Türkiye'nin farklı şehirlerinde sanat, sınır tanımadan kendini yeniden tanımlıyor. İzmir'in canlı sokaklarından Ankara'nın kültürel kalbine, Bursa'nın tarihi dokusundan Eskişehir'in yaratıcı ruhuna uzanan bir rota... Bu sergiler, sadece mekânlarını değil, izleyicinin algısını ve deneyimini de dönüştürüyor. Türkiye'nin sanat sahnesinde şehirler arası güçlü bir diyalog kuran bu seçkiyle, çağdaş sanatın nabzını tutmaya hazır olun.
Ankara'de yer alan CerModern, 1-30 Kasım 2025 tarihleri arasında, Art On iş birliğiyle Zeki Demirkubuz'un "Hayatta ve Fotoğrafta En İyi Pozu Yalnızlar Verir" adlı solo sergisine ev sahipliği yapıyor. Küratörlüğünü Ebru Yılmaz'ın yaptığı sergi, yönetmenin farklı coğrafyalarda çektiği fotoğraflarla yalnızlık temasını yalın ve müdahalesiz bir bakışla ele alıyor. Demirkubuz, dramatik anlatımdan uzak, hazırlıksız ve biçimlenmemiş anlarla yalnızlığın doğrudanlığını izleyiciye sunarken, fotoğraflarında sinemasındaki içe dönük tavrı "anlatısızlık" ve sahicilikle yeniden ifade ediyor.
Derin Ekin Kenter ve Romina Meriç'in "Geçerken" adlı sergisi, 11 Ocak 2026'ya kadar Goethe-Institut Ankara / Galeri Vitrin'de görülebilir. Sergi, vitrin camının ardında oluşan karşılaşma izlerini merkeze alarak izleyiciyi içerisi ve dışarısı arasındaki ilişkiler üzerine düşünmeye davet ediyor. 2021'den beri birlikte çalışan ikili, baskı-resim odağında başlayan ortak üretimlerini farklı projelerle geliştirirken birbirlerinin bireysel çalışmalarına da katkı sunmaya devam ediyor. "Geçerken", bu süregelen işbirliğinin güncel bir uzantısı olarak, izleyiciyi kendi geçip gitme hâlleriyle yüzleşmeye çağırıyor.
Küratörlüğünü Yağmur Elif Ertekin'in üstlendiği "Ferahfeza" sergisi, 29 Kasım 2025 ile 13 Eylül 2026 arasında Eskişehir'deki OMM'da izleyicilerle buluşuyor. Sofra ve bir araya gelme kültüründen yola çıkan sergi, resim, heykel ve yerleştirme çalışmalarını bir araya getirerek geçmişin izlerini bugünün ortak duygularıyla ilişkilendiriyor. Antik şölenlerden Osmanlı meyhanelerine ve dijital buluşmalara uzanan geniş bir bağlamda sofra ritüellerini ele alan seçki, sofrayı bir paylaşım ve kutlama alanı olarak yeniden düşünmeye çağırıyor.
Barış Göktürk'ün Maden sergisi, 230 Kasım 2025'e dek Eldem Sanat Alanı | Fırın'da ziyaret edilebilir. Sergi, Eskişehir'in simgesi lületaşı madenciliği ve işlemeciliğini Avrupa ve Anadolu arasındaki tarih ile sosyo-kültürel dinamikler ışığında güncel sanatla kavramsallaştırıyor. Sanatçının 2018'de madencilerle tanışıp madene inmesiyle başlayan araştırması, ham maddeden işlenmiş imgelerle uzanan çok katmanlı bir projeye dönüşerek üretimdeki sosyo-ekonomik yabancılaşma ve malzemenin hukuki tanımını sorguluyor. SAHA Sürdürülebilirlik Fonu desteğiyle geliştirilen sergi, desen, heykel ve video yerleştirmelerinin yanı sıra hibrit bir yayınla tamamlanıyor ve lületaşına özgün, çağdaş bir bakış sunuyor.
Murat Kahya'nın "Şimdi Vardım: Burada, Şurada, Orada" sergisi 28 Aralık'a kadar İzmir Bayetav Sanat'ta görülebiliyor. Sanatçının Korsika'da geçirdiği iki aylık misafirlik sürecinden doğan sergi, göçmenlik ve "öteki" olma hâllerini kişisel deneyimler üzerinden ele alırken, gösterildiği mekânlara göre yeniden şekilleniyor. Levanten bir köşkte sunulan bu versiyon, portreler, manzaralar ve video çalışmasıyla gerçek ile hayalin iç içe geçtiği bir anlatı kuruyor.
