Sedef Avcı ile Doha serüvenimize davetlisiniz.

Sedef Avcı ile Doha serüvenimize davetlisiniz.

ABONE OL
17 Mart 2020 Salı 16:16 | Son Güncellenme:
9 dakika okunma süresi
SEDEF AVCI İLE DOHA'DA

Röportaj: Eray ERKOCA

Fotoğraf: Zeynel Abidin AĞGÜL

Styling: Ebru GÜLÇEK YÜCEPUR

Styling asistanı: Yaren KARABULUT

Saç-makyaj: Samaneh moradıha

Video: Fatih ER

Mekan için Mondrian Doha’ya teşekkür ederiz.

Yazı iple çektiğimiz bugünlerde daha fazla beklemeyelim dedik, “Sıcağı, yazı daha çok seviyorum” diyen Sedef Avcı ile Katar’ın başkenti Doha’nın yollarına düştük. Belki Doha kazan, biz kepçe olamadık ama Sedef’in sadelikten ödün vermeyen tavrını Doha’nın görkemli mimarisi, şatafatlı tasarım üslubu ile bir araya getirirken biz çok eğlendik. Ekipçe oradan oraya koşuştururken Sedef’in mütevazı kişiliğine hayran olduk ve doğallığından ilham aldık adeta. Sizi samimi sohbetimiz ile baş başa bırakıyoruz.

1997 Elite Model Look birincisi seçildiğinde henüz 15 yaşındaydın. Yarışmaya katılmaya nasıl karar verdin? Ailenin desteğiyle mi?

Unuttum (gülüyor). O zaman öyle bir yarışma vardı. Şu an zaten yok. Modelliğe başlanılan yaşlar zaten 14-15’ti. Tuğçe adında yakın bir arkadaşım var. O teşvik etti. Ailem de destek oldu tabii. Okuluma engel olmayacak bir şekilde yarışmaya girecek, sonra da okuluma devam edecektim.

"Çok güzel kızsın, mutlaka yarışmaya katılmalısın" dediler ve katıldın diyebilir miyiz?

Hiç öyle bir şey yoktu. Şu an daha erken ergenliğe giriyor çocuklar ama o zamanlar bizim için 15 yaş ergenlik dönemiydi. Güzellik önemli ama fiziksel özellikler daha önemli modellikte. Çevremde güzel bulunan biriydim. Ama aslında ben kamp hayatını merak ediyordum. Katı kuralları olan bir spor kampına gitmek gibiydi. Hayatımda ilk ve tek yediğime içtiğime dikkat ettiğim dönemimdi. Sonra da hiç etmedim (gülüyor).

Birinci seçildiğinde ne hissettin?

O zamanlar 15 yaşındayken çok da anlamıyorsun sanırım. Yeni bir çevre, yeni bir ortam… O zamandan beri Gaye Sökmen’leyim. Okuluma engel olmayacak defilelere katılıyordum. Kontrollü bir süreçti benim için. Şimdi devir değişti. Sosyal medya, ulaşılabilirlik… Gazetede ve dergide görünüyorduk, daha korunaklıydı.

Modellikten oyunculuğa geçişin nasıl oldu?

Lise döneminde çok bir şey yapmadım açıkcası. Sonrasında üniversite döneminde yoğunlaştı işlerim. Çalışma Ekonomisi okuyordum. Alakasız bir şey. O dönemde “Böyle mi Olacaktı?” diye bir diziden teklif geldi. Orada küçük bir rolle başlayınca, oyunculuk dersleri almaya başladım.

Dönüp baktığında nasıl bir Sedef Avcı görüyorsun merak ediyorum. “İyi ki” ya da “Ah keşke” dediğin bir şey var mı?

