Bodrum, bu yaz yine yalnızca deniziyle değil; lezzet dolu sofralarıyla da büyülüyor. Michelin yıldızlı şeflerden İtalyan zarafetine, Japon robatayaki mutfağından Anadolu'nun köklü tatlarına kadar her damak tadına hitap eden yeni restoranlar sahneye çıkıyor. Mandarin Oriental'da Gigi, The Bodrum Edition'da Zula, Yalıkavak'ta Parlé ve Perran gibi mekanlar, gastronomiye bambaşka bir boyut katıyor. El Fuego Meksika'nın ateşini, Il Mio Sogno ise İtalya'nın sıcak ruhunu Bitez'e taşıyor. Ruins, Karma ve Savor Bodrum ise modern dokunuşlarıyla hafızalarda yer edecek deneyimler sunuyor. Bu yaz Bodrum'da her tabak, yalnızca lezzet değil; bir hikâye, bir hayal vaat ediyor.
Mandarin Oriental, Bodrum'un zarif dünyasında kapılarını açan Gigi, İtalyan mutfağının sıcak ruhunu Ege'nin büyüleyici atmosferiyle buluşturuyor. Burası, deniz kenarında uzun öğle yemekleri, gün batımında Bellini'ler ve geceyi uzatan sofistike lezzetler için ideal bir adres. 140 kişilik geniş terasında, trüflü risotto toplarından midyeli linguine'ye, dana carpaccio'dan Milan usulü dana etine uzanan menüsüyle Toskana'dan Puglia'ya bir tat yolculuğu sunuyor. Menüdeki fıstıklı dondurma Bodrum sıcağına serin bir İtalyan dokunuşu katarken, ikonik Bellini Bar ise Gigi deneyimini taçlandırıyor. Zeytin ağaçları, özel plajları ve Mandarin Oriental'ın kusursuz hizmetiyle Gigi, Bodrum'un yeni lüks gastronomi duraklarından biri olmaya aday.
İstanbul'un yaratıcı gastronomi sahnesinde kısa sürede kült statüsüne ulaşan Hodan, bu yaz Bodrum'un en seçkin sahil duraklarından biri olan Avantgarde Refined Yalıkavak'ta yepyeni bir kimlik kazanıyor. Beyoğlu'nun sofistike ve yerel dokusunu Ege'nin ferahlığıyla harmanlayan bu pop-up proje, lezzetseverler için sezonun en merak uyandıran açılışlarından biri olmayı başardı bile. Projenin mutfak küratörü, tabii ki Hodan'ın kurucu şefi Çiğdem Seferoğlu. Şef Seferoğlu, kendi ifadesiyle "yerelden beslenen, hikâyesi olan tabaklar" yaratma felsefesini bu defa zeytin ağaçlarının gölgesinde, denize karşı yorumluyor. Hodan Bodrum'da menü; Ege'nin mevsimsel ürünleriyle İstanbul'un entelektüel mutfak yaklaşımının zarif bir sentezini sunuyor. Bodrum'un sezonsal restoran sahnesine akıllıca bir katkı yapan Hodan, İstanbul'un hızlı tempolu, çok katmanlı mutfak enerjisini alıp, onu Ege'nin yavaş ritmine uyarlıyor. Sonuç? Lezzetli, dengeli ve ruhu olan bir yaz adresi.
İstanbul'un sofistike lezzet adreslerinden Parlé, şimdi Yalıkavak Marina'nın göz alıcı atmosferinde Bodrumlu'larla buluşuyor. Güney Fransa ve Akdeniz mutfağından ilham alan Parlé, zarif dekorasyonu, ferah iç mekânı ve marina manzaralı bar alanıyla unutulmaz bir gastronomi deneyimi sunmaya hazırlanıyor. Menüsünde; Osetra havyarlı trüflü süzme yoğurtlu pankeklerden, ayva marmelatlı ılık kaz ciğerine, kum midyeli tagliatelle'den siyah trüf mantarlı tagliolini'ye kadar rafine tatlar öne çıkıyor. Izgara jumbo karides ve Parlé ıstakoz ızgara gibi deniz ürünleri, Bodrum'a özgü ferah bir dokunuş katarken, bar menüsündeki karides popcorn ve sote bonfile küpleri gibi atıştırmalıklar keyifli akşamların vazgeçilmezi olmaya aday. Gün batımından geceye uzanan DJ performanslarıyla Parlé, Yalıkavak Marina'nın en sofistike buluşma noktalarından biri olmayı başardı bile.
