İstanbul'un sanat damarlarından biri olan Anna Laudel, 2025 yazında iki katlı galerisini iki ayrı sergiyle sanatseverlere açtı. Gümüşsuyu'ndaki mekanında yaz boyunca sürecek "Kaldırımın Bittiği Nokta" ve "Anlaşıldığın Yerde" başlıklı karma sergiler, hem kentin hem de insan ruhunun iç içe geçmiş katmanlarını açığa çıkarıyor. Ziyaretçisini sokaktan içe, bireyden bütüne doğru yönlendiren bu iki sergi, sanatsal bir navigasyon sunuyor. Şehrin dokusuna dair bir dış okuma ve varoluşun dönüşümüne dair içsel bir anlatı da diyebiliriz. 1 Temmuz'da başlayan sergileri hâlâ ziyaret etmediyseniz, bu yaz sona ermeden Anna Laudel'in bu kapsamlı anlatısını keşfetmek için gezi rehberinize mutlaka ekleyin.
Serpil Yeter, Salı Pazarı Serisi, 2000Galeriye gittiğinizde zemin katta sizi ilk karşılayan sergi "Kaldırımın Bittiği Nokta", izleyicisini sokakla ve şehre dair hafızayla yeni bir ilişki kurmaya davet ediyor. Lennart Brede, Ramazan Can, Tuğçe Diri, Bilal Hakan Karakaya, Ardan Özmenoğlu, Daniele Sigalot, Cem Sonel ve Serpil Yeter gibi sanatçıların işlerini bir araya getiren sergi, kamusal alana dair hem fiziksel hem duygusal izleri gün yüzüne çıkarıyor.
Ardan Özmenoğlu, İstanbul, 2016Sanatçılar; rögar kapaklarından pazar tezgahlarına, Arnavut kaldırımlarından kent mozaiklerine kadar şehrin göze çarpmayan detaylarını işlerken, İstanbul'un ritmini kişisel estetikleriyle yeniden yorumluyor. Bu yönüyle sergi, kentsel hafızaya dokunuyor ve izleyiciyi şehirle kurduğu bağı yeniden düşünmeye davet ediyor. Sergi, sadece bir kent portresinin yanı sıra kentte yaşamanın, bakmanın ve görmenin eleştirel bir kaydı.
Hanefi Yeter, Anlaşılmak, 2023Üst katta konumlanan "Anlaşıldığın Yerde" ise izleyiciyi dışarıdan içeriye doğru yönlendiriyor. Ramazan Can, Ertuğrul Güngör & Faruk Ertekin, Bilal Hakan Karakaya, Ekin Su Koç, Ardan Özmenoğlu, Özlem Yenigül ve Hanefi Yeter gibi isimlerin yer aldığı seçki, dönüşüm kavramını "çiçeklenme" metaforu üzerinden ele alıyor. Her bir eser, görünmeyeni görünür kılma niyetiyle izleyiciye sesleniyor: Kişisel evrimin, içsel gücün ve estetik algının ortak bir zeminde buluştuğu bir anlatı kuruyor. Resimden seramiğe, heykelden dijital medyaya uzanan çeşitlilik, bireysel anlatıların kolektif bir dile dönüşmesine imkan tanıyor. Çiçek, bu sergide estetik bir motiften ziyade içsel direncin, dönüşümün ve huzurun sembolü olarak yeniden tanımlanıyor. Sanatçıların kullandığı farklı malzeme ve teknikler aracılığıyla çiçek imgesi, yeni anlam katmanları kazanıyor.
Bilal Hakan Karakaya, Aşı Serisi, 2025Anna Laudel İstanbul'un yaz sezonuna damgasını vuran bu ikili sergi hem görsel hem de düşünsel bir deneyim sunuyor. Kimi zaman kaldırım taşlarının arasına sıkışmış bir geçmişin izini sürerken, kimi zaman bir içsel çiçeklenmenin tam ortasında duruyorsunuz. 31 Ağustos'a kadar sürecek olan "Kaldırımın Bittiği Nokta" ve "Anlaşıldığın Yerde", yazın tüm sıcaklığına karşılık, serinletici bir düşünme ve hissetme alanı sunuyor.
Fotoğraflar: Anna Laudel'in izniyle