Alessandro Michele'in kreatif yönetimi, Valentino'nun estetik kodlarını kıyafetleri bir bağlaç statüsünde tutarak mekân ve deneyim bağlamında da yeniden tanımlıyor. Michele ile birlikte Valentino bir süredir, lüks modayı bir anlatı aracına dönüştürürken şimdiyse izleyiciye yalnızlık ve geçiş anlarının estetiğini sunuyor. "Nocturne" isimli Cruise 2026 kampanyası, tam da bu vizyonun bir yansıması olarak, otel odalarını sahneye dönüştürüyor. Bireyler, günün gerilimini geride bırakıp uykunun sessizliğine teslim olurken, odalar geçici ama yoğun bir deneyim alanına dönüşüyor. Bu yaklaşım, markanın mekân ve zaman üzerinden yaptığı anlatısal genişlemenin somut örneği.
Kampanyada Marisa Berenson'dan Dakota Johnson'a, Dev Hynes'ten Tate McRae'ye uzanan kadro, yalnızlık ve paylaşım arasındaki hassas dengeyi gösteriyor. Her oda, kendi ritmini yaşayan varlıkları barındırıyor; paralel yaşamlar birbirine dokunmadan, ama aynı ritüeli paylaşarak kolektif bir deneyim yaratıyor. Chopin'in Nocturne in E Flat'ı, kampanyanın duygusal dokusunu güçlendiriyor; gece zamanının, geçiş anlarının ve ritüellerin sessiz yoğunluğunu seslendiren bir arka plan oluşturuyor.
Mekân, Michele'in vizyonunda tam anlamıyla bireysel deneyimlerin ve estetik ritimlerin birleştiği bir sahne. Moda, bu sahnede kıyafetlerden öteye geçerek, zamanın, mekânın ve gündelik ritüellerin estetiğini görünür hâle getiriyor. Kampanyanın çıkış dönemi olan sonbahar, günlerin kısaldığı, ışığın ve gölgenin birbirine geçtiği bir zaman. Bu da tema ile dönem arasında organik bir bağ yaratıyor; kampanya, mevsimsel geçişlerin duygusal yoğunluğunu görselleştiriyor.
Valentino Cruise 2026, markanın Alessandro Michele ile geçirdiği dönüşümü net bir şekilde ortaya koyuyor. Moda kampanyayla birlikye zaman ve ritüellerle birlikte deneyimlenen bir anlatıya dönüşüyor. Her oda, her kare ve her nota, markanın güncel vizyonunu somutlaştırıyor; bireysel yalnızlıklar, paylaşılan ritüeller üzerinden estetik bir kolektif deneyime dönüştürülüyor. Michele ile Valentino, böylece moda, mekân ve zaman ilişkisini çağdaş bir dille yeniden okuyor.