Bazı anlar vardır, göz açıp kapayana kadar geçer. Gökyüzünün mavi tonlarını pembeye, eflatuna ve altın sarısına bıraktığı o kısa süreli büyü, ışığın tenle buluştuğu, her hareketin sihirli bir yumuşaklıkla belirdiği altın saattir. Gabrielle Chanel için bu an, yalnızca günün sonu değil; kendi yolunu çizme cesaretiyle Hollywood'a uzanan özgürlük dolu bir ilhamdı. Lüksün gösterişinden uzak, çizgileri net, kumaşlarla ışığı yakalayan zarif silüetlerle tanımladığı şıklık anlayışı; derin dekolteler yerine sırtın doğal zarafetini öne çıkaran tasarımlarla kendini gösterdi.
Amerikan mücevher sanatının göz alıcı görkeminden de etkilenerek, bu ışıltıyı asla unutmadı. Işıl ışıl pırlanta şelaleleri, büyük hacimli kokteyl yüzükleri ve dikkat çekici kolyeler, onun zamansız stil vizyonunun bir parçası oldu.
Chanel Yüksek Mücevher Atölyesi'nin başındaki Patrice Leguéreau, bu altın saatin yansımasını "Reach for the Stars" koleksiyonuna taşıyor. Koleksiyonun her bir parçası, gün batımının tonlarını cilde yansıtan bir sinematografi gibi. Işığı yakalayan pırlantalarla bezeli kolyeler, cüretkâr tasarımlı yüzükler, asimetrik küpeler ve gösterişli tiaralarla dolu bu evren; Gabrielle Chanel'in özgürlük, cesaret ve zarafet sembolleri olan kuyruklu yıldız, kanat ve aslan motifleriyle harmanlanıyor. Siyah-beyaz kontrastlarının yanı sıra canlı renkli taşlar, zarif mimariyle birleşerek çağdaş bir mücevher dili yaratıyor.
Kuyruklu Yıldızın Parlama Özgürlüğü
1932'deki ilk Yüksek Mücevher koleksiyonunda yer verdiği yıldız motifi, Gabrielle Chanel'in özgürlük ve umut simgesi olarak gördüğü kuyruklu yıldızlarla yeniden yorumlanıyor. Bu yıldızlar, Dazzling Star kolyede zarif pırlanta uçlarla uzarken, Dreams Come True parçası adeta siyah bir couture elbisenin yaka çizgisine gönderme yapıyor. Twin Stars kolye ise iki bileklik ve iki kısa kolyeye dönüşerek fonksiyonelliği estetikle buluşturuyor. Işıltıyı incelikle işleyen bu parçalar, hem dikkat çekici hem de zarif bir duruşun habercisi.
Gabrielle Chanel'in "Eğer kanatlarla doğmadıysanız, onların büyümesine engel olmayın" sözüyle özdeşleşen kanat motifi, CHANEL Yüksek Mücevher tasarım tarihinde ilk kez hayat buluyor. Ağırlıksızmış gibi duran, vücuda adeta dokunurcasına yerleşen bu tasarımlar; hareketle bütünleşen, zarafeti bedenin doğal çizgileriyle birleştiren parçalarla kendini gösteriyor. Wings of Chanel kolyede 19.55 karatlık Padparadscha safirin yumuşak tonları, Pretty Wings küpelerde ise her açıdan farklı bir sürpriz saklı. Gün batımının sıcak tonları, pembe safirlerden sarı ve konyak pırlantalara, gece mavisini çağrıştıran tanzanitlere uzanan renk paletiyle vurgulanıyor.
Gabrielle Chanel'in burcu olan aslan, 2012'den bu yana Chanel Yüksek Mücevher tasarımlarının simgesi haline geldi. Güç ve zarafetin birleşimi olan bu figür, "Reach for the Stars" koleksiyonunda iki farklı yoruma kavuşuyor. İlki, yıldızlarla çevrili bir madalyon gibi yüzümüze bakan görkemli bir aslan başı. İkincisi ise profil çizimiyle zarif bir silueti yansıtıyor. "Embrace Your Destiny" kolyesi, bu asil başları armut kesim pırlantalarla birleştirirken; "Sky is the Limit" setinde ise kanatlarla birleşen aslan formu, boynun çevresinde zarif ama kararlı bir iz bırakıyor.
Chanel'in mücevher evreni, yalnızca göz alıcı taşlarla değil, taşıdığı anlam ve hikâyeyle de büyülüyor. Işıltıyı bir stil değil, bir duruş olarak benimseyen Gabrielle Chanel'in mirası, bu koleksiyonla gökyüzüne doğru yeniden yükseliyor.