BİR PARÇA MELANKOLİ ÇOK FAZLA AŞK MONICA MOLINA

23 Ağustos’ta Bodrum, İspanyol sanatçı Monica Molina’nın etkisine teslim olacak! 12. Uluslararası D-Marin Klasik Müzik Festivali kapsamında sahne alacak olan sanatçı ile bir parça melankoli, çok fazla aşk konuştuk.

ABONE OL
18 Ağustos 2016 Perşembe 14:55 | Son Güncellenme:
14 dakika okunma süresi
BİR PARÇA MELANKOLİ ÇOK FAZLA AŞK MONICA MOLINA

Dolunay kadar beyaz bu şiir uçuyor sesimde, senin huzur denizine doğru” diye seslenmişti ilk kez “Vuela” şarkısıyla bize İspanyol sanatçı Monica Molina… İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı’nda Alem’in 10. yaşını kutlarken ilk kez Türk seyircisi onu canlı dinlemiş ve “Biraz melankolik, bir parça umut dolu ama her zaman romantik” bulmuştu. Bu defa ise 23 Ağustos’ta Bodrum, Monica Molina’nın etkisine teslim olacak. Derin derin, aşkla alınan nefesler onun müziğiyle 12. Uluslararası D - Marin Klasik Müzik Festivali’nde sakince yıldızlarla kavuşacak. Kendine özgü vokaliyle eşsiz bir yoruma sahip olan sanatçı ile konser öncesi bir araya geldik ve “Aşkın Sesine” dair tüm merak edilenleri kendisine sorduk.


Sanatçı sizce kimdir? Bir müzisyen ne kadar orijinal olabilir?
Özgür, samimi ve tüm güzel duygularını şarkılarıyla sahnede dinleyicileri ile paylaşabilen insandır. Sahne üzerinde kendiniz olduğunuzda dinleyicinizle farklı bir ilişki kuruyorsunuz bu da sizi farklı kılıyor. 


Sizce müziğin en zor yanı ne?
İlk albümüm “Tu Despedida” ile altın plak aldığımdan beri hiç hayal kırıklığım olmadı ve bu yüzden çok şanslıyım. Kardeşim Noel ile birlikte çok uyumlu çalıştığımız için hem albüm projelerimde hem de performanslarım sırasında kendimi rahat hissediyorum ve sadece şarkı söylemeye odaklanıyorum bu da müziğime yansıyor. Gördünüz gibi işim çok da zor değil!


Sahneye çıktığınızda nasıl bir ruh hali içine girersiniz?
Sahne benim kendimi en özgür hissettiğim yer. Bundan başka bir şey yapamazmışım gibi geliyor. Oyunculuk da yaptım ama orada belli bir karakteri canlandırıyorsunuz. Sahnede ise içimden geldiği gibi şarkı söyleyebiliyorum. 


Müzik dünyasına adım attığınızdan beri asla unutmayacağınız an hangisi?
2002 yılı benim için olağanüstü bir yıldı. O yıl ‘Vuela’ albümüyle hem farklı ülkelerden gelen olağanüstü tepkilerle, hem ardı ardına konserlerle kariyerimde bugün olabildiğim yere ilk adımları atmış oldum. Albümdeki hemen her şarkının radyolarda gördüğü ilgi de bana büyük bir cesaret verdi.


Neden size “Aşkın sesi” diyorlar? Aşk nedir sizce?
Romantik aşk şarkıları söylediğim için sanırım. Aşk büyülü bir duygu. Diğer yandan yıllar içinde aşktan neler anladığınız da değişiyor… Deneyimlerinizle, kazandıklarınızla, kaybettiklerinizle aşkı daha iyi tanıyorsunuz, kendinizi de. 


Babanız büyük bir müzisyen. Nasıl bir baba kız ilişkiniz vardı?
Çok güzel bir ilişkimiz vardı. Çok değerli ve ülkem için çok önemli bir sanatçıydı. Böyle bir ailede büyüdüğüm için kendimi çok şanslı hissediyorum o nedenle babamın şarkılarını da yorumladım. Antonio Molina’nın kızı olmak çok özel ve gurur verici. Küçük yaşlardan beri hem müzik hem de oyunculukla içiçeyim. Evde de hep müzik ve sanat konuşulurdu. Bu ortamın kariyerimin şekillenmesinde büyük etkisi var. 2012 yılında yayınlanan Mar Blanca albümümde babamın şarkılarını kendi tarzımla yorumlamıştım.


