TAKI TASARIMLARI

FERSUN ÖZBEK

Elindeki takıları değiştirerek ortaya çıkardığı takılar beğenilince kendi F. Ozbek Jewels’ı kurmaya karar veren Fersun Özbek tasarımlarında elmas olmak üzere ağırlıklı olarak kök safir, zümrüt, kırmızı yakut, pembe yakut ,turmalin ,akik ve gümüş kullanıyor.

Markanızın kurulma hikayesini anlatır mısınız?
Markamın kurulma hikayesi yıllardır aldığım hemen hemen her takıyı bir diğer takımla ekleye boza ortaya yeni bir takı çıkarma merakımla başladı. Arkadaşlarımın da ortaya çıkan bu takıları nereden bulabileceklerini sordukça ben de sonunda kendi bulmak istediğim takıları yaratma kararı ile işe başladım. F.Ozbek Jewels böylece ortaya çıktı.

Tasarımlarınızda hangi taşları ve materyalleri tercih ediyorsunuz?
 Ben günlük hayatımda çok spor giyinen biriyim bu yüzden yaptığım takılarda ışıltı ve parıltıyı çok seviyorum. Bütün takılarımda başta elmas olmak üzere ağırlıklı olarak kök safir, zümrüt, kırmızı yakut ,pembe yakut ,turmalin ,akik ve gümüş kullanıyorum.

Koleksiyonunuzdaki ürünleri anlatır mısınız?
Ben bir kadının jean ve beyaz bir t-shirt giyip bir kaç bilezik ve güzel bir kolye ile ya da gösterişli bir küpe ve iri bir yüzükle stillinin daha ışıltılı ve hoş göründüğünü ayrıca abartısız bir saç modeli seçiminin de bu tarza uyum sağladığını düşünüyorum.

Taşlar sizin için ne ifade ediyor?
Kullandığım taşların ışıltısını verdiği pozitif enerjiyi ve renklerin büyüsünü seviyorum.

Erkeklere yönelik ürünlerinizden bahseder misiniz?
Erkekler için de bu yaz mat lav taşları arasına yerleştirilmiş elmas halkalı bileklikler hazırladım .Gümüş ve altın halkalarla da renklendirdim.  Çok beğenildi.

BETİNE DEMİŞULAM

Koleksiyonunda  yarı değerli doğal taşlar, altın ve gümüş kaplama zincirleri kullanmayı tercih eden Betina Demişulam, Deep Blue koleksiyonunu, insanlara aşkı, huzuru ve sevgiyi aşılamak isteyen bir koleksiyon olarak tanımlıyor.

Markanızın kuruluş hikayesini anlatır mısınız?
2001 yılında London College of Fashion’dan mezun olduktan sonra 1 sene Vakko da calıştım ve daha sonra aile şirketinde reklam sektöründe 2 senelik bir deneyimim oldu. Hiç sevmedim ve hep ellerimle bir şeyler yaratmak hayalindeydim. Babama ayrılmak istediğimi söylediğimde büyük tepki aldım. Ancak sonra ablamında yardımlarıyla babamı ikna ettim ve 3 aylık bir zaman zarfında bir başarı elde etmem gerekiyordu. İlk başta çanta dikerek işe başladım, çantaların üstünü yarı değerli taşlar ve püsküllerle süslüyordum. Bu malzemelerle amatörce takı yapmaya başladım. Canim arkadaşım Tuvana yaptığım takıları görünce mutlaka A46 ya koymak istedi ve Mon Reve maceram bu şekilde başladı.

Mon Reve ismine nasıl karar verdiniz?
Cok sevdiğim bebeklik arkadaşım Yael Alalu ile otururken markamın ismi üzerine beyin fırtınası yapıyorduk. Bana takı tasarlarken ki hislerimi sordu; sanki rüyalarımda yasadığım bir tatmin ve motivasyon hissediyorum, sanki rüyalarım gerçek oluyor demiştim. Bunun üzerine de Fransızca da “hayalim” anlamına gelen “Mon Reve” yeni markam olmuştu.

2015 yaz koleksiyonunuzda neler var?
 2015 Yaz koleksiyonum 3 ana koleksiyondan oluşuyor, Deep Blue , Namaste ve Beach koleksiyonları. Doğal taşların ,gümüş kaplama zincirlerin ve applestone’un  hakim olduğu  Deep Blue koleksiyonu, insanlara aşkı, huzuru ve sevgiyi aşılamak isteyen bir koleksiyon. Budha, rose quartz ve dore zincirlerden oluşan Namaste koleksiyonum, baharı karşılayan, İnsanlara dinginlik ve huzur veren bir koleksiyon. Koton püskül, zincir püskül, renkli agat ve mercanlardan oluşan, neşeli eğlenceli Beach koleksiyonu.

