Kendini keşfetme ve büyüme döneminde... Ekin Su, "Love Island" ile İngiltere'nin en tanınan yüzlerinden biri olmasının ardından, oyunculuk ve moda tutkusuyla bütünleşen projeleri gözden geçirdiği bir süreç içerisinde şu sıralar: "Hayatıma değer katan, mutluluğumu ve mental sağlığımı destekleyen insanlara odaklanıyorum. Bu anlamda çevremde inanılmaz bir destek grubu kurdum. Her sabah uyanmak için heyecan duyduğum bir hayat yaşıyorum. Artık kariyerimdeki çabayı da iç huzurumla dengelemeyi başardım. "
İngiltere'de yaşayan Türk bir ailede büyümek nasıl bir deneyimdi?
Kültürlerin güzel bir karışımını yaşadım. Bu da beni bugünkü ben yaptı. Ailem, dışarıda İngiliz yaşamına dahil olmamı, evde ise Türk köklerimden vazgeçmememi destekledi. Türk geleneklerimize her zaman bağlı kalarak büyüdük. Bu iki kültür, dünyayı erken yaşta harmanlamamı ve kimliğimi takdir etmeyi öğretti. Böyle büyüdüğüm için kendimi çok şanslı hissediyorum. Her iki kültür ile bir arada yetişmek beni esnek, anlayışlı, açık fikirli ve herkes ile empati kurabilen biri haline getirdi. Türk kökenlerimden tutku ve sıcakkanlılığı, İngiliz kültüründen ise açık fikirli ve alçakgönüllü olmayı öğrendim.
İngiltere'de nasıl bir düzen ve hayat temposu içindesin?
Yoğun ve heyecan verici olmasının yanında aynı zamanda dengede geçiyor günlerim. Londra benim ana üssüm ama dünyada farklı noktaları da keşfetmeye her zaman hazırım. Ayrıca sevdiklerimle vakit geçirmekten keyif alıyorum. Böyle yoğun bir sektörde huzuru korumanın gerçek anahtarı, sevdiklerinle vakit geçirmek.
Her şey nasıl başladı peki? Seni oyunculuk dünyasına yönlendiren akıl çelici faktörler neler oldu?
Çocukken oyunculuğa aşık oldum. O yaşlarda sahneye çıkmak ve izleyicilerle iletişim kurmaktan mutlu olurdum. Ailem bu yönümü benden önce keşfetti ve böylelikle oyunculuğun peşinden gitmem gerektiğine dair bana destek oldu. Eğitimimi ise sahne sanatları ve drama üzerine tamamladım. Ardından kısa bir süreliğine Türkiye'ye taşındım ve Müjdat Gezen Sanat Merkezi'nde ilk tiyatro oyunuma çıktım. Sonraki süreçte "Kuzey Yıldızı İlk Aşk" dizisinde rol aldım. Oyunculuk, kendimi tam anlamıyla ifade etmemi sağlıyor; yeni kimlikler yaratmak ise beni heyecanlandırıyor.
Oyunculuk dışında kendini ifade ettiğin başka yaratıcı alanlar var mı?
Evet! Şarkı söyleyerek ve dans ederek hikayeler anlatmayı çok seviyorum. Bu iki alan benim için oldukça terapötik etkiler yaratıyor.
Günümüzde, ruh sağlığını korumak çok da kolay değil ama şanslısın çünkü annen bir psikolog. Ondan öğrendiğin en önemli şey ne oldu?
Annem bana duyguların korkulacak bir şey olmadığını, hayatın içinde bir rehber olduklarını öğretti. Ayrıca kırılganlığın bir zayıflık değil, bir güç olduğunu ve her zaman iyi olmamanın sorun olmadığını öğretti. Pek çok insanın iç dünyasında nelerle mücadele ettiğini hiçbir zaman gerçekten unutmamamız gerekiyor.
Zeynep Kartal da senin gibi İngiltere'de adından söz ettiren önemli Türk isimlerden. Zeynep'i ne zaman keşfettin?
