"Saffet emre tongu��" için arama sonuçları:

The Galliard, İstanbul’un meşhur lezzetlerini Sedef İybar ve seyahat yazarı Saffet Emre Tonguç’un anlatımıyla semt hikayelerine dönüştürüyor.

Şu anda inanmak zor ama Nişantaşı bir zamanlar padişahların atış talimi yapmak için kullandıkları bir orman arazisiymiş. 19. yüzyılın yöneticileri bu bölgenin Pera’ya yakınlığından ötürü gelişmeye açık olduğuna karar verip Nişantaşı hakkındaki planlarına komşu semtler Teşvikiye ve Maçka’yı da dahil etmişler. Günümüzde ise insanlar genellikle mağazaları gezmek için geliyor buraya ve ne yazık ki çoğu da burada keşfedilmeyi bekleyen tarihi eserleri fark etmeden geri dönüyor.

Biliyorum şu anda gözünüzde canlandırmanız zor ama Kadıköy bir zamanlar Bizans’a Boğaz’ın gerisinden bakan, ayrı bir yerleşimmiş. Kalkedonya MÖ 635 yılında kurulmuş, Türklere yönetimi de Byzantium’dan çok daha önce geçmiş. Kadıköy, Asya yakasındaki ilçeler içinde yüksek öğrenci nüfusu ve gece hayatıyla en canlı olanı.

Boğaz’ın Avrupa sahilinin ortasında, İstanbul’un en lüks, en gösterişli semtlerinden Bebek var. Adını taşıyan koyda birçok yata ev sahipliği yapan semtten, keyifli bir yürüyüşle hem Arnavutköy’e hem de Rumeli Hisarı’na gidebilirsiniz.

İstanbul’a gelen yabancılara hep söylediğim şu: “İstanbul, bir sürprizler şehridir, iyi ya da kötü her köşesinde bir sürpriz bekler sizi.” Ayrıca Batı’da son yıllarda çok kullanılan bir terim var. ‘Co-existence’ yani birlikte yaşam. Londra’da Shoreditch’in bu kadar gözde olmasının sebebi bu değil mi? Ben Karaköy’de birlikte yaşam dışında karmaşadan kaynaklanan harmoniyi seviyorum

Genç işadamı Hacı Sabancı, hafta sonu yakın arkadaşlarıyla Boğaz'da geziye çıktı.