İlham kaynaklarınız neler?
İlham kaynağım hayatim, neşem, çocuklarım, her gün yaşadığım hayat ve moda. Tek bir ilham kaynağı olabileceğine inanmıyorum. Tasarımlarıma kendimi yansıtıyorum - bazen neşeli bazen hüzünlü bazen kadınsı bazen çocuksu vs tüm duygularım en büyük ilham kaynağım.

Hangi materyalleri kullanmayı tercih ediyorsunuz?
 Koleksiyonumda  yarı değerli doğal taşlar, altın ve gümüş kaplama zincirleri kullanmayı tercih ediyorum. 

Takı ile ilgili ipuçları istesek ne söylersiniz? 
Takı her kıyafeti özelleştirecek bir aksesuardır. Yaz için büyük küpelerden vazgeçmeyin. Plajlarda plaj elbiselerinizin üstüne kolyeler ve ayaklarda halhallar. Kendinizi özel hissetmek istediğiniz zamanlarda da saç aksesuarlarını takmayı ihmal etmeyin.

MÜGE ONAN


9 yıldır mücevherle iç içe bir hayatı olan Müge Onan yerli ve yabancı birçok mücevher markasına üst düzey yöneticilik yaptıktan sonra kendi markasını kurmaya karar vermiş.

Mücevher tasarımına nasıl yöneldiniz?
Kendimi bildim bileli tasarıma ve sanata büyük ilgim var. Moda tasarımı eğitimi aldım, resim, seramik, heykel gibi güzel sanatların birçok dalıyla uğraştım. Sonunda meslek olarak mücevheri seçmemin sebebi mücevher işçiliğinin bir sanat olduğuna inanmam. Üstelik her biri doğanın birer mucizesi olan nadide taşları hayal gücü ile buluşturan eşsiz bir sanat… Mücevherin beni büyüleyen bir başka tarafı da en özel anları ölümsüzleştirmeleri. Mücevherlerimin insanların o en özel anlarının parçası olacakları düşüncesi beni Monan’ı yaratmaya itti diyebilirim. Monan bir anlamda nesilden nesile mutluluk aktaran bir marka olsun istiyorum.        

Monan için cesur marka diyorlar sebebini anlatır mısınız?
Belli bir vizyon ve misyon üstlenerek bir mücevher markası yapmaya çalışmak kolay değil. Cesur demelerinin en önemli sebeplerinden biri bu olsa gerek. Çünkü dünyada bu işe yüzyıllar önce soyunmuş büyük markalar var ve yeni isimler çok zor çıkıyor. Bunun sebebi de mücevherin çok güçlü bir alt yapı ve güvenilirlik gerektirmesi. Güven yıllarla doğru orantılı olduğu için de yeni markaların dünyada talep görmeleri zorlaşıyor. Çok güçlü ve hatasız bir duruşunuzun olması gerekiyor. Bu da çok özverili bir çalışma istiyor. Alt yapı ise özgün tasarım, taş bilgisi ve iyi taşlara ulaşma gücü ve işçilik kalitesi demek. Biz Monan olarak fark yaratan tasarımlarla sıra dışı mücevherler sunuyoruz. Kalıpların dışına çıktığınızda ya çok beğeniliyorsunuz ya da dışlanıyorsunuz. Biz oldukça güçlü bir adımla sektöre adım attık. Bu nedenle Monan’ı cesur olarak nitelendiriyorlar.    