O şarkıları seslendirirken neler yaşadınız?
Babamın İspanyol halk müziği şarkıları, 50’lerin, 60’ların şarkı dili açısından farklı ve aynı zamanda çok zor şarkılar. Ben albümde o şarkıları seslendirirken mümkün olduğunca kendi tarzıma yakınlaştırmaya çalıştım. Birbiriyle gurur duyan bir baba kız ilişkimiz vardı.


Siz, kendi çocuğunuzla nasıl bir paylaşım içindesiniz? 
Evde normal bir anne kız gibiyiz. Boş kalan zamanlarımı mümkün olduğunca kızımla değerlendirmeye çalışıyorum. Özellikle Candela ile beraber tatil yapmak son derece huzur veriyor. Yeni jenerasyon tabii ki benim dinlediğim şarkıları çok fazla bire bir dinlemiyor. Candela özellikle yabancı müziği seviyor. Örneğin Michael Buble dinliyorum. Candela sayesinde Ed Sheeran’ı da tanıdım.


Kardeşiniz Noel ile bir bütün gibisiniz.Şarkılarınızın sözlerini genelde o yazıyor. Bu bütünlük adına ve kardeşinizle birlikte çalışmak adına neler söylemek istersiniz?
Kardeşim Noel’in katkıları ve müzik anlamında beklentilerimizin benzer olması baştan bu yana bir bütünlük içinde olmamızı sağlıyor. Kardeşim beni en iyi tanıyan insan. Başlangıçtan beri birlikteyiz, tüm albümlerde işbirliğimiz var. Ve bu da müziğimize yansıyor.


Aile toplantılarında birlikte şarkı söyler misiniz? 
Müzik ve sanatla iç içe bir aileyiz bazen birlikte olduğumuzda tabii ki müzik de bize eşlik ediyor. Kızımın dinlediği şarkılar benim çok fazla bildiğim şarkılar değil, ailece birlikte olduğumuz zamanlar elimden geldiği kadar kızımın dinlediği şarkıları takip etmeye çalışıyorum. Yeni şarkıcıları da kızım sayesinde keşfediyorum. 


Sizi ilk söylediğiniz anki gibi heyecanlandıran ve ne kadar zaman geçse de eskimeyecek parçanız hangisi?
“Oh amores”, “Pequano Fado” “A paso Lento” dinleyicilerimin de benim de en sevdiğimiz şarkılar. Pasion Turca’dan Sinan Ufuk Nergis, “Pequano Fado” şarkımı dinledikten sonra Türkiye’de ilk kez konser vermemi ve beni ülkenizde temsil etmeyi teklif etmişti.


İlk albümünüz “Tu Despedida” ile büyük bir çıkış yakaladınız. O zamandan bu yana çizginiz sizce ne yönde değişti? Müzikal anlamda nasıl bir yol aldınız?
İlk stüdyo albümümüz ‘Tu Despedida” ile yarattığımız huzur veren Akdeniz ruhu tüm albümlerimde hissediliyor. ‘Tu Despedida’ bana şans getiren bir başlangıç oldu. Müzikal anlamda romantik aşk şarkılarını Akdeniz ruhu taşıyan şarkıları söylemeye devam ediyorum. 


Türkiye’ye ilk kez Alem Dergisi’nin 10. yıl dönümü için gelmiştiniz. Şimdi üzerinden tam tamına 15 yıl geçti. Zamanla ilişkiniz nasıl?
En çok sevildiğimi hissettiğim ülkenin Türkiye olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Dinleyicilerime konserlerle, yaptığımız röportajlarla yıllardır ulaşmak çok keyifli. Alem ekibine teşekkür ediyorum. İlk defa İstanbul’a geldiğimde kızıma 6 aylık hamileydim. İstanbul’da Dolmabahçe Sarayı'nda Alem’in 10. yaşında sahne almıştım. Bu 15 yıl içerisinde Türkiye’nin gelişimini, dünyayla daha fazla entegre olduğunu gördüm. Alem’in kariyerimde her zaman özel bir yerde olduğunu söyleyebilirim.