“Ah keşke” dediğim bir şey yok. Kariyerim açısından şanslı hissediyorum çünkü modelliğin en güzel zamanlarında bu işi yaptım. En güzel dostlukların olduğu, ekip çalışması ile işlerin yapılabildiği aktif bir süreçti. Oradan oraya koşuşturmaların olduğu, farklı ülkelere gidildiği bir dönemdi. Şu dönemde modellik yapmak istemem çünkü devinimi yok. Eskiden markaların seçmeleri olurdu, seçmeler çakışırdı, modacıların bireysel ve toplu defileler oluyordu. O yüzden şanslı bir süreçti bence. Eskiden belli sayıda insan vardı. Bir bütünlük vardı ve muadilin yoktu o zamanlar.

“Menekşe ile Halil” ile birlikte insanlar seni çok sevdiler. Böylesine bir ilgiyi bekliyor muydun? Bir anda halkın bu kadar sevdiği bir ünlü olmak nasıl bir duyguydu?

“Menekşe ile Halil”in öncesinde “Yanık Koza”da oynuyordum. Onun yönetmeni Mesude Eraslan sonrasında “Yaprak Dökümü”nü çekmeye başladı. Sanırım ilk o önermişti beni Menekşe rolü için. Hala Menekşe, Menekşe diye sesleniyor insanlar. Yurt dışında da farklı dönemlerde yayınlandığı için. Ben ilgiyi işimin getirdiği bir şey olarak görüyorum. İlgiyle beslenip yaşam tarzımı ona göre düzenlemiyorum. İlgiye kapılan biri değilim. Çünkü seninle inanılmaz ilgilenen insanlar, bir anda ilgilenmemeye başlayabilirler. Bir işin inanılmaz parlar, bir işinden insanların haberi olmaz.

Unutamadığın bir rolün var mı? Senin için özel olan?

Hepsi özel aslında. Bendeki etkisi açısından Menekşe derdim.

Asla oynamam dediğin bir rol var mı merak ediyorum.

Yok öyle bir şey. Niye olsun ki? Hep aynı rolün gelmesi sıkıcı.

Kıvanç Kasabalı ile 15 yıldır evlisiniz. Genç yaşta evlenmeye nasıl karar verdin?

Üniversiteye girdiğim dönemde Miss Turkey’e girip ikinci oldum. Kıvanç da Gaye Abla ile çalışıyordu. O dönemde tanıştık. 19 yaşımdan beri Kıvanç’layım. Evlilik ilişkinin getirdiği bir süreç. Bizim için evlilik aynı evde yaşamak, belli sorumlulukları üstlenmek. Benim için istikrar yapısal bir şey. Aslında evlilik çocuktan sonra evlilik oluyor. Öncesi flörtmüş. Ne olursa olsun çocuktan önce daha özgürsün. Çocukla birlikte sorumluluklar belirginleşiyor. Ne de olsa belli bir yaşa kadar sorumluluklarını üstlendiğin bir birey o.

Aynı sektörden iki insanın evli olması nasıl bir şey peki? Evliliği kolaylaştırıyor mu, yoksa zorlaştırıyor mu?

Bence kolaylaştırıyor çünkü birbirini daha iyi anlıyorsun. Farklı meslekten biri olsa bu işin koşullarını, saatlerini tolere edemeyebilir. İki kişi de aynı işi yapınca, daha anlayışlı oluyorlar birbirlerine karşı. Hele bizim işte bazen beş ay eve uyumaya geliyorsun.

Uzun bir evliliğin sırrı ne sence?

Bence sırrı yok (gülüyor). Herkes için farklı. Senin beklentin ve karşındakinin beklentisi farklı olacağı için benim sırrım ile senin sırrın farklı.

O zaman sır demeyelim ona. Şöyle sorayım: İlişkinizin dinamiklerindeki hangi kilit noktalar uzun ve sağlıklı sürmesine neden oluyor?

Birbirimize zaman ayırmak kadar birbirimizin alanlarına saygı duymak diyebilirim. Farklı alanlarımız olmasına izin vermek.

Günlük rutininden bahseder misin? Planlı mı yaşıyorsun, yoksa daha spontane mi takılıyorsun?

