Bugün hala türünün en iyi örneklerinden biri olarak gösterilen "2001: A Space Odyssey", muhtemelen ne kadar çok bilim kurgu çekilirse çekilsin, en iyi yaş alan filmlerden biri olmaya devam edecek. Güneş sistemimizde biri insanlık tarihinden bile önce dünyaya gelen üç monolit keşfedilir. Böylece dünyanın en gelişmiş akıllı zeka bilgisayarı H.A.L. 9000'ın yardımıyla, monolitlerin izinde Jüpiter'e doğru müthiş bir yolculuğa çıkılır. Stanley Kubrick'in senaryosunu Arthur C. Clarke'ın "The Sentinel" isimli kısa hikayesinden uyarlayarak yazdığı ve yönettiği "2001: A Space Odyssey", ilk izlendiğinde biraz kafa karıştırıcı gelebilir. Ancak gerçek anlamda bir görsel şov olduğunu söyleyebiliriz. Filmin başrollerini Keir Dullea ve H.A.L.'i seslendiren Douglas Rain üstleniyor.
Kubrick'in her geçen gün daha bağ kurulabilir hale gelen satir filmi "Dr. Strangelove or: How I Learned to Stop Worrying and Love the Bomb"u, Amerikalı bir generalin Sovyet Rusya'yı bombalama emri vermesinin nükleer yok oluşu tetiklemesi üstüne savaş odasında bir araya gelen politikacı ve generallerin dünyanın sonunun gelmesini engellemeye çalışmasını anlatıyor. Stanley Kubrick, komedi unsurunu hicivlerinde kullanmayı seven bir yönetmen. Dönemine göre oldukça cesur bu filminde de kendine özgü bir komedi kullanımı olduğunu görebiliyoruz. Filmin oyuncu kadrosunda Peter Sellers, George C. Scott, Sterling Hayden, Keenan Wynn, Peter Bull, James Earl Jones ve Tracy Reed yer alıyor.
Kubrick'in yönetmenliğini yaptığı "The Shining", kışın bakımını üstlendiği izole bir hotele yerleşen üç kişilik bir ailenin başından geçenleri konu alıyor. Stephen King'in romanından uyarlanan filmin başrollerinde Jack Nicholson, Shelley Duvall ve Danny Lloydyer görülüyor. Jack Nicholson'ın ustalıkla canlandırdığı baba karakterinin hoteldeki doğaüstü olayların etkisi altında kalarak ailesi için bir tehdit haline gelmesiyle büyüyen olayları izliyoruz. Korku unsurları, aile içindeki çatışmalar ve karakterlerin hoteldeki kişisel deneyimleriyle sunuluyor. Filmin tamamlanmasının ardından Stephen King'in filmi sevmemesine karşın; Stanley Kubrick'in incelikle işlediği, izleyici ve eleştirmenler tarafından hayran olunan "The Shining", bugün korku ve gerilim sinemasının en kült filmlerinden biri kabul edilmekte ve birçok yeni yapımda referanslarla filme selam verilmekte.
Gelecekte, sadist bir çete lideri hapsedilir ve bir 'davranıştan kaçınma' deneyi için gönüllü olur, ancak deney planlandığı gibi gitmez. Stanley Kubrick'in tüm filmografisinde olduğu gibi ince ince işlenmiş bir filmle karşı karşıyayız. İzlemesi oldukça rahatsız edici olmasına ve ana karakteri olan Alex'in ahlaki değerlerden yoksun bir çete lideri olmasına rağmen yine de bir başyapıt. Ve bunun nedenlerinin başında, Alex'in rehabilitasyon merkezine gittikten sonra başına gelenlere karşı içimizde uyanan üzülme duygusu geliyor olabilir. Gerçek bir canavara karşı bile bunu hissettirebilen bir film, iyi tasarlanmış bir filmdir. Alex'in dümdüz bir kötü olmaması, tersine çok zeki, entelektüel olarak gelişmiş bir zihne sahip, Beethoven aşığı bir adam oluşu onu derinlikli bir karakter yapıyor ve izleyici olarak filme ve karaktere olan ilgimizi körüklüyor. Tabii bu noktada Malcolm McDowell'ın oyunculuğunu da takdir etmek şart.
Stanley Kubrick imzalı "Eyes Wide Shut", Tom Cruise ve Nicole Kidmann'ın evlilikleri süresince birlikte başrolü paylaştığı yapımlardan biri. Cruise'un çekim sürecinde oldukça yoğun bir 400 gün geçirdiği söyleniyor. Sonuç, karışık tepkiler olsa da bunun, oyuncunun en cesur karakter seçimlerinden biri olduğu konusunda çoğu kişi hemfikir gibi görünüyor. Manhattanlı bir doktor ve karısının dışarıdan mükemmel görünen ama içeriden çatırdamakta olan ilişkilerinin cinsellik, saplantı ve kıskançlık yumağına dönüşmesini izliyoruz. Puslu bir rüya gibi gizemli ve gergin bir filmle karşı karşıya kalıyoruz. "Eyes Wide Shut", Stanley Kubrick'in hayatını kaybetmeden önceki son filmi olması açısından da önemli.