Alem okurlarına buradan neler söylemek istersiniz?
İlk kez şarkılarımı senfonik düzenlemeleriyle söyleyeceğim. Aşk şarkılarıyla dolu romantik bir Bodrum gecesi olacak tüm dinleyicilerimi bekliyorum. Son zamanlarda kalbim Türkiye ile beraber atıyor. Sizlerle beraber olmaktan çok keyif alıyorum. Türkiye’nin ne kadar güzel bir ülke olduğunu her fırsatta söylüyorum. Birçok insanın aksine bu yaz tatilimi de Türkiye’de ailemle birlikte geçireceğim.

 

Şimdi Doğuş Grubu'nun kurucu destekçisi olduğu 12. Uluslararası D-Marin Klasik Müzik Festivali ile Bodrum’da senfoni orkestrasıyla sahne alacaksınız. Heyecanlı mısınız? Neler dinleyeceğiz?
23 Ağustos’ta Sinema Senfoni orkestrası ile sahne alacağım. Aranjmanları Tony Cuenca yapıyor. Kariyerimin en güzel şarkılarının yer alacağı bir Best of konseri olacak. Bu fikri ilk defa bana Pasion Turca’dan Sinan ve Vito getirdi. 6 ay boyunca bu proje için hazırlandım. Çok heyecanlıyım.


Türkiye’nin nelerinden etkileniyor, hangi yönlerini kendi halkınızla benzer görüyorsunuz?
Kendi ülkemle çok fazla ortak nokta bulabiliyorum. Akdenizliler sıcak, samimi, coşkulu ve oldukları gibi insanlar... O yüzden Türk dinleyicisiyle güzel bir ilişki kurabildiğimizi düşünüyorum. Türkiye’nin sahillerini de kendi ülkeme çok benzetiyorum. Türkiye’de şehirlerdeki ışığı, insanların kurduğu ilişki tarzını sıcak iletişimi seviyorum. Her geldiğimde hamam sefası yapmaktan çok keyif alıyorum.


Peki, Türkiye-İspanya arasında müzik dili açısından nasıl ortak bir payda var?
Türkiye’den çok fazla CD alıyorum, isimlerini genellikle hatırlamasam da şarkıları ve melodileri hatırlıyorum. Türk müziğindeki melodileri ve enstrümantal müzikler beni çok etkiliyor. Duygu olarak birbirlerine çok benzediklerini düşünüyorum. Türkiye’de çok güzel kadın sesleri var. Çok büyük bir keyifle bu kadın seslerini dinlemeyi seviyorum. Daha önce Leman Sam ile sahneyi paylaşmış ve bir konserimde Sezen Aksu şarkısı söylemiştim. Sezen Aksu şarkılarını da ayrıca çok seviyorum.


Bir gününüzü parçalarınızla ya da müzik çeşitleriyle eşleştirip anlatmanızı istesek?
Cesaria Evora ve Amalia Rodrigues benim için efsane isimler onun dışında Mariza, Maria Betania’yı dinlemekten keyif alıyorum. Farklı müzik tarzlarına açığım. Senfonik düzenlemelerle bir konser verme fikri o yüzden beni çok heyecanlandırdı.   


Tarzınız yeme-içme alışkanlıklarınız, kısaca güzellik tüyolarınız neler?
Sade bir stilim var. Akdeniz mutfağını ve yemek pişirmeyi çok severim. Her geldiğimde de Türk mutfağının keyfine varıyorum. Mümkün olduğunca sevdiğim şeylere zaman ayırarak, sakin huzurlu bir hayat sürmeye çalışıyorum. 


Gelecekle ilgili en çok neyi merak ediyorsunuz? İlerleyen günlerdeki planınız nedir?
Dünya zor zamanlardan geçiyor. Daha güzel bir gelecek için daha fazla hoşgörülü olmamız gerektiğine inanıyorum. Bunun da hayatımızda sanata daha fazla yer açarak olabileceğini düşünüyorum. Sonbaharda yeni bir albüm yayınlamayı planlıyorum. Bu sıralarda Pequando Fado ve A Paso Lento’nun Türkçe versiyonlarını da dinleme şansım oldu. Gelecekte Türkçe şarkılar da söylemek istiyorum. 

