Sayısız Yunan adası içinde en favorim olan ve aklımdan hiç çıkmayan biri var ki... Paros. Atina öğrencilik yıllarımda yabancı turistin neredeyse hiç olmadığı zamanlarda, özellikle de 15 Ağustos Panagia kutlamaları için bu adaya giderdik. Muhtemelen adada evi ya da ailesi olmayan tek ben olmama rağmen meydana kurulan büyük masada aksam yemeğini yer, törenlere katılır, halaylarda ortada olurdum. Paros'un Kiklades adalarından görüntü olarak farkı yok. Yunan adası dediğimizde aklımızda beliren o beyaz evler, mavi sandalyeli tavernalar, denizlerde küçük rengarenk balıkçı kayıkları... Ama Paros, çok büyük bir ada olmasa da tüm adaları kapsayan bir yer sanki. Biraz Mykonos'u da var, biraz Hydra'sı da, biraz Kithnos'u da çokça Milos'u da.. Ve artık sadece yerel halkın değil, tüm dünyanın gözü üzerinde.
Paros hakkında size sayfalarca harika anılar yazabilirim, ama bu yazımda amacım size Paros'a gittiğinizde nereye gitmelisiniz, nerede kalmalısınız, nerede ne yemelisiniz, nerede denize girmelisiniz.
Öncelikle Paros'a Atina'dan yaklaşık 3-4 saat içinde feribotlarla geçebiliyorsunuz. Feribotlar özellikle temmuz ve ağustosta bu ada için çok hızlı doluyor, erken rezervasyon ile numaralı koltuk almanızı öneririm. Feribotlarla Paroikia'ya varıyorsunuz. Kalmak için çok keyifli bir kasaba, güzel plajları, butikleri, restoranları var ve fiyatlar burada biraz daha makul. Özellikle Bountaraki tavernanın yemekleri anlatılmaz! Çok kısa bir uzaklıkta da benim favori kasabam olan Naoussa var, burayı mutlaka sosyal medyadan görmüşsünüzdür. Pek çok hit mekan da burada yer alıyor. Özellikle son dönemlerde Turkiye'ye de gelip gönlümüzü çalan Konstantinos Argiros buranın tam meydanında yer alan Barbarossa'nın müdavimi. Tam meydanda denizin yanında bitişik uzun beyaz mavi masalardan oluşan bir taverna burası. Yemekleri çok lezzetli. Ada genelinden biraz daha yüksek fiyatlı, ama değer mi derseniz; müziği, eğlencesi ve kitlesi ile kesinlikle gidilmesi gereken bir Paros mekanı. Alternatif olarak Kafeneio Palia Agora da keyifli bir mekandır. Benim bir diğer favorim olan köyü ise Aliki. Burası hala fazlasıyla bakir, denizin içinde masalarla dolu tavernaları olan, denizi çocuklu aileler için harika bir köy. Burada önerim; Balcony tou Aki'de balık! Araçlıysanız park yeri rahatlıkla bulunuyor veya merkezden otobüslerle de çok rahat ulaşılabiliyor.
Paros, yıllar içinde o yerli ve çokça dini olan havasından baya uzaklaşarak Mykonos havasını yakalamış da olsa hala 15 Ağustos kutlamalarında Tinos gibi çok önemli bir yere sahip. Buradaki Panagia Ekatontapyliani kilisesinde panayırı yaşamak çok özel bir deneyim olabilir. Sadece o tarihlerde adanın kapasitesinin çok üzerinde bir kalabalığı olacağını göze almak gerekli. Ayrıca Paros'ta kalırken AntiParos'a da günübirlik geçilebilir ve The Rooster'da güzel bir gün geçirebilirsiniz.
Paros için konaklama önerilerim Hotel Senia, Aequora Villas, Avant Mar, Seesoo, Cove, Poseidon of Paros ve tabii ki ev kiralamak isterseniz de AirBnb çok yoğunlaşmış durumda ve evler çok tatlı.
Hızlıca not alalım mekanları da ver derseniz de saydıklarım haricinde Siparos, Thalassa Mou, Luaz, Almond'u önerebilirim. Kahvaltı için ıspanaklı peynirli böreklerinizi de mutlaka erkenden gidip Sweet Smelling Kitchen'dan alın.
Paros son yıllarda her ne kadar Mykonos'a alternatif bir parti adası olarak konumlansa da çokça aile de görebilirsiniz. Denizi özellikle küçük çocuklar için efsanedir. Beach clublar oldukça çocuk dostu. Monastiri Beach Bar, Crios Beach Bar, Cabana Beach Bar, Kolymbithres plajı, Piso Aliki Beach buralarda çok rahatlıkla ailecek zaman geçirebilirsiniz.
Paros alışveriş için de tam vaha! Çok fazla yerli tasarımcı burada yer almak için mekan kovalıyor. Favorilerimden biri olan Vassia Kostara Brand, yakın zamanda pop up store'unu açtı mesala. Takip ederseniz özellikle Naoussa'da harika pop up'lar yakalayabilirsiniz. White in Paros mağazasını da radarınıza alabilirsiniz, Yunan tasarımcıları bir arada sergileyen bir hub. Saltwater Paros da benim favori yaz butiğim, buraya uğrayacaksanız mayo, bikini ne varsa evde bırakın çünkü kesin yenilerini alacaksınız.
Size bir de lazım olmayacak ama belki ortamlarda kullanıp "Aa nereden biliyorsun" dedirtecek bir bilgi; Yunan müziğinin çok büyük ismi Giannis Parios da aslında bu adanın yerlisi ve soyadı da Paros'tan geliyor. Kendisi yazları özellikle ağustos ayında hep burada, oğullarının işlettiği bir butik otelleri de var. Aksam yemeğinizi yerken bir yanınızda Yunan müziğinin yeni büyük ismi Konstantinos Argiros, öbur yanınızda Giannis Parios olabilir. Ona göre siz neme lazım beyaz mendilinizi cebinize koyup öyle gelin Paros'a..
Daha önce Atina yazımda da söylediğim gibi; bu toprakların bizi çeken havası, suyu, müziği, yemeği var. Paros ise bu çekiciliğin çok daha fazlasını sunuyor. Tatilden dönerken bir sonraki yazı planlamaya başlayacaksınız. Şimdiden gidecek herkese rüya gibi bir tatil dilerim!
Fotoğraflar: iStock