
Refik Anadol, özgün ve çarpıcı işlerine bir yenisini daha eklemeye devam ederken küresel yankı uyandıran Sense of Healing, dünyanın en büyük nöroterapötik yapay zeka heykeli olarak İstanbul'da sahnede. TIW25'in "Tomorrow: Now" temasıyla sahneye çıkacak Sense of Healing, EEG, fMRI ve DTI teknolojileriyle kaydedilen beyin aktivitelerinin veriye dönüştürülmesiyle ortaya çıkan eşsiz bir dijital heykel. Sanatın iyileştirici gücünü, yapay zekânın sınırsız potansiyeliyle birleştiren eser, insan beyninden elde edilen verileri yapay zekâ aracılığıyla sanata dönüştürüyor. 9-11 Ekim'de Haliç Kongre Merkezi'nde düzenlenecek Türkiye Innovation Week (TIW25) kapsamında görülebilir. Refik Anadol Studio'nun uzun yıllardır sürdürdüğü "meditatif sanat" araştırmalarının en güçlü örneklerinden biri olan eser, çok duyulu bir dijital deneyim aracılığıyla izleyiciyi hem görsel hem duygusal bir yolculuğa davet ediyor. İlk kez 2022'de St. Tropez'de sergilenen Sense of Healing, aynı yıl LuisaViaRoma x UNICEF Yaz Galası'nda açık artırmayla satılarak UNICEF'e 3 milyon Euro'dan fazla bağış sağladı. Ardından eserin NFT versiyonları, küresel ölçekte zihinsel sağlık girişimlerine kaynak yaratan bir farkındalık kampanyasına dönüştü. İstanbul'daki ilk sergilenişi ise Türkiye'nin insan odaklı inovasyon vizyonunu ve yapay zekâ çağında iyileştirici teknolojilere olan bağlılığını simgeliyor.
Türkiye Innovation Week'in ziyaretçileri, dünyanın en büyük nöroterapötik yapay zekâ heykelini üç gün boyunca ücretsiz olarak deneyimleyebilecek.

Son dönemde disiplinler arası iş birlikleri ve deneyimler sanat ve gastronomi dünyasında da ilham veren atmosferler yaratıyor. Abdülmecid Efendi Köşkü'ndeki Folia Sergisi de Türkiye'nin ilk vegan fine-dining restoranı Telezzüz'ün yeni tadım menüsüne ilham oldu. Sergi ayrı Telezzüz ayrı deneyimlenmeli bize kalırsa. Önce sergiye gidiyoruz. Folia sergisinde köşkün mimarî yapısıyla ve tarihiyle ilişkilenen büyülü dünya, ziyaretçileri hayalle gerçeğin, yerle göğün, tuhaf ile tanıdığın, küçük ile devâsa olanın kesiştiği bir alana davet ediyor. Serginin güzergâhı, tarihî köşkün iç ve dış mekânlarını birbirine bağlarken, doğanın canlılığı ve bereketi ile insanın hayal gücü arasında köprü kuran çok duyulu bir deneyim sunmayı amaçlıyor.100'e yakın sanatçıyı ve 300'ü aşkın yapıtı kapsayan sergi, Japonya'dan Güney Afrika'ya kadar farklı coğrafyalardan ve 19'uncu yüzyıldan bu yana tarihin farklı dönemlerinden sanat eserlerini popüler kültür, botanik bilimi ve zanaatla ilişkilenen nesnelerle buluşturuyor. Koç Holding'in himâyesinde, Bağlarbaşı Abdülmecid Efendi Köşkü'nde 1 Mart 2026'ya kadar devam edecek serginin "büyülü bahçesi" ise tabaklara taşınıyor. Sadelikle filizlenen, duyarlılıkla köklenen Telezzüz'ün ödüllü ve yaratıcı şefi Bahtiyar Büyükduman liderliğindeki mutfak ekibi, sergiden sofraya uzanan bu deneyimle özgün bir menüye imza atıyor. Küratörlüğünü Selen Ansen ve Eda Berkmen'in üstlendiği Folia sergisi, hayalî bir bahçenin kapılarını aralayarak bitkiler, hayvanlar ve insanlar arasındaki karşılıklı etkileşimleri yeniden düşünmeye teşvik ediyor. Şef Bahtiyar Büyükduman'ın imzasını taşıyan "Folia: Yaşam Bahçesinde Döngüsel Yolculuk" isimli tadım menüsü ise, sergideki eserlerin tabaklardaki sembolik bir anlatısı niteliğinde. Sanatın ilhamı ve gastronominin yaratıcılığıyla harmanlanan bu benzersiz deneyimi yaşamak ve Telezzüz lezzetlerini keşfetmek için rezervasyon yaptırabilirsiniz.