İlham kaynaklarınız neler?
Yaşam kendi başına ilham kaynağı. Yaşamın farklı alanları ilk koleksiyonlarımıza ilham verdi.  Once Upon A Time tamamen masallardan esinlenerek tasarlanmış bir koleksiyon. Her kadın kendi kalesinin kraliçesi ve ya prensesidir. Bu fikirden yola çıkan tasarımlar kadınlara, bu dünyaya aynı masallarda vaad edilen gibi ‘sonsuza kadar mutlu’ bir yaşam için geldiğimizi ve bunu başarmanın tek yolunun kendi içimizde saklı olduğunu hatırlatıyor. Black Kingdom koleksiyonu ise Yin Yang felsefesinden ilham alıyor. Her şeyin birbirinden ayrılmaz karşıt kutupları vardır. Aşk-nefret, iyi-kötü, dişi-erkek gibi karşıt kutuplar aslında yaşamda hareketi başlatır. Kötülük olmazsa iyilik de olmazdı, zıtlıklar birbirini destekler, bu nedenle de hayattaki zıtlıklar bazen olumsuz gözükseler de aslında güzellikleri fark etmemizi sağlayan sebeplerdir. Başımıza gelen her şeyin bir sebebi var. Bunu keşfetmemiz için sadece sabretmemiz gerekli. Ode To Colors koleksiyonu ise doğanın bize hediye ettiği değerli taşların renklerinden alır ilhamını. Aynı insan DNA’sı  gibi her değerli taşın da bir DNA’sı var. Ne kadar benzer gözükseler de aynı caratda, renkte ve kesimde taşlar birbirlerinden tamamen farklıdırlar. Monan Ode to Color tasarımları doğanın mucizesi olan rengarenk ve benzersiz taşlara saygı duruşu niteliğinde hazırlandı. Son olarak çıkardığımız Ottoman koleksiyonu ise dünyanın en önemli imparatorluğunun mücevher sanatına övgüdür. Dönemin ihtişamından ilham alarak, günümüzde çok az mücevher ustasının hakkıyla yapabildiği saray işçiliğini çağdaş tasarımlarla buluşturur.

Monan Mücevher ürünlerinde neler bulabiliyoruz?
Doğanın mucizesi olan değerli taşlar Monan tasarımlarının kahramanları. Monan sıra dışı kesimde ve değerde taşları mücevherlerinde kullanmaktan kaçınmayacak kadar cüretkar bir marka.    Bunun yanı sıra denenmemişi denemeyi seviyoruz. Sıra dışı teknikler ve formlar kullanıyoruz. Sıra dışı ama mutlaka ergonomik formlarla mücevheri buluşturarak insanları şaşırtıyoruz. Ama bunu yaparken tek bir şartımız var her mücevher şıklığını ve zarafetini korumalı. Mücevherimizin her biri el yapımı. Üretimi aylar sürüyor. Bu kadar özel tasarımları çok adetli üretmek istemiyoruz. Zaten bu mücevherlere sahip olan kişiler de aynı mücevheri başkasında görmek istemiyor. Zengin bir ilhamla aynı damardan beslenen farklı tasarımlar çıkartıyoruz. Her bir tasarım ismi ve hikayesiyle doğuyor. Sertifikasında da çizimi ve hikayesiyle anlatılıyor. Limitli tasarımları 3 ile sınırlamamızın sebebi ise tamamen duygusal. Uğurlu sayım 3 .

Bu sene öne çıkan trendler neler?
Mücevherde modadaki gibi gibi klasik anlamda trendler olduğuna inanmıyorum. Trend geçicidir mücevher ise içinde sonsuzluğu barındırır. Zamansızdır. Ama tabi ki dünyadaki tüm gelişim ve değişimler mücevheri de etkiler. Bu anlamda pırlanta, yakut, zümrüt ve safir 4’lüsünün dışındaki bazı taşların da yüksek mücevherin kahramanları arasına girdiğini söyleyebiliriz. Bunların başında Opal geliyor. Kalitesine göre yüzbinlerce doların üzerine çıkan opaller büyüleyici güzellikleriyle en göz alıcı mücevherleri süslüyorlar. Yine mücevher dünyasına yön veren marka ve tasarımcılar, spinel, turmalin, gibi renkli taşları tasarımlarında sıkça kullanıyorlar. 
Siz bir takı tasarımı olsanız nasıl bir mücevher olurdunuz?
Saf duygular ile hediye edilmiş içinde sevgi yüklü bir mücevher olmak isterdim.  

EBRU-BAHAR NİZİPLİOĞLU

Aile şirketlerinden ayrılarak kendi markaları Devon Diamond’ı kuran Niziplioğlu kardeşler 4 ay gibi kısa bir sürede büyük başarı yakaladılar. Tasarladıkları melek kolyeleri ile herkesin beğenisini toplayan kardeşler daha da büyümeyi hedefliyor.