Stanley Kubrick'in savaş eleştirisini askerler üzerinden yaptığı "Full Metal Jacket", seyirciyi farklı zamanlara taşıyarak savaşın en rahatsız edici taraflarını o güne kadarki filmlerin "kahramanlık hikayesi" olarak sunduğu bakış açısından farklı bir yol izleyerek anlatıyor. Kubrick'in filmografisinde her türden ve konulu film bulabiliriz ki zaten farklı türlerden eser üreten nadir 'auteur' yönetmenlerden biri olarak bilinir. Ancak düzenli olarak döndüğü spesifik bir konu var ki o da "savaş" konusu. Savaşın yıkıcılığını ciddiye alan ve bunu gerek politika gerekse de cephe üstünden göstermeye çaba gösteren bir yönetmen. "Full Metal Jacket"ın başrollerinde Matthew Modine, Adam Baldwin, Vincent D'Onofrio, R. Lee Ermey ve Dorian Harewood bulunuyor.
Deneyselliği ve farklılığı seven Kubrick'in dönem draması olan "Barry Lyndon"ı aynı zamanda bir komedi ve tabii ki bir satir. William Makepeace Thackeray'ın romanına dayanan film, İngiliz yüksek sosyetesine girmeyi planlayan fakir bir İrlandalı'ya odaklanıyor. Görkemli kostümleri, sanat yönetmenliği ve çığır açan sinematografisiyle şimdiye kadar yapılmış en güzel filmlerden biri kabul ediliyor. İç mekan çekimlerinde dönem ruhuna uygun olarak mum ışığında çekim yapmak için inanılmaz bir çaba ve özen gösterilmiş. "Barry Lyndon", çarpıcı görselleriyle övüldüğü kadar, zaman zaman yorucu olabilecek temposuyla da eleştirildi. Ancak şu cümleyi gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz ki sonuçta bir Stanley Kubrick filmi, ne kadar kötü olabilir ki? Filmin başrollerinde Ryan O'Neal, Marisa Berenson, Patrick Magee, Hardy Kruger, Diana Koerner ve Gay Hamilton yer alıyor.
İlk uzun metraj filmleri "Fear and Desire" (1953) ve "Killer's Kiss" (1955), Stanley Kubrick'in antrenmanları olarak görülür. Onların hemen ardından gelen "The Killing" ise yönetmenin kendi tarzını oturttuğu ilk film olarak kabul edilir. Tabii ki Kubrick'in antrenmanlarının, birçok iyi filmden çok daha dikkat çekici olduğunu da göz ardı etmemek gerek. Kubrick'in henüz 28 yaşındayken yaptığı "The Killing", film-noir türünde bir soygun filmi. Johnny Clay, suç dünyasından emekli olup nişanlısıyla birlikte Florida'ya yerleşmeden önce son bir soygun için beş kişilik bir ekip kurar. Ama elbette hiçbir şey plana göre gitmez. Lionel White'ın "Clean Break" isimli romanından uyarlanan ve diyalogları yine bir polisiye roman yazarı Jim Thompson tarafından yazılmış bu alaycı ve yer yer sert filmin harika bir kara film olduğunun altını çizmemiz gerek. Kubrick'in iddialı yönetmenlik maceralarına atılmasının önünü açan küçük ölçekli bir başyapıt. Filmin başrollerinde Sterling Hayden, Coleen Gray, Vince Edwards, Jay C. Flippen, Elisha Cook Jr., Marie Windsor ve Ted de Corsia'yı izliyoruz.
Vladimir Nabokov'un tartışmalı romanının Stanley Kubrick tarafından filme çekileceğini öğrenildiğinde oldukça ses getirmişti ki bu ses, ne film bitip yayınlandıktan sonra ne de bugün hala azalmadı. "Lolita"yı izlememiş olanlar dahi "Lolita" efsanesini mutlaka duymuştur. Özellikle de bu filmin, Hollywood'un ağır sansür döneminde çekildiğini düşünürsek; yönetmenin, sansüre takılmadan hikayeyi anlatmak için kullandığı görsel dile hayran olmamak mümkün değil. Orta yaşlı bir profesörün, 14 yaşında bir kıza aşık olduğu hikaye, Kubrick'in filminde tabii ki yönetmenin en güçlü silahı olan hiciv ile anlatılıyor. Filmde birbirlerinden yer yer rol çalacak kadar güçlü performanslarıyla James Mason, Shelley Winters, Sue Lyon ve Peter Sellers'ı görüyoruz.
Kubrick'in savaş karşıtı filmlerinden "Paths of Glory", bu sefer komediye girmeden dram üzerinden hikayesini anlatıyor. Birinci Dünya Savaşı'nda süslü ofislerinde rahatça oturan generaller, düşman hattına saldırı için adeta bir intihar görevi verir. Askerler ve başlarındaki komutanları ise kimsenin beklemediği bir şey yaparak, görevi uygulamayı reddeder. Şaşırtıcı derecede gerçekçi bir savaş sekansı ve ünlü sonuyla kendisini sinema tarihine demirleyen "Paths of Glory", Kubrick'in kariyerinin de en dikkat çeken filmlerinden biri. Humphrey Cobb'ın romanından uyarlanan, senaryosu Stanley Kubrick, Calder Willingham ve Jim Thompson tarafından yazılmış olan filmin başrollerinde Kirk Douglas, Ralph Meeker, Adolphe Menjou, George Macready, Wayne Morris ve Richard Anderson yer alıyor.