Tiyatro sezonu güçlü başladı. Türkiye'nin usta oyuncuları Selçuk Yöntem, Zuhal Olcay ve Cengiz Bozkurt'un ilk kez aynı sahneyi paylaşacakları Don Quixote (Don Kişot) müzikalinde bir araya geliyor. Tiyatro tarihinde iz bırakan başlıca eserler arasında yer alan oyun, usta oyuncularla farklı bir seyir keyfi sunuyor. Zuhal Olcay; tiyatro, sinema ve müzik dünyasındaki zengin deneyimini Aldonza karakteriyle buluşturarak güçlü ve unutulmaz bir kadın portresi yaratıyor. Selçuk Yöntem, Don Quixote karakterine kattığı derinlik ve yıllara yayılan deneyimiyle sahnede büyüleyici bir performans sergiliyor. Cengiz Bozkurt ise sahnedeki mizahi derinliği ve güçlü oyunculuğuyla Sancho Panza'ya hayat vererek, izleyicilerle özel bir bağ kuruyor. Cervantes'in ölümsüz eserinden uyarlanan bu prestijli müzikal; usta yönetmen Işıl Kasapoğlu rejisi ve müzik direktörü Volkan Akkoç yönetiminde, Çolpan İlhan & Sadri Alışık Tiyatrosu ile Piu Entertainment ortak yapımı olarak sahneliyor. 12, 13, 14, 17 Ekim tarihlerinde Zorlu PSM'de, 24, 25, 26 Ekim tarihlerinde Ankara ATO Congresium'da izlenebilir.

Etkileyici bir aşk hikayesi ile ekim ayına heyecan katmanın tam sırası. Engin Akyürek ve Aslı Enver'i bir araya getiren Enfes Bir Akşam, "oyunu değiştirebilen kazanır" diyor. Bir yanda hayata sıfır noktasından gelmiş, çok sert ve güçlü hamlelerle, oldukça varlıklı ve başarılı olmuş Osman; diğer yanda, nesillerdir varlıklı ve denizci bir ailenin temsilcisi, diplomasi üstadı Nihal... Bu hikaye, eski para ile yeni paranın savaşının, güçle aklın çarpışmasının ve iki sert karakterin aşık olmalarının yansıması... Dolunay Soysert, İsmail Demirci, Serkan Altunorak, Taro Emir Tekin, Selin Şekerci, Sedef Avcı, Zeynep Oymak, Armağan Oğuz ve Ahmet Utlu'nın oyunculuklarıyla yükselen dizi 10 Ekim'de Netflix'te izleyicilerle buluşacak.

Güzellik dünyasındaki iş birlikleri içinde şu sıralar öne çıkan ve ilham veren rüzgarlar Fransa'dan esiyor. L'Oréal Paris ve Mugler, parizyen ruhu moda ve güzellikle bir araya getiren çarpıcı bir koleksiyona imza attı: L'Oréal Paris x Mugler. L'Oréal Paris'in "ulaşılabilir lüks" vizyonunu, Mugler'in avangart çizgisi ve sınır tanımayan cesaretiyle buluşturan koleksiyon; güzelliği yalnızca makyajın ötesine taşıyarak, yaratıcılığın ve özgün ifadenin sanatla birleştiği sıra dışı bir yolculuk sunuyor. Koleksiyonun merkezinde, metamorphosis yani dönüşüm kavramı yer alıyor. Altı üründen oluşan koleksiyondaki her ürün, iki ikonik markanın enerjisini günlük hayata taşıyarak bir dönüşüm aracına, her görünüm ise cesur bir ifade biçimine dönüşüyor. Koleksiyonun yüzü ise Kendall Jenner. Mugler'in ikonik kodlarını çağdaş bir estetikle yansıtan dört ikonik look ile kampanyada karşımıza çıkıyor. L'Oréal Paris Makeup Artist Harold James ve Mugler Arşivleri Başkanı Marion Bourdeé'nin imzasını taşıyan dört görünüm, koleksiyonun dönüştürücü gücünü ve Mugler'in provokatif feminenliğini sinematik bir anlatımla yansıtıyor.

