Nice 20 Yıllara: Mehmet Ali Bakanay'ın Contemporary Istanbul Yolculuğu

Sanatçılardan koleksiyonerlere, galerilerden küratörlere… Contemporary Istanbul'un 20 yıllık serüveni, şehre ve sanata kattıklarıyla, hafızasında iz bırakan anılarıyla yeniden canlanıyor.

YAZAR: Ceylan Yeniacun   FOTOĞRAFLAR: ALEM Arşiv
ABONE OL
19 Eylül 2025 Cuma 13:32 | Son Güncellenme:
7 dakika okunma süresi
Nice 20 Yıllara: Mehmet Ali Bakanay'ın Contemporary Istanbul Yolculuğu

Contemporary Istanbul'un 20 yıllık yolculuğunu düşündüğünüzde, sizin için en unutulmaz an hangisi?

İlk ziyaretimde hissettiğim o "keşif duygusu"nu unutmuyorum. İstanbul'un bir gün küresel sanat haritasında güçlü bir yer edineceğini sezmiştim. O heyecan hâlâ canlı; her yıl fuara girerken o ilk anı hatırlıyorum.

Sizce fuar, İstanbul'un kültür ve sanat ekosistemini 20 yılda nasıl değiştirdi?

CI, İstanbul'u bir sergi şehrinden çok bir buluşma şehrine dönüştürdü. Yalnızca sanatseverleri değil, iş dünyasından akademiye kadar farklı kesimleri bir araya getirdi. Şehrin DNA'sına işleyen bir kültürel dinamizm yarattı.

İlk kez katıldığınız CI deneyimi ile bugünü kıyasladığınızda en büyük fark nedir?

İlk yıllarda daha çok merak duygusu hâkimdi. Bugün ise sanat piyasasının dili, koleksiyonerliğin bilinci ve sanatçıların özgüveni çok daha olgun. İstanbul'da sanat konuşmak artık çok daha rafine bir mesele.

20 yıl önceki sanat dünyasıyla bugünün sanat ortamını karşılaştırırsanız, en büyük dönüşüm sizce nerede?

20 yıl önce sanat daha çok "nesne" üzerinden tartışılıyordu; bir tablo, bir heykel, bir obje... Bugün ise sanat, yalnızca bir estetik deneyim değil, aynı zamanda bir düşünce pratiği ve sosyolojik bir alan. Gilles Deleuze'ün dediği gibi sanat, artık "duyumsamanın düşünceye dönüştüğü" bir noktada. Bir sergiye gittiğinizde yalnızca görmüyor, aynı zamanda tartışıyor, konumlanıyor, hatta politikleşiyorsunuz. Bu dönüşümün en çarpıcı yanı, sanatın toplumsal hafızaya ve gündelik hayata nüfuz edişi. 20 yıl önce sanat, belli çevrelere hitap eden seçkin bir alan gibiydi; bugün ise bir yaşam biçimi, hatta kolektif bir dil.

Contemporary Istanbul'un sizin kişisel yolculuğunuzda en büyük katkısı ne oldu?

CI bana, İstanbul'da sanatın her zaman yeniden keşfedilebileceğini öğretti. Koleksiyonculuk serüvenimde de hep bu bakış açısıyla ilerledim: sürekli yeniyi aramak, sürekli şaşırmaya açık olmak.

İstanbul'un ruhu fuarda nasıl hissediliyor sizce?

Şehrin ruhu fuarın bütününde gizli: Doğu ile Batı'nın aynı anda çatışıp uzlaştığı, kaotik ama büyüleyici bir enerji. İstanbul'un ta kendisi aslında.

20 yılın ardından geriye dönüp baktığınızda "iyi ki" dediğiniz bir an veya seçim var mı?

İyi ki bu yolculuğun en başından itibaren içinde olmuşum. Çünkü Contemporary Istanbul, yalnızca bir sanat fuarı değil, aslında İstanbul'un kültürel hafızasını kaydeden bir zaman kapsülü. Her yıl yeni sanatçılar, yeni koleksiyonerler, yeni tartışmalar ekleniyor; ama geriye dönüp baktığınızda bir bütünlük görüyorsunuz. Bu bütünlük, şehrin sanat tarihinin son 20 yılını adeta canlı bir arşiv gibi önünüze seriyor. Kendi adıma "iyi ki" dediğim şey, yalnızca gördüğüm eserler değil; fuarda tanıştığım insanlar, bazen hiç planlamadan girilen sohbetler... Hatta ilk yıllardan birinde, sanırım fuarın ikinci yılıydı , tesadüfen karşılaştığım genç bir sanatçının küçük bir eserini almıştım. Bugün o sanatçı uluslararası ölçekte tanınıyor. O deneyim bana şunu hatırlattı: Sanatta en değerli şey çoğu zaman o anlık sezgidir. İyi ki o sezgiye güvenmişim. Yani aslında "iyi ki" dediğim şey, fuarın kendisi; çünkü bana yalnızca eserler değil, bakış açısı kazandırdı.

Sizce CI, önümüzdeki 20 yılda nasıl bir vizyonla ilerlemeli?

