Doğru bir ayakkabı sadece görünüşü değil, bir kadının modunu, duruşunu ve ruh halini de dönüştürebilir diyor Edgardo Osorio. Bir ayakkabının stil üzerinde olduğu kadar bir kadının hayatında da neleri değiştirebileceği konusunda elbette idmanlıyız. Haliyle bazı markalara karşı özel bir ilgimiz var. Şıklığı kadar rahatlığıyla da öne çıkan İtalyan zarafetinin ve el işçiliğinin sembolü Aquazzura'nın Beymen iş birliğiyle Maxx Royal Bodrum'da yeni butiğini açacağını duyunca da, kurucularından Edgardo Osorio ile bir araya gelmek kaçınılmazdı. İtalyan zanaatkârlığını Akdeniz kıyılarının huzur ve estetiğiyle buluşturan, büyüleyici bir bahçe içinde konumlanan bu özel butik; yeşillikler içinde huzurlu, rafine bir lüks anlayışı sunuyor. Edgardo Osorio ise, markanın kuruluş hikayesinden Aquazzura'nın ruhunu besleyen gizli bileşenlerine kadar bize detaylı bir "aksesuarın gücü" analizi sunuyor.
Hikâyeniz "Hadi bir marka kuralım" diye mi başlıyor yoksa kaderin dokunduğu daha unutulmaz bir hatırası var mı?
Hikâyem, çocukluğumda başlayan ayakkabılara duyduğum büyük bir tutkuyla başladı. Moda dünyasına olan ilgim, hayatım boyunca kadınların arasında büyümemle şekillendi. Annemin topuklu ayakkabılara olan düşkünlüğü, sade ama zarif giyim tarzı beni hep etkiledi. Küçüklüğümden beri çizim yapıyordum ve bir süre sonra ayakkabı tasarımı, içgüdüsel olarak tutkum olmaya dönüşmeye başladı. Central Saint Martins'te eğitim aldıktan ve İtalya'daki bazı lüks markalarda çalıştıktan sonra, bir sezonda tam 12 düğüne katılıp kadınların ayakkabı şikayetlerini dinledim: Ya güzeller ama rahatsızlar ya da rahat ama şık değiller! İşte o an Aquazzura fikri doğdu. Adını "mavi su" anlamına gelen deniz sevgimden alan Aquazzura'yı 2012'de Floransa'da kurdum. Kolombiya'nın neşesini ve renklerini, İtalyan zanaatkârlığı ve zarafetiyle buluşturmak istedim. Başından beri amacım; sadece hayran kalınacak değil, gün boyu keyifle giyilecek ayakkabılar yaratmaktı.

Sizce Aquazzura'yı global bir yıldız yapan o gizli bileşen nedir? Başarınızın anahtarı nerede saklı?
Aquazzura'nın ruhunu besleyen gizli bileşen bence kesinlikle neşe. Yaşama sevinci, keşfetme tutkusu ve güzelliği paylaşma arzusu... İtalyan ustalığı temelimiz ama bizi farklı kılan; tasarımlardaki Latin sıcaklığı ve eğlence duygusu. Ananas sembolümüz bile misafirperverliği ve şansı temsil ediyor. Tutku, çok kültürlü bir bakış açısı ve zarafet ile konforu aynı potada eritme çabamız, markamızı dünya sahnesine taşıdı. Ancak başarının gerçek anahtarı; yalnızca ürünlerde değil, kadınlarla kurduğumuz içten bağda saklı.
Ayakkabılar ve çantaların stilin başrol oyuncusu olduğunu düşünürsek, Aquazzura'yı tek cümle ile nasıl tanımlarsınız?
Aquazzura, gardırobunuzda size dans etmeyi, hayal kurmayı ve giyinmenin keyfini hatırlatan neşeli bir fısıltıdır; her ayakkabı ve çanta, sizi unutulmaz hissettirmek için tasarlanmıştır.
"Bir kadına doğru ayakkabıları verin, dünyayı fethedebilir." Marilyn Monroe'nun o meşhur sözündeki "doğru ayakkabı" sizin tasarımlarınız olabilir mi?
Kesinlikle! Bu söze kalpten inanıyorum. Bir çift ayakkabı, bir kadının nasıl hissettiğini, nasıl yürüdüğünü, hatta kendine olan güvenini değiştirebilir. Her sezon, kadınlar ayakkabılarımızı ilk kez denediğinde o anı yaşıyorum: Gözleri parlar, duruşları değişir, adeta ışıldarlar. Amacım hep "doğru" ayakkabıyı tasarlamak oldu. Güzelliğin yanı sıra rahatlık da sunan ayakkabılarla, kadınların dünyasını fethetmesine küçük bir katkı sağlayabiliyorsam, ne mutlu bana.
Ömür boyu sadece bir ayakkabı ve çanta modeli üretmeniz gerekse, hangilerini seçerdiniz?
Ayakkabı olarak kesinlikle "Bow Tie Pump" derdim. Cesur, eğlenceli ve o ikonik fiyonk detayıyla Aquazzura'nın ruhunu tam yansıtıyor. Çanta olarak da "Tequila bag"; ışıltılı, şık ve tam bir kutlama havası var. Bu iki parça hem en çok satanlarımızdan hem de markanın neşeli ve feminen DNA'sını taşıyan tasarımlar.