Müzik kariyeri, aile hayatı ve moda dünyasındaki tavrıyla ikonik bir isme dönüşen Victoria Beckham, moda haftasının ardından yeni belgeseliyle de heyecan uyandırıyor. David Beckham belgeselinin ardından Victoria'nın hayatına dönen oklar, Spice Girls yıllarındaki pop yıldızı imajından kreatif direktör olmasına uzanan devinimi anlatıyor. Markasının kuruluş hikâyesi, bu süreçte karşılaştığı önyargılar, eleştiriler ve kişisel travmalar da belgeselde ilk kez açıkça ortaya konuyor. Sadece başarılar değil, kırılma noktaları da yapımı özel kılan detaylar arasında. 9 Ekim'de Netflix'te bu yaratıcı ve özel kadının hayatını farklı bir pencereden izleyebilirsiniz.

15. IST.FESTIVAL, bu yıl yine dolu dolu bir programla karşımızda. 10-12 Ekim tarihlerinde "Hakiki Gerçeklik Nedir?" temasıyla gerçekleşecek olan ve ISTANBUL'74 tarafından düzenlenen etkinlik, dünyaca ünlü isimleri ağırlayacak. Farklı bakış açıları kazandıran ve çeşitli disiplinleri temsil eden bu yılki katılımcılar arasında Sanatçı Jeff Koons; Fotoğraf Sanatçıları Inez van Lamsweerde ve Vinoodh Matadin; Müzisyenler Kid Cudi ve Lou Doillon; Tasarımcı ve Sanatçı Benjamin Paulin; Judd Vakfı Sanat Direktörü Flavin Judd; Grafik Tasarımcı Stefan Sagmeister; Sanatçı José Parlá; Aktris ve Model Malgosia Bela; Yönetmen ve Film Yapımcısı Pawel Pawlikowski; Oyuncu Waris Ahluwalia; Sanatçı Sheree Hovsepian; Piyanist ve Besteci Marcin Masecki; Louvre Abu Dhabi Direktörü Manuel Rabaté; Kreatif Stratejist Timothée Verrecchia; Model ve Aktivist Anja Rubik; Oyuncu Hazar Ergüçlü gibi isimler yer alıyor. ISTANBUL'74 Kurucu Ortakları ve IST.FESTIVAL Kreatif Direktörleri Demet Müftüoğlu Eşeli ve Alphan Eşeli; "Son on beş yıldır sanat, sinema, müzik, edebiyat, mimarlık, tasarım, fotoğrafçılık ve moda alanlarının önde gelen isimlerini bir araya getirerek dünya çapında yaratıcı zihinler için eşsiz bir buluşma noktası sunduk. 2025 edisyonu da bu geleneğin bir istisnası değil; bu yıl ağırlayacağımız yeteneklerin çeşitliliği ve derinliği bizleri son derece heyecanlandırıyor. Böylesi derin sohbetler için ise yüzyıllardır yaratıcı düşünce ve inovasyonun kalesi, evimiz ve en büyük ilham kaynağımız olan İstanbul'dan daha uygun bir mekân düşünemiyoruz" diyor. Festival programında ayrıca 11 ve 12 Ekim tarihlerinde İstanbul Modern Sanat Müzesi'nde ve Feriye'de "Hakiki Gerçeklik Nedir?" konusu farklı panellerde tartışılacak.

Bvlgari 2026'da zanaatkarlığı kutlamaya devam ediyor. Paris Moda Haftası kapsamında düzenlenen etkinlikte İlkbahar/Yaz 2026 Deri Ürünleri & Aksesuar Koleksiyonu'nu ve Paris merkezli tasarımcı Géraldine Guyot iş birliğiyle hazırlanan "Serpenti in Conversation" projesinin ilk bölümünü tanıtan marka, yine sanatsal bir vizyonun izlerini taşıyor. Mücevher ikonları yeni sezonda sanatsal Deri Ürünler olarak yeniden hayat bulurken nadide el becerileri mükemmel zanaatkarlıkla ifade ediliyor ve modern ve zamansız şekiller çok yönlü ve çağdaş kullanım için tasarlanıyor. Bvlgari'nin High Craft adını verdiği 2026 İlkbahar/Yaz Deri Ürün ve Aksesuar Koleksiyonu, Romalı markanın estetik motiflerini zanaatkarlık gücü ve yaratıcı işçilik tekniklerinden yararlanarak ikonik yorumlarla sunuyor. Deri Ürün ve Aksesuar Kreatif Direktörü Mary Katrantzou'nun tasarladığı koleksiyon, Bvlgari evreninin Serpenti, Divas' Dream ve Tubogas gibi simgelerini mücevher ile çanta arasındaki çizgiyi bulanıklaştıran estetik imzalara dönüştürüyor.