Sanatın geleceği yalnızca estetik arayışlarla değil, teknoloji, kültürel kimlik ve hafıza arasındaki ilişkilerle belirlenecek. Yapay zekâ, dijital üretim ve yeni medya, sanatın araçlarını dönüştürürken; İstanbul gibi şehirler, sanatın "nereden konuştuğu" sorusunu gündeme getiriyor. Walter Benjamin'in "auranın kaybı" dediği şey belki de bugün yeniden tanımlanıyor: bir yapay zekâ eseri de aura taşıyabilir mi? Edward Said'in "coğrafyanın belleği" dediği olgu, İstanbul'un çok katmanlı kültürel yapısında hâlâ canlı. CI'nin önümüzdeki 20 yıldaki en büyük vizyonu, bu iki hattı "teknolojik yenilik ve kültürel hafıza" bir arada taşıyabilmek olmalı. Yani yalnızca küresel sanat piyasasına eklemlenen bir fuar değil, aynı zamanda İstanbul'un kendi özgün sesini dünyaya açan bir entelektüel platform.

EN ÇOK OKUNANLAR

Napoli Kraliçesi'nin Mirası
Napoli Kraliçesi'nin Mirası

Napoli Kraliçesi'nin Mirası

3 dakika okunma süresi
070 Shake, Stili ve Müzikal Evrimiyle Dior'a Yeni Bir Soluk Getiriyor
070 Shake, Stili ve Müzikal Evrimiyle Dior'a Yeni Bir Soluk Getiriyor

070 Shake, Stili ve Müzikal Evrimiyle Dior'a Yeni Bir Soluk Getiriyor

2 dakika okunma süresi
2025 Gotham Ödülleri: En İyi Kırmızı Halı Görünümleri
2025 Gotham Ödülleri: En İyi Kırmızı Halı Görünümleri

2025 Gotham Ödülleri: En İyi Kırmızı Halı Görünümleri

1 dakika okunma süresi
İstanbul'un En Yeni Mekanları
İstanbul'un En Yeni Mekanları

İstanbul'un En Yeni Mekanları

48 dakika okunma süresi
Aralık 2025'te Kaçırılmaması Gereken Sergiler
Aralık 2025'te Kaçırılmaması Gereken Sergiler

Aralık 2025'te Kaçırılmaması Gereken Sergiler

14 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Işığı, Ritmi ve İlhamı: Tiziana Terenzi'nin Zamansız İmzası
Işığı, Ritmi ve İlhamı: Tiziana Terenzi'nin Zamansız İmzası

Işığı, Ritmi ve İlhamı: Tiziana Terenzi'nin Zamansız İmzası

Zamansız Güzelliğin Görünmez Yolu
Zamansız Güzelliğin Görünmez Yolu

Zamansız Güzelliğin Görünmez Yolu

Sessiz Parıltı: Mina Akdağ
Sessiz Parıltı: Mina Akdağ

Sessiz Parıltı: Mina Akdağ

Gastromasa'nın Perde Arkası: Çok Özel Şef Röportajları
Gastromasa'nın Perde Arkası: Çok Özel Şef Röportajları

Gastromasa'nın Perde Arkası: Çok Özel Şef Röportajları

"Enfes Bir Akşam” Kadrosuyla Şehri, Zamanı ve Kendini Keşfetmek Üzerine
"Enfes Bir Akşam” Kadrosuyla Şehri, Zamanı ve Kendini Keşfetmek Üzerine

"Enfes Bir Akşam” Kadrosuyla Şehri, Zamanı ve Kendini Keşfetmek Üzerine

Porselenin İzinde: Tuba Önder Demircioğlu ile “Karşılaşma” Üzerine
Porselenin İzinde: Tuba Önder Demircioğlu ile “Karşılaşma” Üzerine

Porselenin İzinde: Tuba Önder Demircioğlu ile “Karşılaşma” Üzerine

Meltem Kaptan'dan Adile Naşit'in Hikâyesine Samimi Bir Dokunuş
Meltem Kaptan'dan Adile Naşit'in Hikâyesine Samimi Bir Dokunuş

Meltem Kaptan'dan Adile Naşit'in Hikâyesine Samimi Bir Dokunuş

Mandarin Oriental Bosphorus Istanbul: Serkan Yalçınkaya ile Lüksü Yeniden Tanımlayan Sezon”
Mandarin Oriental Bosphorus Istanbul: Serkan Yalçınkaya ile Lüksü Yeniden Tanımlayan Sezon”

Mandarin Oriental Bosphorus Istanbul: Serkan Yalçınkaya ile Lüksü Yeniden Tanımlayan Sezon”

Melek Zeynep Bulut ile “Açık Anıtlar” Üzerine
Melek Zeynep Bulut ile “Açık Anıtlar” Üzerine

Melek Zeynep Bulut ile “Açık Anıtlar” Üzerine

Candan Varnalı ile Afrika'da Kendini Yeniden Keşfetmek
Candan Varnalı ile Afrika'da Kendini Yeniden Keşfetmek

Candan Varnalı ile Afrika'da Kendini Yeniden Keşfetmek

Gücü, Şefkati ve Hayalleriyle Alara Mildon'un Dünyası
Gücü, Şefkati ve Hayalleriyle Alara Mildon'un Dünyası

Gücü, Şefkati ve Hayalleriyle Alara Mildon'un Dünyası

Rekabetin İzdüşümü: Kerem Kazaz
Rekabetin İzdüşümü: Kerem Kazaz

Rekabetin İzdüşümü: Kerem Kazaz