İzmir'de yer alan Hayy Open Space, 27 Aralık 2025'e dek küratörlüğünü Umut Altıntaş'ın üstlendiği "Yapıt Kitap" sergisine ev sahipliği yapıyor. Sergi, "İçeriğini çıkardığımızda kitaptan geriye ne kalır?" sorusunu merkezine alarak kitabı yalnızca bilgi taşıyıcısı olmaktan çıkarıp nesneselliğiyle ele alıyor; Alparslan Baloğlu, Emirkan Cörüt, Daniel Eatock, Gizem Hız, Amir Jamshidi, Vedat Ozan, Yağız Özgen, Monica Papi, Sarah Belle Reid, Ulaş Uğur, Gül Yavuz, Saliha Yavuz ve Caner Yılmaz'ın işleri bu bağlamda bir araya geliyor. Gündelik yaşamda sıradan bir nesneye dönüşmüş olan kitap, bu sergide odak noktası haline geliyor.
Banu Cennetoğlu'nun Yavuz Parlar küratörlüğünde hayata geçen "ne karanfil ne kurbağa." adlı kişisel sergisi, 4 Ocak 2026'ya kadar Bursa Organize Sanayi Bölgesi'ndeki İMALAT-HANE'de ziyaret edilebilir. Bilginin üretimi, tasnifi ve dolaşım politikaları üzerine çalışan Cennetoğlu'nun uzun soluklu araştırmalara ve kişisel-kolektif hafıza kayıtlarına dayanan pratiği; babalık halleri, hak, had, kayıp ve iktidar kavramlarını söz söylemenin ve söz vermenin muğlaklığıyla birlikte düşünmeye yöneliyor. Sanatçı ile küratör Yavuz Parlar'ın bu iş birliği kapsamında yürüttükleri yazışmalar, atışmalar ve iç dökmeler ise serginin kurgusunu desteklerken aynı zamanda eşlikçi bir yayına dönüşüyor.
Are Projects, Antalya'nın tarihi surlarındaki yeni mekânında düzenlediği Eve Dönüş sergisiyle Ertuğrul Güngör & Faruk Ertekin, Merve İşeri, Lara Ögel, Ali Şentürk, Yağmur Uyanık & Ahmet Ünveren, Murat Yıldız ve Merve Zeybek'in çalışmalarını 29 Kasım 2025 tarihine dek izleyiciyle buluşturuyor. Joseph Campbell'ın monomit yapısından yola çıkan sergi, çağdaş yolculukları; yerinden edilme, yabancılaşma ve geri kazanılan deneyimler üzerinden ele alırken, kahramanlık anlatılarından çok kişisel tarihlere, kültürel belleğe ve bedende taşınan eksikliklere odaklanıyor. 2019'da Antalya'da kurulan Are Projects, disiplinlerarası üretimi ve eleştirel diyaloğu destekleyen bağımsız bir alan olarak çalışırken, herkese açık yayın kütüphanesiyle bilgiye erişimi ve araştırma odaklı sanat üretimini teşvik etmeyi sürdürüyor.
Bor Sanat ve EXIT iş birliğiyle, Beral Madra, Ebru Nalan Sülün ve Missem Canmutlu'nun danışmanlığında yürütülen Konuk Sanatçı Programı'nın üretimleri, 11 Ekim 2025 – 16 Ocak 2026 tarihleri arasında Mardin'de MAYA başlıklı sergide izleyiciyle buluşuyor. Küratörlüğünü Ebru Nalan Sülün'ün üstlendiği sergi, dört dönem boyunca katılımcı sanatçıların üretim süreçleri, karşılıklı etkileşimleri ve kentle kurdukları diyaloğa odaklanarak ortak akıl ve dönüşüm süreçlerini görünür kılıyor. Sergide, program katılımcıları Ahmet Öktem & Mehmet Akan, Fulya Çetin & Sidar Alışık, Serhat Kiraz & Ayşe Ceren Solmaz ile Handan Börüteçene & Rıdvan Aşar'ın çalışmaları bir araya geliyor. Konuk Sanatçı Programı, Mardin'de yaşayan sanatçılarla ulusal ve uluslararası deneyime sahip profesyonelleri bir araya getirerek kolektif çağdaş sanat üretimini destekliyor ve katılımcıların EXIT'te birer aylık dönemlerde konaklayıp üretim yapmalarını sağlıyor.