Birkaç yıl önce bir arkadaşımın üzerinde elbisesini gördüm ve bayıldım. Tasarımında zarafeti ve gücü aynı anda harmanlamasından etkilendim. Zeynep Kartal, tasarımlarını modern ve zamansız dokunuşlarla bütünleştiriyor, gerçekten ilham veren bir moda tasarımcısı.
Zeynep Kartal tasarımları içinde kendini nasıl hissediyorsun?
Tasarımları feminenliğe çok güzel bir şekilde odaklanıyor. Aynı zamanda da tasarımlarını giydiğimde kendimi gerçekten çok iyi hissediyorum. Özellikle İngiltere'de yaşayan bir Türk olarak Zeynep'in moda dünyasındaki başarısının yanı sıra uluslararası arenada da duruşunu çok beğeniyorum. Hem "ready to wear" hem de "haute couture" koleksiyonlarını severek giyiyoruz. Özellikle "haute couture" parçalarındaki ince işçilik ve detaylar beni çok etkiliyor. Her bir tasarımını adeta bir tablo gibi işler...
Bugün giydiğin tasarımlardan dolabına hangi parçayı mutlaka eklemeyi istersin?
Açıkçası tüm koleksiyonu gardırobuma eklemek isterdim ama beni bir prenses gibi hissettiren mavi elbise bu çekimde sıranın en üst noktasında yerini aldı.
Bu çekim aynı zamanda kadın dayanışmasını da yansıtıyor. Kadınların birbirine gerçek anlamda alan açması hakkında ne düşünüyorsun?
Dünyada kadın dayanışmasından daha güzel bir şey yok. Kadınlar birbirine destek verdiğinde inanılmaz bir enerji ve etki ortaya çıkıyor. Zeynep de kadın dayanışmasına her zaman destek veren bir isim. Mülteci kadınlarla geçtiğimiz yıllarda Londra Moda Haftası'nda harika bir koleksiyon çıkardı. Bu gibi iş birliklerini en çok biz kadınlar desteklemeliyiz. Dünyanın kadın dayanışmasına daha çok ihtiyacı var.
Başka bir kadının hayatında nasıl bir iz bırakmak istersin?
Kadınların kendilerine inanmaları ve her ne olursa olsun her zaman cesur olmaları için onlara ilham vermek isterdim. Her koşulda kendileri olmaktan asla vazgeçmesinler!
İngiltere'den geldin ve doğrudan İstanbul'da kapak çekimine başladın. En son ne zaman İstanbul'daydın? İstanbul senin için ne ifade ediyor?
Geçen yazdan beri İstanbul'a gelmedim ama uçağım iner inmez yine kendimi evimde gibi hissettim. İstanbul, içimde her zaman yenilikleri ve güzellikleri uyandıran bir şehir. Enerjisi, tarihi ve güzelliğiyle adeta insanı büyülüyor.
İstanbul'a her geldiğinde mutlaka ne yaparsın?
Olabildiğince fazla Türk yemeği yemeye çalışıyorum! Kapalıçarşı'ya uğramadan ve bol bol çay içmeden asla dönmem.
Yarışmaya katılma fikri nasıl ortaya çıktı? Bu deneyim hayat yolculuğunda nerede duruyor?
"Love Island"a katılmam neredeyse tamamen spontane bir karardı. Bu deneyim beni konfor alanımın dışına çıkardı ve hayatımı tamamen değiştirdi diyebilirim. Ne kadar güçlü olabileceğimi ve sevgimi ne kadar çok paylaşabileceğimi bana gösterdi. Aynı zamanda bu süreç, hayatımı zenginleştiren harika insanlarla tanışmama olanak sağladı.
Program sayesinde aşk hayatın da dikkat çekti. Aşk senin için ne ifade ediyor?
Aşk, benim için derin bir bağ, güven ve biriyle tamamen kendin olabilmek aslında... Aşk, hem bireysel gelişimi hem de birlikte büyümeyi mümkün kılıyor. Huzurlu, güvenli ve beklenmedik bir anda gelen bir aşkı değerli buluyorum. Aşkın tanımı benim için tam olarak bu...
