İstanbul'un Sinema Köprüsü: 13. Boğaziçi Film Festivali'nin Kazananları

Aşkın, tutkunun ve deliliğin sınırlarını zorlayan ölümsüz hikaye “Uğultulu Tepeler”, Margot Robbie ve Jacob Elordi'nin büyüleyici performanslarıyla sinemaya taşınıyor. Emerald Fennell'in yönetmenliğinde Brontë'nin tutku ve saplantıyla örülü aşkı, 13 Şubat 2026'da beyazperdede izleyiciyle buluşmaya hazırlanıyor.

Hiç var olmamış gibi görünen bir aşk… “Vicdansız”, Ekin Koç ve Ayça Ayşin Turan'ın başrollerinde, kaybolan izler ve gerçeğin gölgesinde örülen bir hikâyeyi ekrana taşıyor. Gerilim dolu atmosferi ve güçlü kadrosuyla dizi, izleyicide merak ve tutkuyu aynı anda uyandırıyor.

Zaman, doğa ve insan sürekli değişim hâlinde. Sanat da bu akışın bir yansıması. Elvan Alpay, on yıl aradan sonra Sevil Dolmacı Gallery'de açtığı "Pánta Rheî / İşler – Works 2021–2025" sergisiyle bu akışın izini yeniden sürüyor.

Bir film düşünün… İlk sahnesinde tereyağı tavaya düşüyor, kamera yavaşça yükseliyor ve siz bir anda kendinizi o mutfağın buharında buluyorsunuz. İşte o an, yemek sadece yemek olmaktan çıkıyor; bir karaktere, bir duygunun temsilcisine, bazen de tüm hikâyenin kalbine dönüşüyor. Sinemanın en iştah açıcı, en iç ısıtan “yemek filmlerini” seçtik. Buyurun, afiyetle izleyin.

Çocuklukta atılmış bir dileğin ölümsüz gücü, modern dünyanın karmaşasında yeniden hayat buluyor. Hande Erçel ve Metin Akdülger'i bir araya getiren “İki Dünya Bir Dilek”, aşkın, kaderin ve duygusal gerilimin iç içe geçtiği bir hikayeyle 25 Kasım'da izleyiciyle buluşuyor.