Takı tasarım işine başlama serüveniniz nasıl oldu?
E.N.: Aile şirketimizin işleri kapalı çarşı kökenli, önceleri annemize için takılar tasarlıyorduk. Kapalı çarşında olduğumuz için işimiz kolay oldu, bir ayağımız zaten oradaydı o sebeple hiç korkmadan başladık. Annemize, arkadaşlarımıza, kendimize tasarımlar yaparken mutfakta pişmiş olduk. Devon Diamond’ı kurmadan önce aile şirketimizin çeşitli pozisyonlarında bulunduk ama mutluluğu bir türlü yakalayamadık. Çünkü aklımız hep tasarımlarımızı hayata geçirmekten yanaydı. Ailemizde bu durumu saygıyla karşıladı ve yola koyulduk. Kendi işimizi kurmamız ve kendi ticaretimizi yapmamızın keyfi bambaşka. Şahsi olarak tasarlayıp ürettiğiniz bir şeyi birisinin boynunda gördüğünüzde tabi ki de gözleriniz doluyor. Kendimizi ifade edebildiğimiz bir işimiz olduğu için çok mutluyuz. Aile şirketimiz turizm ve inşaat alanında faaliyet göstermesine rağmen, ilk baba mesleğimiz olan altın toptancılığıyla ilgili işlerimizde mevcut.

Melek kolyeleriniz çok beğenildi bunu neye bağlıyorsunuz?
B.N.: Bizim çıkışımız genel olarak melekler oldu, kolyelerimiz kadar çikolata ve mumlarımız da melekli. Takı koleksiyonumuzda melekler mutlaka yer almalıydı. Son zamanlarda spiritüel yaşama genel olarak çok ilgi arttı. 
En çok hangi melek kolyeniz tutuldu?
E.N.: Mikail meleği kolyemize büyük bir talep var.
Melek kolyesi tasarımlarınızı nasıl yaptınız?
B.N.: Meleklerin aura renklerinden, enerjilerinden yola çıktık. Kur’an-ı Kerim ve diğer dinlere ait kitaplardaki bilgilerden faydalandık. Meleklerin özelliklerini her bir tasarımımızda elimizden geldiğince yansıttık. En çok talep gören Mikail meleğinin eterik bağlarımızı kesmemize yardımcı olduğu, olumsuz duygulardan koruduğu biliniyor. Mikail meleğinin insanı koruması için var olan kılıcını ve aura rengi maviyi tasarımızda birleştirdik. Kılıç ve mavi birleşince çok güzel bir tasarım ortaya çıktı. Cebrail meleğinin rengi yeşil onun taşlarını zümrüt yaptık, hep değerli taşlar kullanıyoruz. İsrafil meleğinin şifa meleği olduğu biliniyor onun da rengi pembe ve açık sarı olarak tanımlanıyor. Toplamda 8 meleğimiz var. Melek koçlarından da çok ilgi görüyoruz.

