Zarafetin ve bireysel ifadenin özgürce kutlandığı bir lüks deneyimi... Adını Yunanca "çok renkli" anlamına gelen "polychromos" kelimesinden alan koleksiyon, sadece estetik bir şölen değil, aynı zamanda özgün bir deneyim de sunuyor. Renkleri sadece görsel bir unsur değil, kimliğin, duyguların ve kültürler arası bağların dili olarak kullanan "Polychroma", Bvlgari'nin zanaatkârlık, yenilikçilik ve sanatsal anlatım alanındaki yetkinliğini bir kez daha gözler önüne seriyor.
Bvlgari'nin Roma'daki atölyelerinde doğan "Polychroma" koleksiyonu, klasik estetik anlayışını çağdaş bir sanat diliyle birleştirerek her bir tasarımı adeta bir tabloya dönüştürüyor. Bu koleksiyon, taşların kesimi ve diziliminin yanı sıra onların ardındaki hikâyelerle de büyülüyor. Her parça, coğrafyaların, tarihlerin, duyguların ve kültürel kimliklerin ortak bir armonisi olarak karşımıza çıkıyor.
Toplamda 600 parçalık bir seçki sunan koleksiyonun 250'si tamamen yeni tasarım. Bunların içinden 60'ı ise "milyoner parça" olarak tanımlanıyor, yani ultra lüks segmente ait nadir taşlarla bezenmiş, yatırım değerine sahip olağanüstü kreasyonlar. Bu da "Polychroma"yı Bvlgari tarihindeki en kapsamlı ve iddialı yüksek mücevher sunumu haline getiriyor.
Koleksiyonun merkezinde yer alan "Mucizeler Galerisi", beş ikonik parça ile Bvlgari'nin yüksek mücevhercilikte ulaştığı teknik ve estetik doruğu temsil ediyor:
Cosmic Vault: Roma'nın mimari zarafeti ile gökyüzünün sonsuzluğu arasında kurulan bir köprü gibi. 123.35 karatlık Sri Lanka kökenli sugarloaf kesim safir taşıyla merkezlenen bu tasarım, zaman ve mekan kavramlarını yeniden yorumluyor.
Celestial Mosaic: Evrenin armonisini yansıtan bir tablo gibi. 131.21 karatlık Tacikistan spinel taşı, çok renkli taşlarla bezeli sofistike bir kompozisyonun merkezinde yer alıyor. Doğu kültürlerinin estetiğini modern bir dille anlatıyor.
Polychromatic Bloom: Doğanın canlılığını, baharın tazeliğini ve rengin dönüştürücü gücünü simgeliyor. 500'den fazla parçadan oluşan bu gösterişli kolye, doğanın kusursuz geometrisinden ilham alıyor.
Essence of Yellow: Bvlgari'nin 1930'larda tasarladığı ikonik Trombino yüzüğü, bu kez 45 karatlık fancy vivid yellow elmasla yeniden yorumlanıyor. Mimari keskinliği, nadirlik ve rafinelikle buluşturuyor.
Magnus Emerald: 241.06 karatlık Kolombiya zümrütüyle adeta tarih yazıyor. Latince'de "büyük" anlamına gelen "Magnus", bu gösterişli sautoir için tam bir tanım. Renk, ihtişam ve güç kavramlarının yüksek mücevherle ifadesi.
Polychroma yalnızca mücevher değil, aynı zamanda saatçilik alanında da zengin bir anlatım sunuyor. Bvlgari'nin ileri mühendislik anlayışı ve estetik vizyonu, saat tasarımlarında da kendini gösteriyor. Bu bölümde; yüksek komplikasyonlar, mikromozaik detaylar, emaye işçilikleri ve nadir malzemeler bir araya gelerek zamanı estetik bir nesneye dönüştürüyor. Her saat, yalnızca bir zamanı gösterme aracı değil; aynı zamanda takan kişinin kişiliğini ifade eden değerli bir obje olarak konumlanıyor.
"Polychroma" sadece bir mücevher koleksiyonu değil, aynı zamanda Bvlgari'nin moda aksesuarları ve parfümeri gibi farklı alanlarda da renklerle anlatılan hikâyesini genişleten çok yönlü bir yaratım sürecini temsil ediyor. Gözlük, çanta ve parfüm tasarımlarına ilham veren koleksiyon, lüksün farklı formlarını sanatla birleştirerek üç boyutlu bir anlatı sunuyor.
Bvlgari CEO'su Jean-Christophe Babin, koleksiyon hakkında; "Polychroma, yalnızca taşların değil, onların temsil ettiği anlamların, duyguların ve kültürlerin birleşimiyle oluşturulmuş bir vizyondur. Cesurca tasarlandı, tutkuyla yaratıldı" diyor. Koleksiyonun Kreatif Direktörü Lucia Silvestri ise; "Her taşın bir ruhu vardır. Polychroma ile bu ruhları renklere, formlara ve hikâyelere dönüştürdük. Bu koleksiyon, kadınların içindeki ışığı yansıtmak için yaratıldı" sözleriyle tamamlıyor.