Son zamanlarda Hollywood'un ve sinema dünyasının en dikkat çekici aktörü Timothée Chalamet, bir kez daha alışılmışın dışına çıkarak hayranlarını heyecan dolu bir yolculuğa davet ediyor. Dune serisindeki bilim kurgu kahramanından, Bones and All'daki karanlık aşıklara, hatta A Complete Unknown'daki Bob Dylan'a hayat vermeye kadar uzanan geniş yelpazesiyle, Chalamet adeta sinema sanatının yeni bir kimliğini oluşturuyor. Şimdi ise, vizyoner yönetmen Josh Safdie'nin keskin bakış açısıyla, masa tenisi sporunun yer altı dünyasına dalıyor. Yayınlanan Marty Supreme fragmanı, Chalamet'nin bir kez daha sınırları zorlayacağının ve kariyerine sarsıcı bir başarı daha ekleyeceğinin müjdecisi niteliğinde. Film, yalnızca bir spor draması değil aynı zamanda tutkunun, hırsın ve gözden kaçan yeteneğin yükseliş hikayesi...
Film, kimsenin ciddiye almadığı, ancak içindeki ateşle yanıp tutuşan Marty Mauser'ın, masa tenisi dünyasında zirveye tırmanma mücadelesini konu alıyor. Mauser, kendi dehasına duyduğu sarsılmaz inançla, Amerikan Ping Pong'unun yeraltı salonlarından şöhretin büyük sahnesine doğru, "cehenneme gidip geri gelme" pahasına bir yolculuğa çıkıyor. Gerçek bir masa tenisi efsanesi olan Marty Reisman'dan ilham alan bu kurgusal hikaye, Mauser'ın sadece şampiyonluk peşinde koşmakla kalmayıp, aynı zamanda Kay Stone ile yasak bir ilişki yaşamasını da merkezine alıyor.
Timothée Chalamet'nin, başroldeki Marty Mauser'a hayat verdiği film, yıldız oyuncu kadrosuyla da dikkat çekiyor. Mauser'ın tutkulu ve tehlikeli ilişkisi olduğu film yıldızı Kay Stone rolünde, uzun bir aradan sonra büyük ekrana dönen Oscar ödüllü Gwyneth Paltrow yer alıyor. Kadroda onlara eşlik edenler arasında, Fran Drescher, Tyler, Kevin O'Leary, Odessa A'zion ve kült yönetmen Abel Ferrara gibi sürpriz isimler bulunuyor. Josh Safdie'nin yönetmenliğinde toplanan bu özgün ve yetenekli kadro, izleyicilere sadece bir spor filmi değil, aynı zamanda sinematik anlatımın sınırlarını zorlayan, unutulmaz bir deneyim sunacağa benziyor. Film; 25 Aralık'ta vizyona giriyor.