EN ÇOK OKUNANLAR

Lancome x Hazal Kaya Daveti
Lancome x Hazal Kaya Daveti

Lancome x Hazal Kaya Daveti

1 dakika okunma süresi
Seyahat Rehberi: Sakız Adası
Seyahat Rehberi: Sakız Adası

Seyahat Rehberi: Sakız Adası

9 dakika okunma süresi
Coachella Festivali'nin En İyi Stil Görünümleri
Coachella Festivali'nin En İyi Stil Görünümleri

Coachella Festivali'nin En İyi Stil Görünümleri

1 dakika okunma süresi
Ipekyol x Elie Saab İş Birliği
Ipekyol x Elie Saab İş Birliği

Ipekyol x Elie Saab İş Birliği

1 dakika okunma süresi
24 Nisan'daki Akrep Burcu Dolunayında Burçları Neler Bekliyor?
24 Nisan'daki Akrep Burcu Dolunayında Burçları Neler Bekliyor?

24 Nisan'daki Akrep Burcu Dolunayında Burçları Neler Bekliyor?

10 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

GÜL AĞIŞIN LUG VON SIGA HİKAYESİ
GÜL AĞIŞIN LUG VON SIGA HİKAYESİ

GÜL AĞIŞIN LUG VON SIGA HİKAYESİ

ŞAMPİYON BABALAR
ŞAMPİYON BABALAR

ŞAMPİYON BABALAR

SERRA KASLOWSKİ "TUTKU DOLU BİR HAYAT"
SERRA KASLOWSKİ "TUTKU DOLU BİR HAYAT"

SERRA KASLOWSKİ "TUTKU DOLU BİR HAYAT"

EMMA SHAPPLIN İLE KAPADOKYADA
EMMA SHAPPLIN İLE KAPADOKYADA

EMMA SHAPPLIN İLE KAPADOKYADA

MÜZİĞİNİN ZİRVESİNDE NİLÜFER
MÜZİĞİNİN ZİRVESİNDE NİLÜFER

MÜZİĞİNİN ZİRVESİNDE NİLÜFER

İDİL FIRAT ALEM ÖZEL RÖPORTAJI
İDİL FIRAT ALEM ÖZEL RÖPORTAJI

İDİL FIRAT ALEM ÖZEL RÖPORTAJI

YONCA EBUZZİYA İLE KAPALIÇARŞI'DA BİR GÜN
YONCA EBUZZİYA İLE KAPALIÇARŞI'DA BİR GÜN

YONCA EBUZZİYA İLE KAPALIÇARŞI'DA BİR GÜN

FİKRET ORMAN KIZLARI ONUNLA GURUR DUYUYOR
FİKRET ORMAN KIZLARI ONUNLA GURUR DUYUYOR

FİKRET ORMAN KIZLARI ONUNLA GURUR DUYUYOR

MÜCEVHERİN DAHİ İSMİ SEVAN BIÇAKÇI
MÜCEVHERİN DAHİ İSMİ SEVAN BIÇAKÇI

MÜCEVHERİN DAHİ İSMİ SEVAN BIÇAKÇI

DELFINA DELETTREZ FENDI İSTANBULDAYDI
DELFINA DELETTREZ FENDI İSTANBULDAYDI

DELFINA DELETTREZ FENDI İSTANBULDAYDI

BERRİN OKÇU İLE GEÇMİŞE YOLCULUK
BERRİN OKÇU İLE GEÇMİŞE YOLCULUK

BERRİN OKÇU İLE GEÇMİŞE YOLCULUK

GELİNLİK TASARIMCISI GALIA LAHAV: “SOPHIA LOREN’İ GİYDİRMEK İSTERDİM”
GELİNLİK TASARIMCISI GALIA LAHAV: “SOPHIA LOREN’İ GİYDİRMEK İSTERDİM”

GELİNLİK TASARIMCISI GALIA LAHAV: “SOPHIA LOREN’İ GİYDİRMEK İSTERDİM”