Türk mutfağını Oscar Ödülleri gecesine taşıyan ünlü Şef Cihan Kıpçak'ın yaratıcı imzasını taşıyan Zula, İstanbul ve Londra'daki başarısının ardından şimdi The Bodrum Edition'da gastronomi sahnesine iddialı bir giriş yaptı. Backstreet ruhunu ve sokak lezzetlerinin samimiyetini fine-dining tekniğiyle buluşturan Zula, Bodrum'da da şef odaklı "chef-driven" yeni nesil sokak yemeği konseptiyle fark yaratıyor. Zula menüsünde, klasikleşmiş paylaşılabilir tabaklar şefin özgün dokunuşlarıyla yeniden yorumlanıyor. Şef Kıpçak'ın sokak yemeğine olan tutkusunu yansıtan menüde; imza burgerlerinden yaratıcı dürümlere, global tekniklerle harmanlanan lokal lezzetlere kadar geniş bir yelpaze bulunuyor. Rafine dokunuşlara sahip bu sokak lezzetleri, rahat ve enerjik atmosferde sunularak günün her saati yeniden uğranmak istenen bir deneyime dönüşüyor. Zula, hem öğle saatlerinde rahat bir kaçamak hem de geceye hazırlık yapan lezzetli bir buluşma noktası arayanlar için sezonun en çok konuşulacak adreslerinden biri.
Torba'nın sanatla iç içe dünyasında, Casa dell'Arte Otel'in zarif atmosferinde kapılarını açan Cotto Sul Mare, İtalyan yaşam tarzının sıcaklığı ve şıklığını Bodrum sahillerine taşıyor. Gündüzleri sakin ve rafine bir beach deneyimi sunan mekan, gün batımıyla birlikte şık bir İtalyan restoranına dönüşerek 'Dolce far Niente' felsefesini kusursuzca yaşatıyor. Casa dell'Arte'nin sanat dolu avlusundan geçerek ulaşılan Cotto Sul Mare, misafirlerini adeta Toskana veya Amalfi sahillerinde bir kasabaya ışınlıyor. Menüsünde ise İtalya'nın geleneksel tatları modern bir yorumla sunuluyor: odun ateşinde pişen pizzalar, el yapımı makarnalar ve Melanzane, Arancini, Rigatoni alla Vodka, Bistecca Fiorentina ile Pesto Pistachio gibi öne çıkan lezzetler, gastronomi tutkunları için cazip seçenekler yaratıyor. Tatlı menüsünde Limoncello Tiramisu ve Cannoli, yaz akşamlarının favorisi olmaya aday. Sağlıklı beslenen misafirler için Selin Kutucular ve Pınar Demirkaya danışmanlığında hazırlanan fit menü seçenekleri de mevcut. Mekan, yaz boyunca DJ performansları, özel tadım akşamları, sanat etkinlikleri ve kültürel buluşmalarla dolup taşacağa benziyor.
Bitez'in enerjik sahnesine sıcak bir Latin dokunuşu getiren El Fuego, Meksika mutfağının cesur, renkli ve paylaşım odaklı ruhunu Bodrum'a taşıyor. Adı İspanyolca'da "ateş" anlamına gelen El Fuego, yalnızca mutfağıyla değil; canlı atmosferi, dinamik servisi ve kutlama hissi yaratan sofralarıyla da bu ateşi hissettiriyor. Mekan, menüsünde el yapımı tortilla'lardan közde pişen fajitalara, baharat dengesiyle öne çıkan et yemeklerinden taptaze guacamole'ye kadar Meksika'nın sevilen klasiklerini özgün reçetelerle sunuyor. Akşam saatlerinde DJ performansları ve renkli kokteylleriyle atmosferin enerjisi yükselirken, El Fuego; arkadaş gruplarıyla uzun sofralar kurmak, butik kutlamalar yapmak ve Bodrum gecelerine Latin ruhu katmak isteyenler için ideal bir adres haline geliyor.
Bitez'in kalbinde açılan Il Mio Sogno, adını İtalyanca "benim hayalim" ifadesinden alıyor ve bu ismi, her sofrada yeniden hayat bulan bir hayale dönüştürüyor. Şef Lorenzo Pellecchia ve Marco Melluzi'nin imzasını taşıyan menü, İtalyan mutfağının geleneksel tatlarını çağdaş sunumlarla harmanlıyor. El yapımı makarnalar, taze deniz ürünleri ve odun fırınından çıkan pizzalar, misafirlere Akdeniz'in bereketli ruhunu Bitez'in sıcaklığıyla hissettiriyor. Menüde; Roma usulü ince hamurlu formaggi, diavola ve bresaola pizzaların yanı sıra branzino alla crema catalana, guazzetto di mare, vitello tonnato, ravioli di magro, paccheri allo spada, gnocchi gorgonzola e noci ve klasik lasagna gibi sofistike lezzetler öne çıkıyor. Mekanın rooftop alanı, gün batımına karşı şef kokteylleriyle şık bir atmosfer sunarken; özel Private Room bölümü, butik kutlamalar ve iş yemekleri için ayrıcalıklı bir deneyim vadediyor. İyi yemeği, güzel müziği ve keyifli anları buluşturan Il Mio Sogno, Bitez gastronomi sahnesine Akdeniz zarafeti ve İtalyan ruhunu taşıyan yeni nesil bir lezzet noktası olarak dahil oluyor.