Güzellik ile konfor arasındaki denge sizin için ne ifade ediyor?
Bu denge, yalnızca bir tasarım ilkesi değil, benim yaşam felsefem. Sık sık şunu söylerim; rahat olmayan güzel bir ayakkabının hiçbir anlamı yok. Her detay üzerinde saatlerce çalışıyor, her tasarımı bizzat test ediyoruz. Bu yaklaşımı hayatıma da yansıtıyorum: Etrafımda güzel şeyler olmalı ama aynı zamanda içten, anlamlı ve bana iyi hissettirmeli.
Markanızı tercih eden biri lüksün ötesinde neyi deneyimlemeli?
Gerçek lüks bence bir ürünün size hissettirdikleridir. Aquazzura'yı giydiğinizde sadece mükemmel işçilik ya da kaliteli malzeme değil, aynı zamanda bir hafiflik, özgüven ve neşe hissetmenizi istiyorum. Lüks; samimiyet, uzun ömürlülük ve anlamla ilgilidir. Aquazzura'yı tercih ettiğinizde sadece bir ürün değil, özel bir dünyanın kapılarını da aralamış olursunuz.
Beymen ile Maxx Royal'de bir Aquazzura butiği açıyorsunuz. Bu iş birliği sizin için ne anlam taşıyor?
Gerçekten bir hayalin gerçekleşmesi gibi! Yıllardır İstanbul'da Beymen ile güzel bir iş birliğimiz vardı. Bu süreçte karşılıklı güven ve kaliteye olan tutkumuz hep örtüştü. Bodrum'daki Maxx Royal'de böyle zarif bir projeyle yer almak, bu dostluğun ve markamızın doğal bir uzantısı oldu. Türkiye'den her zaman ilham alıyorum. Sadece iş için değil, tatillerimde de sık sık geliyorum. İstanbul ise kalbimde ayrı bir yere sahip; mimarisi, gün batımının renkleri, Kapalıçarşı'nın büyüsü... Türk kadınlarının zarafeti ve modaya olan ilgisi beni her seferinde büyülüyor.

Yeni heyecanlarınızdan biri de güneş gözlüğü koleksiyonunuz...
Bu koleksiyon beni çok heyecanlandırıyor! Aquazzura çizgisini taşıyan bu güneş gözlükleri, zarafet ve rahatlığı bir araya getiriyor. Her kadının kendini özel hissetmesini istiyoruz. Bodrum'daki butik açılışımızla aynı anda tanıtılıyor olması da ayrı bir anlam katıyor.
Kendi stilinizi nasıl tanımlarsınız?
Klişe gibi olabilir ama stilim klasik ama sürprizli. Erkeklerin trendlerle değil, zamansız parçalarla giyinmesini daha çok seviyorum. Yazları renkli, bol kesim ipek pijamalar giymeyi seviyorum. Francesca Ruffini'nin For Restless Sleepers markası için özel olarak yaptığı tasarımları tercih ediyorum. Favori aksesuarım ise La Californienne imzalı, aqua rengi kadranı olan özel yapım vintage Rolex saatim. El boyaması deri kayışıyla tam benlik!
Aquazzura'nın gelecek planları arasında heyecan veren neler var?
Her zaman yeni ve heyecan verici bir şeyler peşindeyiz! En son Roma'daki Hotel de Russie'de Aquazzura Bar'ı açtık. Bu, sadece tasarımlarımızla değil; misafirperverlik ve kutlama sanatıyla da Aquazzura dünyasını yaşatmanın bir yolu. Arkadaşım Alex Rivière ile özel bir iş birliği üzerinde çalışıyoruz. Ve sürpriz: 2026 yazı için erkek ayakkabı koleksiyonumuzu hazırlıyoruz!