Sizce neden Mikail meleği kolyeniz öne çıktı?
E.N.: Mikail meleği kolyesi nazar boncuğunun yerini aldı. Nazar boncuğunun çıkış sebebinin de Mikail meleği olduğu düşünülüyor rengi mavi olduğu için. Negatif enerjiyi yok ediyor. Bir nevi yeni nazar boncuğunu doğurmuş olduk. Sanıyorum bu yüzden bu kadar sevildi. Türk toplumu en çok negatif duygulardan korkuyor ve nazardan korunmak istiyor. Nazar boncuğu yerine mavi pırlantası ile meleğimiz insanların aradığı yeni nazar boncuğu oldu.
Melek kolyelerinizi pek çok tanınmış kişide görüyoruz birkaç isim verir misiniz?
B.N.: Kolyelerimizi takanlar arasında Pınar Sabancı, Işıl Reçber, Hande Acar var, Özge Ulusoy, Burcu Esmersoy var. Ayşe Kucuroğlu melek kolyemizi ilk satın alanlardan biriydi, çok beğendiği  ve ona şans getirdiği için arkadaşlarına tavsiye etti bu durum da meleklerimizin ününün yayılmasında etkili oldu. Ayşe Kucuroğlu 5 çocuk sahibi bereketli bir kadın olduğu için bize de uğur getirdiğini düşünüyoruz. Bir çok televizyon programında, dizilerde, ödül törenlerinde kolyemizi ünlülerin boynunda görüyoruz ve çok mutlu oluyoruz.
2015 yaz koleksiyonunuzda neler var?
E.N.: Yaz geldiği için boyunlar açıldı kolyelerimiz var, deniz mevsimi olduğu için deniz takılarına ağırlık verdik, bel zincirlerimiz var. Bel zincirlerinde de meleklerimiz var, bazen tek bazen 3’lü ve 5’li melekler olacak. Deri bilekliklerimiz var, meleklerin aura rengine göre hazırladık, deri bilekliklerimizin malzemesi vatoz balığından, biliyorsunuz vatoz balığı da mücevher sektöründe şans getiren kategoride.  Yaz renkleri yeşiller, maviler, pembeler bilekliklerimizde yer buluyor. Deniz yıldızları ve meleklerden oluşan halhallarımız var. 
Erkeklere yönelik ürünleriniz neler?
B.N.: Burada erkeklere yönelik ürünlerde açık olduğunu gördük, bizim kolyelerimizdeki tasarımlar unisex olduğu için erkekler tarafından da tercih edildi özellikle Mikail kolyemiz. Biz de yaz koleksiyonumda erkeklere özel kılıçlı bir koleksiyon hazırladık.
ÇABA Derneğini’nin kermesinde Sophia Loren’in küpelerini getirdiniz, nasıl getirdiniz?
E.N.: ÇABA  Derneği’nin kermesinde özel bir şey yapmak istedik. Kermes anneler gününün öncesinde düzenleniyor. Oyuncunun filmlerinde sürekli kullandığı küpelerini Kanada’dan özel izinle arkadaşımız  Emre Kamçılı’dan rica ederek getirdik ve küpenin orjinaline sadık kalarak, aynısını yeniden tasarladık. Anneler gününe özel, annelerini özel hissetirmek isteyenler için bu küpeler, dernek etkinliğinde ve mağazada satışa sunuldu ve çok beğenildi.
Markanızı nasıl tanımlıyorsunuz?
E.N.: Devon sadece bir pırlanta tasarım mağazası değil aynı zamanda tasarım mumlarımız ve çikolatalarımız var. Şimdilik yola çıktığımız konular kadınları mutlu etmek için mum, çikolata, pırlanta ama uzun vadede kahve fincanından, tepsisine kadar farklı koleksiyonlar tasarlayacağız. Genelde yurt dışından esinlenilerek bir şeyler uygulanır ya biz öyle bir marka yarattık ki bu def yurt dışı bizden esinlenecek. Tek taşla bağlantılı olarak kız isteme çiçekleri de tasarlıyoruz buradan yola çıkarak organizasyona kadar genişlemeyi düşünüyoruz.

MERAL SAATÇİ

18 yıldır profesyonel olarak takı tasarlayan Meral Saatçi’nin showroom’u Koşuyolu’nda yer alıyor. 

Takı tasarımı serüveniniz nasıl başladı?
Kendim için tasarladığım takım bir davette çok beğenilince yolum Beymen Club’la kesişti. Hem Beymen Club koleksiyonu için çalıştım hem de uzun yıllar ustalardan plaka ve mum tekniği aldım. Kendimi sürekli geliştirdim ve yeniledim. Öğrenme yolculuğum hiç bitmedi. 
Tasarımlarınız nasıl bir kadını yansıtıyor?
Tasarımlarım benim birikimlerimin, düşüncelerimin ve hayallerimin forma dönüşmüş halleri. Zamansız, sade, minimal. Dolayısıyla bu anlayıştaki kişilerle yolum kesişiyor. Beymen Club koleksiyonumu da konsepte uygun olarak hazırlıyorum. Üretken, sosyal hayatını yoğun yaşayan, dinamik, modern kadınlar için. Kıyafetin önüne geçmeyen minimal, modern takılar

İlham kaynaklarınız neler?
Hayat, an. Yaşadıklarım, okuduklarım, dinlediklerim, gördüklerim, tanıştığım insanlar, seyahatlerim,  her şey, herkes.

Washington D.C National Museum Women in Arts Galerisi’nde sergilenen koleksiyonunuzdan bahseder misiniz?
Washington DC Nashional Museum’da tek Türk Takı Sanatçısı olarak takılarım sergilendi. Çok beğenilince Müze Shop’ta satılmaya devam etti. Günümüz çizgisini yansıtan modern, minimal takılar.
2015 yaz koleksiyonum;
Zamansız stil anlayışıyla şehirden beslenerek tasarladığım ve moda tutkunlarında fark yaratan modern, minimal, romantik takılar.

Sosyal sorumluluk projelerini destekliyorsunuz yakın dönemde olan ya da yakın gelecekte yeni bir proje sosyal sorumluluk projesi var mı? 
Sosyal Sorumluluk projelerini öncelikle kişisel sorumluluğum olarak düşünüyorum. Hepimizin yapabileceği çok şey var. Farkındalık yaratarak bile destek vermiş oluruz.Evet yakında yine bir proje var. Çocuklarla ilgili “bi sihir”  projesi üzerinde çalışıyoruz.