Sabahları güne meditasyon yaparak ve şükrederek başlıyor, kendine zaman ayırmazsa huzursuz oluyor, hayatta ona en keyif veren şeyin ailesiyle vakit geçirmek olduğunu söylüyor. Neyi başarmış olmakla gurur duyduğunu sorduğumuzda ise, hayallerinin peşinden giderek sevdiği işi yapıyor olmanın gücünden bahsediyor. Sera Kutlubey ile özel bir çekim yapmak istediğimizde özgür ruhunu yansıtacak küçük detayların peşine düştük. Swissotel The Bosphorus, Istanbul'da buluşmamızın akabinde tatlı bir sohbet, enerji dolu saatler ve finalde özetle onu yansıtan kareler... Bazı anlarda akışa teslim olunur ve her şey olması gerektiği gibi olur...
Oyunculuk hangi yönüyle seni kendine çekti? Neydi senin için cazibesi?
Kendimi bildim bileli oyuncu olmayı istiyordum. Çocukken oynadığımız evcilik oyunu hiç bitmemiş gibi hissediyorum. Cazibesi, sürekli beni diri ve çocuk tutuyor olması.
Sete ilk adımını attığında içinde yankılanan o sesi hatırlıyor musun?
İçimde büyük bir endişe vardı. Büyük bir kalabalığın içinde ne yapacağını bilmeyen bir kız çocuğu gibiydim. Tiyatro eğitimi alıyordum bir yandan ama okulda öğretildiği gibi değildi hiçbir şey... Set ortamı daha farklı ve çok büyük bir okul.
Takım: Sandro
Takılar: Good Things Atelier
Başkalarının yorum yapması bir yana, sen ekranda kendini izlerken neler hissediyorsun?
Çok kalabalıkla izlerken geriliyorum. Yalnız veya çok yakınlarımla izlemek daha rahat geliyor. Yaptığım iyi veya kötü şeyleri izleyip görmem gerekir. Yeri geldiğinde hem kendimi takdir edebilmeliyim hem de hatalarımı görüp ders çıkarabilmeliyim.
Her yaşam öyküsü kendine özel; çocukluğundan bu yana Sera'yı düşündüğünde özellikle neleri başarmış olmakla gurur duyuyorsun?
Hayallerimin peşinden gittim ve günün sonunda mutlu olduğum bir mesleğe sahibim. İşe giderken işe gidiyormuş gibi hissetmemek, büyük bir lüks ve bunu kendime tanıdığım için öyle hissediyorum.
Hangi hayalini gerçek kıldın, hangisini hâlâ cebinde taşıyorsun?
Tam bir hayalperestim, biri biter hemen yerine yenisi eklenir. Bu doyumsuz bir iç savaş gibi değil ama düş dünyasında gezinmeyi seviyorum. Zaten işimiz de biraz bu...
Sana hayatta en çok keyif veren şeyler neler?
Aileyle vakit geçirmek denebilir... Çok kalabalık bir aile ortamında büyüdüm; kuzenler, teyzeler, halalar... İstanbul'da bizimkilerden biraz uzağım, çalışırken sürekli görüşemiyoruz. Yazın daha çok birlikteyiz, o yüzden yaz aylarını çok seviyorum... Aile ortamı hem çok güvende hem de en iyi hissettiğim bir yer.
Gömlek, etek: Naia
Moda senin için bir ifade biçimi mi, yoksa kendini anlatmanın bir yolu mu?
Modayı çok takip etmiyorum, bu konu hakkında çok bilgi sahibi değilim sadece zamansız ve kendime yakıştırdığım parçaları almaya özen gösteriyorum.
Seyahat senin için bir kaçış mı, yoksa daha çok kendine dönüş mü? Hangi tarz seyahati seversin; dinlenmeyi mi, inzivayı mı, kültür sanat etkinlikleriyle kendini geliştirmeyi mi?
Kesinlikle dinlenmek ve eğlence... Set koşullarını biliyorsunuz, çoğu zaman konfor alanımızdan çıkıyoruz, o yüzden tatillerde dinginlik ve konfor ararım.
Özgürlük senin için nedir?
Özgürlük benim için insanın her şekilde kendi olmasıdır; istekleriyle özgür olmak değil de kalbiyle özgür olmalıdır insanlar. En önemlisi de bence "hayır" diyebilmek..
Sana bir duygu armağan eden izlediğin son film, dizi, kitap neydi?
"Gece Yarısı Kütüphanesi." Çok sevdim. Sonsuz ihtimallerin göreceliliğini çok romantik bir dilde anlatmış.
Üst: Nu
Yüzükler: Urart 1972
Zamanı tamamen kendine ayırabildiğin anlarda, hangi ritüellerin devreye girer?
Sabahları mutlaka meditasyon yaparım, ibadet ederim... Onun dışında kendimle kalmayı çok severim. "Me time" yaratamadığım zamanlarda gergin oluyorum, buna kendimi çok alıştırmışım. Bazen resim yapmak, bazen yazı yazmak, bazen sadece hayal kurmak...
Aşk, oynadığın karakterlerde çoğu zaman fırtınalı bir deniz gibi... Peki, gerçek hayatta aşkı nasıl yaşıyorsun?
Kendi rutinlerim çok bellidir. Kendine sadık, keyfine düşkün bir insanım... Sanırım önceliğimi karşı tarafa vermek olabilir, onun önceliklerini de önceliklendirmek.
Seni en çok ne gülümsetir? Akşam yattığında "bugün güzel bir gündü" dedirten ne oluyor?
Yattığımda uyumadan önce o günün yaşanmış üç güzel olayını kendi kendime hatırlatıp şükrediyorum. En az üç maddelik şükür listesi... Aldığım bir iltifat, uzun zamandır yemek istediğim bir tatlıyı yemiş olmak, kendime bir şey ısmarlamak veya güzel bir iş teklifi... Hepsini sıralarım... Sıraladıkça hem hayata bakışı değişiyor insanın hem de bu maddeler artıyor. Sihir gibi.
Elbise: Victoria Beckham/V2K
Mücevher: Urart 1972
Şu sıralar hayatın hangi durağındasın?
Eskiden mesleğime karşı çok toksiktim. Oyunculuk hayatımın merkezindeydi, sadece o alanda keyif alabileceğime ve o işi yapabileceğime inanıyordum. Daha fazla duvarlarım vardı. Sanatın her alanında bir o kadar keyif alabileceğimin farkındayım, hatta sanatsal bir alan olmasına gerek yok bile. Hayata daha bir bütün olarak bakıyorum. Kendimi daha özgür ve yeniliklere açık bırakıyorum diyebilirim.
Röportaj: Filiz ŞEREF KULU
Fotoğraf: Sinem YAZICI
Styling: Zilan BÜLBÜL
Saç: Erdem GÜL
Makyaj: Yiğit İZGİ / Gucci Beauty Ürünleri ile
Video: Ardan GÜNGÖR
Mekan için Swissotel The Bosphorus, Istanbul'a teşekkür ederiz.