Bir akşam düşünün; masanızda üç farklı ülkenin en parlak şefleri var. Biri Paris'in zarif dokunuşlarını, diğeri Londra'nın cesur yorumlarını, bir diğeri ise İstanbul'un ruhunu tabağa taşıyor. Siz de Boğaz'ın ışıkları eşliğinde onların imzalarını taşıyan altı farklı lezzeti deneyimliyorsunuz. "Three Chefs, Three Feasts" serisinin İstanbul'daki finali işte tam da böyle bir akşam vadediyor: Tekrarı olmayan, şehre ve damaklara iz bırakacak bir buluşma...
Şef Taylan YücelBazen bir akşam yemeği sadece yemek değildir. Bir deneyimdir, bir yolculuktur. The Peninsula'nın başlattığı "Three Chefs, Three Feasts" serisi de tam olarak bu tanıma uyuyor. Üç ayrı ziyafet ile üç farklı şehirde gerçekleşen bu özel gastronomi deneyimin ilki 13 Mayıs'ta The Peninsula Paris'in teras restoranı L'Oiseau Blanc'ta başlamıştı. İkincisi 30 Eylül'de The Peninsula London'ın terasında yer alan Brooklands by Claude Bosi'de devam etti, şimdi de son durağında, İstanbul'da karşımıza çıkıyor. Üç büyük şef ve üç farklı mutfak karakteri, bu kez GALLADA'da buluşuyor.
Şef Fatih Tutak, Şef Claude Bosi, Şef David BizetClaude Bosi... Fransa'da yetişmiş, fakat klasiklerin sınırlarını zorlamaktan çekinmeyen, her tabağında cesur bir dokunuş barındıran bir şef. David Bizet... Tekniğin zarafetini, inceliğin gücünü öne çıkaran bir mutfak filozofu. Ve tabii ki Fatih Tutak... İstanbul'un ruhunu, Anadolu'nun ürünlerini çağdaş bir vizyonla buluşturan, şehrin gastronomi iddiasını ise dünyaya duyuran isim. Tüm bu özelliklerin hepsi aynı menüde yan yana gelecek. Üstelik bu kez Boğaz'ın ışıkları, Tarihî Yarımada'nın silueti, dünyanın farklı mutfaklarından üç büyük ustanın yarattığı lezzetlere fon olacak.

Altı aşamadan oluşacak özel menü ise yalnızca damakta değil, bellekte de uzun süre iz bırakacak. Her tabak, şeflerin kişisel yolculuğunu ve mutfağa bakışını yansıtacak, dolayısıyla aynı masada üç farklı kültürün diyalog kurmasına tanık olacaksınız.

Bu buluşmayı ayrıcalıklı kılan, yalnızca Michelin yıldızlarının parıltısı değil. İstanbul'un kendisi de artık bu sahnenin bir oyuncusu. Dünyanın en önemli gastronomi şehirleri arasında adını daha yüksek sesle duyurmak isteyen bir metropol için bu gece yalnızca bir yemek değil; şehrin belleğine yazılacak bir deneyim olacak.

Kısacası, 21 Ekim akşamı GALLADA'da yemek yemek bir ayrıcalıktan fazlası olacak. Bir davet değil, bir gastronomi dersi gibi düşünün. Üç ayrı kültür, üç farklı mutfak anlayışı, tek bir masada kesişiyor.