Hayatın koşturmasından biraz uzaklaşıp, yavaşlamaya ne dersiniz? İşte tam da bu ihtiyacınıza cevap veren lüks tren seyahatleri, unutulmaz manzaraları, lüks detayları ve ayrıcalıklı hizmetleri ile son dönemin öne çıkan tatil trendleri arasında ön sıralarda... Bu yolculuklar sadece bir noktadan diğerine gitmekten çok daha fazlasını vadediyor; sürecin kendisini keyifli, konforlu ve hafızalara kazınacak bir deneyim haline getiriyor. Ama itiraf edelim, bazıları biraz daha sınırları aşıyor... Sanki geçmişten kopup gelmiş gibi, o eski zamanların zarafetini ve büyüsünü taşırken şık bir atmosfer de sunuyorlar. Siz de klasik hızlı trenlerden sıkıldıysanız ya da uçak yolculuklarından farklı bir ulaşım ile bambaşka bir atmosfer ve deneyim peşindeyseniz dünyanın en özel trenlerinin peşine düşebilirsiniz.
İlk durağımız, Agatha Christie romanlarına ve Alfred Hitchcock filmlerine ilham veren efsanevi Orient Express, 1883'ten bu yana zarafetin ve lüksün simgesi olmayı sürdürüyor. Lacivert ve altın tonlarında dekore edilmiş vagonları, kadife koltukları, ipek perdeleri ve kristal kadehleriyle adeta bir sanat eseri olan tren, sizi sadece bir yolculuğa değil, zamanda büyülü bir yolculuğa çıkarıyor. Paris Gare de l'Est'ten hareket ederek rotasında ilerlerken, akşam yemeklerinde vagonlardan yükselen piyanonun eşsiz sesiyle Avrupa'nın çeşitli şehirlerini birbirine bağlamaya devam ediyor. Yolculuk Paris'in ışıkları altında başlıyor, Venedik'in kanallarından, Viyana'nın görkemli saraylarına ve Budapeşte'nin Tuna manzarasına doğru devam ederek bir rota çiziyor. Ayrıca belirli tarihlerde düzenlenen bu ihtişamlı yolculuğu seyahat planlarına eklemek istenler için güzel bir haber verelim. Venice Simplon-Orient-Express, İstanbul-Paris seferlerinin ilkini 6 Haziran 2025'te, ikincisini ise 3 Ekim 2025 tarihinde gerçekleştiriyor. Orient, belki eskisi kadar uzun yolculuklar yapmıyor ama hala o büyüsünü taşımaya devam ediyor...
Rotasını Doğu Avrupa'dan Asya'nın derinliklerine çevirmek isteyenler için, Moskova'dan hareket eden Golden Eagle Trans-Sibirya Express, 15 gün sürecek bir serüvenin kapılarını aralıyor. Yol boyunca Sibirya ormanlarının derin sessizliğinden Baykal Gölü kıyısındaki gün batımına, Moğol bozkırlarında geçen sabahlardan Vladivostok'un Pasifik kıyılarına uzanan manzaralar eşlik ediyor. Art Nouveau detaylarla dekore edilmiş kompartımanları, kadife perdeleri ve yaldızlı çerçeveleriyle bu tren, geçmişle bugünü aynı rayda buluşturuyor. Programda özenle hazırlanmış akşam yemekleri, yerel kültür duraklarında yapılan geziler ve panoramik manzaralar eşliğinde geçen gündüz yolculukları yer alıyor. Dünyanın en uzun tren hattında Batı'dan Doğu'ya uzanan bu klasik rotaya yerinizi ayırdınız mı?
Hindistan'ı keşfetmek isteyenler için Deccan Odyssey tam bir rüya yolculuğu. Mumbai'den başlayıp, Rajasthan'ın çöllerinden Ellora Mağaraları'na, Goa'nın altın kumsallarından Pune'un tarihi dokusuna kadar birçok tarihi yerden doğal güzelliklere uzanan bu 7 gecelik serüven, sadece bir yolculuk değil baştan sona bir deneyim. Tren öyle konforlu ki, her detayı ince ince tasarlanmış bu trenin içerisinde mini spor salonu ve spa merkezi bile var. Ayrıca profesyonel terapistler eşliğinde mesaj hizmeti, bakım seansları da yolcuların yorgunluğunu atması ve yenilenmesi için seçenekler arasına konulmuş. Eğer hem rahat etmek hem de Hindistan'ın ruhunu hissetmek istiyorsanız, burası tam size göre.
Arkadaşlarınızla birlikte gerçek bir macera planlaması yapmak istiyorsanız bu rota sizler için oluşturulmuş. Peru'nun Cusco ve Puno şehirleri arasında sefer yapan PeruRail Titicaca Treni, And Dağları'nın büyüleyici manzarası eşliğinde lüks bir yolculuk sunuyor. Yaklaşık 10 saat süren bu deneyim, 3.800 metreye kadar yükselerek yolcularına vadi, dağ ve köy manzaralarıyla adeta bir açık hava sergisi yaşatıyor. Bu manzarayı doyasıya yaşayabilmeniz için trende açık manzara vagonu bile düşünülmüş. Manzaranın ardından canlı müzik eşliğinde enfes sunumların tadını çıkarabileceğiniz bar vagonu da var. Rehberli anlatımlar ve kültürel sunumlarla zenginleşen bu rota, La Raya Geçidi gibi ilginizi çekebilecek duraklardan geçerek Titicaca Gölü'ne ulaşıyor. Lüks, kültür ve doğanın mükemmel birleşimi olan bu tren yolculuğu, Peru'yu unutulmaz kılıyor.
Bir diğer seçeneğimiz İspanya'nın güneyinde, Sevilla'dan başlayan ve Córdoba, Granada, Ronda, Jerez ile Cádiz'e uzanan Tren Al Andalus, tarih ve zarafetin buluştuğu bir deneyim sunuyor. Nisan ile Ekim ayları arasında yılda sınırlı sayıda düzenlenen bu özel sefer, Belle Époque döneminden kalma restore edilmiş trenin büyüleyici Art Deco tasarımıyla adeta bir sanat eserini andırıyor. Yol boyunca El Hamra Sarayı'nın gizemli bahçelerinde gezintiler, Jerez'de Flamenko gösterileri ve Ronda'nın nefes kesen manzaraları size eşlik ediyor. Sundukları bununla da sınırlı değil; bölgesel lezzetlerle hazırlanan gurme sofralar, canlı müzikli akşamlar ve tarihi şehir turları da bu iz bırakan yolculuğun tadını tamamlıyor. Kim bu benzersiz deneyime katılmak istemez ki.
Son durağımız Seven Stars Kyushu, yılın belirli dönemlerinde hareket eden, Japonya'nın Kyushu adasında bir tren yolculuğu. Fukuoka'dan başlayıp, Kumamoto'nun tarihi kalelerini, Beppu'nun meşhur kaplıcalarını ve Kagoshima'nın aktif volkanını görme şansınız olabilir. Tren, el yapımı ahşap detaylar ve zarif Japon tasarımıyla adeta hareket eden bir sanat eseri gibi. Yolculuğun en keyif veren anlarından biri ise bölgenin taze malzemeleriyle hazırlanan enfes yemekler. Japon kültürünü ve doğal güzelliklerini lüks bir ortamda keşfetmek isteyenler için kaçırılmayacak bir deneyim.
Fotoğraflar: Shutterstock, Alem Arşiv, Firmaların izniyle