Türkiye'deki oyunculuk kariyerinle İngiltere'de tanınan bir ekran yüzü olmayı nasıl dengeliyorsun? İki ülke arasında kariyer inşa etmek nasıl bir süreç oldu?
Kendime karşı sabırlı olmayı ve hayatın getirdiklerine güvenmeyi öğreniyorum. Küresel bir kariyer inşa etmek, esnek olmayı ve sürekli gelişimi kabullenmeyi gerektiriyor. Türkiye'den 2021'de ayrıldığım zaman oyunculuğu bırakmıştım. Geçen dört yıldan sonra kendimi bu işe tamamen adayabileceğim bir noktada hissediyorum. O zamandan bu yana kariyerimi çok geliştirdim ve kendim hakkında çok şey öğrendim. Oyunculuk benim gerçek tutkum ve gelecekte bu sektörde neler yaşayacağımı görmek için sabırsızlanıyorum.
Ekran ve sosyal medya bazen bir illüzyon yaratabiliyor. Herkesin tanıdığı Ekin Su ile aynaya baktığında gördüğün kişi ne kadar benziyor? İnsanların seni ne kadar tanıdığını düşünüyorsun?
Hayatımdaki her şey gerçek... Beni nasıl görüyorsanız, oyum. İnsanları memnun etmek için kendimi filtrelemiyorum, olduğum gibiyim. Bir taraftan reality şovlar ve sosyal medya, insanın çok kurgulanmış bir versiyonunu yansıtabiliyor. Bu işin doğasında var. Mesela ekranda çok kırılgan ve duygusal biri olarak görülsem de sanıldığından çok daha güçlü bir yanım var. Tiyatrallık doğamın bir parçası, ancak beni gerçek hayatta tanıyanlar, özümde nasıl biri olduğumu daha iyi görebiliyor tabii ki...
İngiltere'nin en sevdiğin rotaları arasında bize de önerebileceğin nereler var?
Notting Hill'i canlı atmosferini, vintage dükkanlarını ve harika yemeklerini çok seviyorum. Biraz deniz havası almak istiyorsam Brighton bunun için mükemmel bir yer. Soho'ya ise akşamları gitmekten keyif alırım.
Kendin için alan yaratman gerektiğinde neler yapıyorsun?
Telefonumdan uzaklaşmayı ve sadece anı yaşamayı seviyorum. Yalnız kalıp düşüncelerimle baş başa kalabileceğim bir yolculuğa çıkmak da beni iyileştiriyor. Doğa yürüyüşleri ise bana her zaman terapi gibi geliyor.
Göz önündeki kadınlar için güzellik bazen bir baskı unsuru olabiliyor. Kendinle barış içinde nasıl kalıyorsun?
Kendime her zaman güzelliğin mükemmel olmakla değil, nasıl hissettiğinle, kendini sevmek ve güvenmekle ilgili olduğunu hatırlatıyorum. Bir kadının güzellik sırrı her zaman kendine karşı nazik olmasıdır.
Seni sen yapan şeyin ne olduğunu düşünüyorsun?
İçimde yıkılmaz bir güç var; hayat ne getirirse getirsin, her zaman onunla başa çıkmanın bir yolunu bulurum. Duygularımı içime asla atmamaya çalışırım, duygularımı olduğu gibi yaşarım.
Şu sıralar seni en çok ne heyecanlandırıyor?
Yeni maceralar, taze başlangıçlar ve önümdeki fırsatlar beni hep heyecanlandırır.
Röportaj: Filiz ŞEREF KULU
Fotoğraf: Zeynel ABİDİN AĞGÜL
Styling: Zilan BÜLBÜL
Saç ve Makyaj: Sabit AKKAYA
Fotoğraf Asistanı: Murat AĞGÜL, Berşah Eren AĞGÜL
Styling Asistanı: Mercan KORKUT
Mücevherler için Urart'a teşekkür ederizMekan için Rixos Tersane Istanbul'a teşekkür ederiz