Hobisini hayatında önemli bir yerde konumlandırması sayesinde müzik vizyonunu keşfetme fırsatı yakaladığımız Levent Özçelik, sahnedeki duruşu ve seçtiği melodilerle, dinleyicilerini her performansta farklı bir atmosferin içine çekmeyi başarıyor. Şehir hayatının koşuşturmacasıyla sahnenin dinamik dünyasını ustaca harmanlayan müzisyen; bu yazın favorilerini, sahneyi ve deneyimlerini bizimle paylaşıyor.
· Walterino, Plastik Guys – Aje Ajo (Narf Zayd & Buba DJ Remix)
· Negrocan - Cada Vez (Jerry Ropero-S Avant Garde Mix)
· Hacienda - Sabor (Ralf Gum's Latin Flavour Mix)
· Sofi Tukker, Mari Merenda, Sophia Ardessori – Veneno
· Jerry Ropero, Denis the Menace, Sabor, Jaqueline – Coração
· Mats & My - Sweet Child O'mine
· Janaina - The Rhythm of the Night
· Rio Branco – Maniac
· Pablo Cepada - Cold Heart
2025 yazın mood'unu belirleseniz nasıl tarif edersiniz?
"Daha iyi bir yaz olsun" demek sadece havayla, denizle değil; hisle, müzikle, insanlarla da iyi bir yazdan bahsetmek demek. Bu yazın ruhu; hafiflik, özgürlük ve sadelik üzerine kurulu. Bir nevi zihinde, müzikte ve yolculukta "sonsuz bir yazın" peşindeyiz.
Bugüne kadar çaldığınız bir yaz mekanındaki en unutulmaz anınız ne oldu?
Cote d'Azur'un o meşhur beyaz gecesinde, Beau Rivage plajında arkamda sonsuz bir Akdeniz, önümde binlerce insan vardı. Gecenin son DJ'i olarak sahnedeydim. O dönem David Guetta, Armand Van Helden, David Vendetta gibi isimlerle çalışan ünlü vokal Tara Mcdonald ile iki saatlik bir performans yapmıştık. Herkesin ayakları çıplak, gözleri kapalıydı. Müziğin ve dalgaların ritmi birbirine karışıyordu. Zaman durdu sanki. Müziğin orada sadece bir ses değil, kolektif bir hafıza olduğunu hissettim. O anı hâlâ taşıyorum.
Son yıllarda dinleyicinin beklentisini nasıl gözlemliyorsunuz? Bu beklentiler sektörde değişim yarattı mı?
Dinleyici artık sadece eğlenmek değil, hissetmek de istiyor. Seçicilik arttı; herkesin elinde sınırsız müzik var ama özel anlar az. Bu da DJ'leri ve müzik küratörlüğünü yeniden tanımlıyor. Klasik anlamda "çalmak" yetmiyor artık; atmosfer yaratmak, anı inşa etmek gerekiyor. House'un daha organik yorumları, Brezilya esintileri ya da eski parçaların yenilenmiş halleri bu yüzden daha çok öne çıkıyor. Son yıllarda 80 ve 90'ların parçaları remix ediliyor, house remix ve bossa nova düzenlemeleri tercih ediliyor.
Son dönemde tekrar Brezilya sound'u gözde oldu; sizce neden?
Brezilya sound'u bence sadece bir müzik türü değil, bir yaşam hissi. Hafif, akışkan ve özgür. Bu yaz da insanlar kendini o ritme bırakmak isteyecek. Çünkü Brezilya, neşe ile melankoliyi aynı potada eritebilen nadir coğrafyalardan biri. O yüzden bu yaz vazgeçilmez olacak. Hem nostalji hem yenilik içeriyor.
Yaz playlist'inizde kimseyle paylaşmaya kıyamadığınız gizli kalmış bir favoriniz var mı?
Herkesin listesinde patlayan parçalar olur ama bazı şarkılar sessizce yer eder insanda. Tıpkı Kygo & Donna Summer'dan "Hot Summer" gibi. Her dinlediğimde sanki yazın başka bir katmanını açıyor. Paylaşmaktan çekinmem ama onunla karşılaşmak biraz tesadüf işi olmalı. O yüzden listemin en derin, en sessiz köşesinde duruyor; kendi zamanını bekliyor.
Bu yaz sizi nerelerde dinleyebileceğiz?
Ben genelde arkadaşlarımla onların kendi mekanlarında buluşmayı seviyorum; Yunanistan, Mikonos, Patmos, Bodrum, Göcek...
Gece boyunca sahnede kalıp sonra gün doğumunda yine arka planda müzik açanlardan mısınız yoksa sessizliği dinleyenlerden mi?
Ben aslında müzik severim, belki bir tık ötesi ama DJ değilim. DJ'lik benim için bir hobi ve bu hobimi kalabalık mekanlarda; örneğin Singapur, Çin, Fransa, Yunanistan, Almanya ve Türkiye'de müzik deneyimiyle birleştiriyorum.
Müziğin dışında ilham aldığınız bir disiplin var mı?
Sinema ve edebiyattan ilham alıyorum.
Fotoğraf: iStock