Ruhu olan bir resort... Yalıkavak'ın doğal güzellikleriyle çevrili Ruins Luxury Resort, Sinan Kafadar'ın antik kentlerden ilham alan mimarisiyle sanat, wellness, tasarım ve gastronomiyi iç içe geçiriyor. Resort'un imza restoranı Miraj ise antik Muğla mutfağının geleneksel reçetelerini modern tekniklerle yorumluyor. Menüde yerel ürünler ön planda; şef Kubilay Yıldırım'ın dokunuşlarıyla geleneksel tatlar çağdaş bir sunum kazanıyor. Akşam servisi 19.00–24.00 arasında sürüyor. 16–20 Temmuz ve 6–10 Ağustos tarihleri arasında ise Miraj'ın mutfağı Michelin yıldızlı şef Atilla Heilbronn'a emanet olacak. Heilbronn, Urla'daki Michelin restoranı Narımor deneyimini Bodrum'a taşıyarak, mevsimsel Anadolu ürünlerini çağdaş fine‑dining teknikleriyle sunacak.
Bodrum Marina'nın tam karşısında, günün altın saatlerinde ışıkla birlikte hikayesini anlatmaya başlayan Karma, gastronomide "anlamlı lezzet" arayanlar için yepyeni bir durak oluyor. Yerel üreticilerden tedarik edilen malzemelerle hazırlanan her tabak, Ege'nin ruhunu, üreticinin emeğini ve mevsimin izlerini taşıyor. Menüsünde; karamelize soğanlı gambilya fava, Bodrum mandalinası marmelatlı ızgara saganaki peyniri, zeytinyağında ağır ağır pişen enginar sapı ve kavrulmuş semizotlu çıtır mücver gibi, Ege'nin klasik lezzetlerini modern ve zarif yorumlarla sunan tabaklar öne çıkıyor. Mevsimin taze balığı sarımsaklı, acılı, zeytinyağlı pil pil sosla buluşurken, süzme yoğurtla yapılan dondurma ve yanında sunulan lokma, menüyü tatlı bir finale taşıyor. Karma'nın mimarisi de mutfağı kadar samimi; Bodrum'un ışığından ilham alan, doğal taş ve ahşapla şekillenen sıcak tasarımı, yaz-kış yaşayan modüler alanlarıyla birleşiyor. Gün boyu kahvaltıdan akşam yemeğine uzanan lezzet deneyimi, geceleri Karma Sahne'deki canlı müzik ve DJ performanslarıyla enerjik bir ritme kavuşuyor. Her tabakta bir hikaye anlatan, her detayında Ege'nin sadeliğini ve samimiyetini yansıtan Karma Bodrum, gastronomi tutkunları için yıl boyunca canlı kalacak yeni bir buluşma noktası olacak gibi görünüyor.
İstanbul'un klasik ocakbaşı kültürüne modern bir soluk getiren Perran, yaz sezonunda rotasını Bodrum'a çeviriyor. Caddebostan ve Kalamış'taki şubeleriyle tanınan Perran, ödüllü kebap ustası Şef Mehmet Keskin'in Doğu ve Güneydoğu Anadolu mutfağına getirdiği çağdaş yorumları şimdi Yalıkavak'ın masmavi sularıyla buluşturuyor. Yalıkavak Tilkicik Koyu'nda açılan yeni mekan, denizle iç içe konumuyla hem gözlere hem damaklara hitap ediyor. Menüde özenle marine edilmiş kebap çeşitlerinden taş fırında hazırlanan ürünlere, yöresel mezelerden farklı coğrafyaların baharatlarıyla harmanlanmış et tabakalarına kadar zengin seçenekler yer alıyor. Mehmet Şef'in maharetli ellerinden çıkan her tabak, otantik Anadolu lezzetlerini rafine ve yenilikçi bir dokunuşla sunuyor. Gündüzden geceye uzanan keyifli atmosferi, kaliteli servisi ve klasik ocakbaşı ruhunu çağdaş bir deneyime dönüştüren Perran, bu yaz Yalıkavak'ta gastronomi tutkunlarının vazgeçilmez adreslerinden biri olmaya hazırlanıyor.
Bu yaz Bodrum, Michelin yıldızlı bir dokunuşla tanışıyor. La Bohemme Bodrum çatısı altında açılan Savor Bodrum, Fransız şef Fabrice Amar'ın vizyonu ve genç şef Erimcan Lafçı'nın yaratıcı yorumlarıyla sofistike bir gastronomi deneyimi sunuyor. Kariyerine Fransa'da başlayan, Miami'den Bangkok'a dünyanın önde gelen gastronomi destinasyonlarında iz bırakan Amar, Savor Bodrum'un menüsünü yalnızca teknik ustalıkla değil, her tabakta bir duygu, bir hafıza ve kalıcı bir bağ yaratma amacıyla kurguluyor. Menüde Akdeniz tazeliği ve Fransız zarafeti, Bodrum'un toprağı, denizi ve güneşinden ilham alan lezzetlerle buluşuyor. Rafine ama samimi "casual fine dining" atmosferi, özel kutlamalardan romantik akşamlara her anı unutulmaz kılıyor. La Bohemme Bodrum'un ruhuyla bütünleşen SAVOR Bodrum, bu yaz gastronomi tutkunlarını duyulara hitap eden, sanatsal bir lezzet yolculuğuna davet ediyor.