New York, moda haftasında gerçekçi bir sahne oluşturmada her zaman başarılı olmuştur. Metro istasyonlarından gökdelenlerin teraslarına kadar şehir, podyumun bir uzantısı gibi hareket eder. Bu yıl da pek farklı olmadı. Yedi gün boyunca şehrin temposu, sabahın erken saatlerinde başlayan defileler, öğleden sonra sunumlar ve gece yarısına kadar süren davetlerle birleşerek kesintisiz bir ritim yarattı. Moda haftasının büyüsü, yalnızca koleksiyonların sergilenmesinde değil; şehrin kaosunun, insan akışının ve modern hayatın temposunun tasarımlara nasıl yansıdığında gizliydi. 2026 İlkbahar/Yaz koleksiyonları, geçmişin güvenli klasiklerinden geleceğin cesur denemelerine kadar uzanan geniş bir yelpazede hem New York'un çok katmanlı kimliğini hem de modanın evrensel dinamizmini yansıttı.
Calvin Klein 2026 İlkbahar-YazNew York Moda Haftası'nın en çok konuşulan anlarından biri, Calvin Klein'ın yeni kreatif direktörü Veronica Leoni'nin ikinci koleksiyonuydu. Markayı yıllar sonra yeniden podyuma taşıyan Leoni, 90'ların minimalizmini çağdaş bir duyarlılıkla harmanladı. İnce çizgili takımlar, keskin silüetler ve sade ama güçlü bir renk paleti, Calvin Klein'ın köklerine dönüşünü hissettirdi. Koleksiyon, kusursuz bir bütünlük içinde olmasa da markaya yön verdi: samimiyet ile teşhir arasındaki gerilimi ustaca işledi. Defilenin ön sıralarında bizzat Ralph Lauren'in yer alması ise hem sembolik hem de tarihi bir onay niteliğindeydi; bu, yalnızca bir defile değil, New York modasının yeniden yazılan bir bölümüydü.
Brandon Maxwell ve Monse, onuncu yıl dönümlerini kutlarken moda haftasının hafızasında iz bırakacak şovlara imza attı. Koleksiyonlar, markaların geçmiş yolculuklarını onurlandırırken aynı zamanda gelecek vizyonlarını da ortaya koydu. Diğer yandan SC103, Maria McManus, Zankov ve Diotima gibi genç isimler ilk büyük defilelerini sahneledi. Özellikle Diotima'nın Rachel Scott imzalı çıkışı, tasarımcının Jamaika kökenlerinden beslenen özgün estetiğiyle dikkat çekti. Scott'ın kısa süre önce Proenza Schouler'in kreatif direktörlüğüne atanmış olması, bu defilenin yalnızca bir çıkış değil, aynı zamanda güçlü bir kariyer ilanı olmasını sağladı. Moda haftası bu anlamda, hem köklü evlerin kutlamalarına hem de yeni seslerin sahneye çıkışına tanıklık etti.
Qin Lan, Naomi Watts, Tessa Thompson, Ciara, Jessica Alba, Mindy Kaling, Avantika Vandanapu ve Mary Beth Barone Tory Burch defilesindeNew York Moda Haftası'nın cazibesi geçtiğimiz senelerin aksine ön sıralarda da oldukça yoğun yaşandı. Oprah Winfrey ve Gayle King'den Rosalía ve Usher'a, Christopher Briney'den Jessica Chastain'e kadar geniş bir ünlü yelpazesi, defilelere yıldız gücü kattı. Bu görünürlük, moda haftasını yalnızca endüstri profesyonellerine yönelik bir etkinlik olmaktan çıkarıp pop kültürün küresel sahnesine taşıdı. Ünlülerin seçtiği görünümler de defileler kadar dikkat çekti ve podyumun ötesinde yeni bir moda anlatısı oluşturdu.

Ralph Lauren 2026 İlkbahar-Yaz
Ralph Lauren, yine moda haftasının en görkemli anlarından birine ev sahipliği yaptı. Upper East Side'daki markanın merkezinde gerçekleşen defile, modern Amerikan stilinin adeta bir kutlamasıydı. Zamansız blazerler, sofistike elbiseler ve spor şıklığın lüks yorumları, Ralph Lauren'in "dünün, bugünün ve yarının tasarımcısı" olma iddiasını bir kez daha doğruladı. Ön sırada Oprah Winfrey, Nick Jonas, Priyanka Chopra Jonas ve Jessica Chastain gibi isimlerin bulunması, defileye yalnızca moda değil, kültürel bir ağırlık da kattı. Ralph Lauren, bu şovla yalnızca bir koleksiyon sunmadı; aynı zamanda Amerikan modasının geçmişle geleceği arasındaki köprüsünü yeniden tanımladı.
COS, bu sezon New York Moda Haftası'na sürpriz bir şekilde damga vurdu. Brooklyn'deki endüstriyel bir mekânda düzenlenen defile, markanın "hızlı moda" kimliğinden sıyrılma çabasının en görünür adımıydı. Brutalist mekân, koleksiyonun soğuk ama güçlü estetiğini tamamladı: gri ve antrasit tonlarda uzun paltolar, sıkı kemerlerle vurgulanan silüetler, eldiven gibi oturan deri ayakkabılar... Koleksiyon, kaşmirden deriye uzanan malzeme çeşitliliğiyle markanın ciddiyetini ortaya koydu. Gwyneth Paltrow, Naomi Watts ve Lauryn Hill gibi ünlülerin ön sırada yer alması ise COS'un artık yalnızca erişilebilir bir perakende markası değil, moda haftasının gerçek oyuncularından biri olduğunun kanıtıydı.

Britt Lower
Defileler kadar sokak stili de moda haftasının en canlı parçasıydı. Sabah toplantılarından gece davetlerine kadar uzanan stiller, New York'un kaotik ritmini giyilebilir bir estetiğe dönüştürdü. Poplin gömlekler ve trençkotlar, zamansız bir sadelikle öne çıkarken; balon pantolonlar ve dantel detaylar modern bir dinamizm kattı. Sokaklarda görülen bu görünümler, modanın yalnızca gösterişli bir vitrin değil, günlük hayatın parçası olduğunu kanıtladı. New York Moda Haftası, bu sezon adeta bir işlevsellik dersi verdi: şıklık ve pratiklik aynı potada eriyebiliyor.
Eckhaus Latta 2026 İlkbahar-YazEckhaus Latta, Luar ve Area gibi bağımsız markalar, New York Moda Haftası'nın deneysel ruhunu canlı tutmaya devam ediyor. Yeni kreatif direktör Nicholas Aburn'un Area için sunduğu koleksiyon, Balenciaga'daki couture deneyiminden beslenerek markaya güçlü bir yön kazandırdı. Ancak bu isimlerin yaratıcılığı, aynı zamanda bağımsız markaların ekonomik baskılarla nasıl mücadele ettiğini de gözler önüne serdi. Büyük evlerin dev bütçeli şovlarının gölgesinde, bu bağımsız çıkışlar, modanın geleceği adına umut verici ama kırılgan bir tablo çizdi.