İş durumuma bağlı oluyor. Boş günlerimi soruyorsan, sabahları zor uyanıyorum (gülüyor). Can’ı okula götürdükten sonra belki biraz daha uyuyorum. Spora gidiyorum. Haftada üç dört gün. Pilates yapıyorum, bir de yogaya başladım şimdi. Ne istiyorsam onu yaparım. Bir gün yüzüme şunu yaparım, ertesi gün hiçbir şey yapmam. Bir gün yumurta yerim, ertesi gün yemem.

RÖPORTAJIN DEVAMI BU HAFTA ALEM'DE.

Etiketler: a, b, c

EN ÇOK OKUNANLAR

Toprağın Yeni Kahramanı
Toprağın Yeni Kahramanı

Toprağın Yeni Kahramanı

1 dakika okunma süresi
Bong Joon-ho'nun En İyi Filmleri
Bong Joon-ho'nun En İyi Filmleri

Bong Joon-ho'nun En İyi Filmleri

9 dakika okunma süresi
Yılın Trendi: Doğal Saç Şekillendirme
Yılın Trendi: Doğal Saç Şekillendirme

Yılın Trendi: Doğal Saç Şekillendirme

9 dakika okunma süresi
Kaderin Kesiştirdiği İki Hayat
Kaderin Kesiştirdiği İki Hayat

Kaderin Kesiştirdiği İki Hayat

1 dakika okunma süresi
2025 Yılında Saatin Enleri
2025 Yılında Saatin Enleri

2025 Yılında Saatin Enleri

1 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Gücü, Şefkati ve Hayalleriyle Alara Mildon'un Dünyası
SEDEF AVCI İLE DOHA'DA

Gücü, Şefkati ve Hayalleriyle Alara Mildon'un Dünyası

IST.FESTIVAL Açılış Yemeği
SEDEF AVCI İLE DOHA'DA

IST.FESTIVAL Açılış Yemeği

Miray Beşli Çapa ile Sanat ve Hayatın Ritimleri
SEDEF AVCI İLE DOHA'DA

Miray Beşli Çapa ile Sanat ve Hayatın Ritimleri

Kathleen Pierce'tan Güzellik Teknolojisine Dair Merak Edilenler
SEDEF AVCI İLE DOHA'DA

Kathleen Pierce'tan Güzellik Teknolojisine Dair Merak Edilenler

Rekabetin İzdüşümü: Kerem Kazaz
SEDEF AVCI İLE DOHA'DA

Rekabetin İzdüşümü: Kerem Kazaz

Zamansız Güzelliğin Görünmez Yolu
SEDEF AVCI İLE DOHA'DA

Zamansız Güzelliğin Görünmez Yolu

"Enfes Bir Akşam” Kadrosuyla Şehri, Zamanı ve Kendini Keşfetmek Üzerine
SEDEF AVCI İLE DOHA'DA

"Enfes Bir Akşam” Kadrosuyla Şehri, Zamanı ve Kendini Keşfetmek Üzerine

Sessiz Parıltı: Mina Akdağ
SEDEF AVCI İLE DOHA'DA

Sessiz Parıltı: Mina Akdağ

Gastromasa'nın Perde Arkası: Çok Özel Şef Röportajları
SEDEF AVCI İLE DOHA'DA

Gastromasa'nın Perde Arkası: Çok Özel Şef Röportajları

Meltem Kaptan'dan Adile Naşit'in Hikâyesine Samimi Bir Dokunuş
SEDEF AVCI İLE DOHA'DA

Meltem Kaptan'dan Adile Naşit'in Hikâyesine Samimi Bir Dokunuş

Işığı, Ritmi ve İlhamı: Tiziana Terenzi'nin Zamansız İmzası
SEDEF AVCI İLE DOHA'DA

Işığı, Ritmi ve İlhamı: Tiziana Terenzi'nin Zamansız İmzası

Bilinçakışının İzdüşümü Deniz Pelister'in “Kül” Sergisine Yansıyor
SEDEF AVCI İLE DOHA'DA

Bilinçakışının İzdüşümü Deniz Pelister'in “Kül” Sergisine Yansıyor