Renklerin birbirine dokunduğu, zıtlıkların ahenk içinde var olduğu bir evrende dolaşmak gibi... Prada Fine Jewelry'nin yeni koleksiyonu Couleur Vivante, bu kez ışığın ve tonların öyküsünü anlatıyor. Koleksiyon, alışılmış güzellik kavramlarını tersyüz ederken, renklerin duygusal derinliğini merkezine alıyor.
Miuccia Prada ve Raf Simons'un ortak yaratımında şekillenen koleksiyon, alışılmadık taş kombinasyonlarıyla dikkat çekiyor. Ametist, akuamarin, madeira sitrin, pembe morganit ve oro-verde peridot gibi taşlar, klasik mücevher anlayışının sınırlarını zorlayan kontrastlarda buluşuyor. Her taş, yalnızca estetik bir unsur değil; aynı zamanda renk üzerinden anlatılan bir hikâyenin parçası. Bu yönüyle Couleur Vivante, lüksü tanımlamak yerine, onu sorgulayan bir dil kuruyor.

Kampanyanın yüzleri, farklı alanlarda yaratıcılıklarıyla öne çıkan üç kadın: Amanda Gorman, Maya Hawke ve Kim Tae-Ri. Her biri, kendi sanatsal kimliğini taşıdığı bu projede, renklerin ardındaki duygusal ve kültürel yankıları temsil ediyor. Gorman'ın kelimelerde, Hawke'ın ses ve oyunculukta, Kim Tae-Ri'nin ise güçlü karakter yorumlarında kurduğu bağ, koleksiyonun çok sesli ruhuna eşlik ediyor.
Siyah-beyaz portrelerle başlayan kampanya görselleri, ardından saydam renk katmanlarıyla yeniden tanımlanıyor. Bu teknik, hem taşların parlaklığını hem de renklerin bireyselliğini vurguluyor. Yüz hatları bir mücevher gibi çerçevelenirken, takılar sanki yüzeyden özgürleşip havada süzülüyor.

Koleksiyonun bir diğer dikkat çeken yanı ise şeffaflık anlayışı. Her parça, Aura Consortium blockchain sisteminde kayda alınıyor; bu sayede taşların ham halinden kesilmiş son haline kadar tüm süreç kullanıcıyla paylaşılıyor. Her mücevhere, bağımsız bir laboratuvardan alınan sertifika da eşlik ediyor.