Valerie Steele'in bir söyleşisinde belirttiği gibi, "Moda, geçmişe dair bir fanteziyi şimdinin diliyle anlatmanın yoludur." Bu bağlamda rokokonun dönüşü, bir trendin yükselişinden ziyade aynı zamanda bir anlatı biçiminin yeniden keşfi. Çünkü 2025 yılında modayı, geçmişin ihtişamı ve bugünün duyarlılığıyla birleştiren cesur bir ifade alanına dönüşüyor. Rokokonun oyunbaz zarafetine kadar uzanan geniş bir tarihsel yelpaze, bugünün estetik anlayışıyla yeniden şekilleniyor. Bu dönüşüm toplumsal eğilimlerle, dijital kültürle ve bireysel arayışlarla da iç içe geçiyor. Özellikle 2024'te TikTok'ta patlama yaşayan "coquette-core" estetiğiyle birlikte, naiflik, duygusal incelik ve romantizm yeniden göz önüne çıktı. Güzelliğin kırılganlığına övgü niteliği taşıyan bu trend, modaevlerinin de dikkatinden kaçmadı.
Şimdi ise bu yönelimler, yeni sezonda çok daha zengin, teatral ve tarihi göndermelerle derinleşiyor. Sosyal medyada viral olan stil videolarında, saçlarına kurdeleler bağlayıp korseler giyerek Marie Antoinette'ı taklit edenlerin yanı sıra Bridgerton gibi diziler, bu nostaljiyi popüler kültürde diri tutarken, tasarımcılar bu mirası giysilerle yeniden yorumluyor. Christian Lacroix'nun 1998 couture şovu, Saint Laurent'in 1993 koleksiyonu gibi örnekler, geçmişin zenginliğini bugünün dinamizmiyle birleştiren ilham kaynakları olarak hâlâ güncel. Rokokonun bugünkü yansıması, teatral ve gösterişli olmasına rağmen, naif bir isyan da barındırıyor. Feminenliğin küçümsendiği dönemlerden sonra gelen bu zarif ama iddialı silüetler tahtta yer ediniyor. Büyük küpeler, kalın zincir kemerler gibi detaylar bu romantik görünümle çatışarak hem görsel hem anlamsal bir denge kuruyor.
"Rococo age"
2025 İlkbahar/Yaz podyumlarında rokoko, sadece bir referans olmakla kalmıyor; merkezi bir tema olarak da karşımıza çıkıyor. Jean Paul Gaultier'nin couture koleksiyonundaki yapılandırılmış korseler, Schiaparelli'nin altın dokunuşlu, abartılı omuzları ve jabotlu fırfırları bu estetiğin çağdaş kodlarını belirliyor. Valentino, koleksiyonunda neredeyse teatral diyebileceğimiz bir zarafetle dantel taytları ve volan detayları yorumlarken; Dior, jabot fırfırlarını şıklığın merkezine taşıyor. Bu görünümler, yalnızca bir dönemi taklit etmenin ötesinde rokokonun duyusal zenginliğini yeniden keşfetme arzusunun ifadesi. Müzik dünyasında da bu akımın yansımalarını görmek mümkün. 2025 67. Grammy Ödülleri'nde Chappell Roan Grammy Ödülleri'nde Chappell Roan, vintage Jean Paul Gaultier elbisesiyle hem güçlü bir moda ifadesi hem de tarih anlatısı sundu. Pudralı yüzü, pembemsi yanakları ve kabarık silüetiyle adeta bir çağdaş Marie Antoinette olarak sahnedeydi.
Bu tür yorumlar, modanın geçmişle kurduğu ilişkiyle duygusal ve anlatısal bir köprü olduğunu hatırlattığı için önem taşıyor. Tüm bunların yanı sıra modern rokoko yorumu, yalnızca form üzerinden değil, malzeme ve renk paleti üzerinden de güncelleniyor. İpek ve saten gibi dökümlü kumaşlar, bu zarif akışkanlığı sürdürürken bebek pembesi, lavanta, mint yeşili gibi pastel tonlar podyumlara romantik bir yumuşaklık katıyor. Ancak bu kez palet biraz daha cesur. Zümrüt yeşili, safir mavisi ve yakut kırmızısı gibi mücevher tonları görünümlere modern bir ihtişam da katıyor.
Fotoğraflar: Getty Images Türkiye