2026 Met Gala, bu yıl modanın en temel sorusuna eğiliyor: Giysi bir süsleme mi, yoksa insan bedeninin devamı olan bir sanat formu mu? "Costume Art" teması tam da bu soruyu merkezine alarak, giyimin beş bin yıllık sanat tarihi içindeki yerini yeniden konumlandırmayı hedefliyor.

Temanın ilhamı, 10 Mayıs 2026'da Met'te açılacak olan aynı isimli sergiden geliyor. Bu sergi, müzenin geniş koleksiyonundan seçilen yaklaşık 200 sanat eserini, The Costume Institute arşivlerindeki 200 tarihi ve çağdaş giysiyle yan yana getiriyor. Amaç, giysiyi bir moda nesnesi olarak değil, bedenin sanat tarihindeki yolculuğunu taşıyan bir anlatı unsuru olarak görmek. Bu nedenle bir Yunan heykeliyle bir 1920'ler drapesi, ya da Hans Bellmer'in fotoğrafıyla Comme des Garçons'un hacimle oynayan bir tasarımı aynı sahnede buluşuyor.

Sergi, bedenin sanat tarihindeki üç ana yansımasını ele alıyor: İlk aşamada müzenin her köşesinde karşımıza çıkan klasik ve idealize beden, ardından tarih boyunca görünmez kılınmış hamile, yaşlanan ve norm dışı beden; son olarak anatomik yapıyı ve kırılganlığı öne çıkaran evrensel beden.

Bu yaklaşım, modayı sadece güzel bir görüntüden ziyade xinsan formunu yorumlayan bir disiplin olarak okumaya davet ediyor. Böylece Met, modayı diğer sanat dallarıyla aynı ağırlıkta konumlandıran iddialı bir kurgu sunuyor.

Bu yılki Met Gala'nın en dikkat çeken yeniliklerinden biri de Jeff Bezos ve Lauren Sánchez Bezos'un hem benefit'in hem de serginin ana sponsorları arasında yer alması. Bu ortaklık, Met'in son yıllarda hızlanan altyapı ve galeriler yenileme projesinin en büyük desteklerinden biri. Özellikle bu yıl açılacak olan 12.000 metrekarelik galeri, uzun zamandır beklenen bir dönüşümü temsil ediyor.

Bu yeni galeriler, her yıl düzenlenen Costume Institute sergilerinin daimi evi olacak. Böylece moda takipçileri, sergilerin müze içinde sürekli yer değiştirmesiyle uğraşmayacak; sergileme dili daha tutarlı, alan daha geniş, hikâye daha akıcı olacak.

Tüm bu yenilikler, 2026 Met Gala'nın kırmızı halısına da yansıyacak. Temanın beden ve sanat odaklı yapısı, tasarımcıları daha heykelsi formlara, transparan kumaşlara, klasik sanatın renk ve çizgilerini çağrıştıran silüetlere yönlendirebilir. Saint Laurent'in sergiye verdiği destek ise markanın kırmızı halıda güçlü bir görünürlük sağlayacağını şimdiden işaret ediyor.
Sonuç olarak bu yıl Met Gala, modayı yalnızca bir gecelik gösteriden çıkarıp, bedenin ve sanatın uzun yolculuğuyla ilişkilendiren daha olgun, daha araştırmacı bir çerçeve sunuyor. "Costume Art", hem moda dünyasının kendini ifade biçimlerini tazeleyen bir tema, hem de Met'in gelecekte moda sergilerini nasıl konumlandıracağının güçlü bir ön izlemesi.