Kalabalığın ortasında sade bir köşe arayanlar için ev, artık sadece dört duvar değil; yavaşlamanın, soluklanmanın, kendine dönmenin bir yolu... Modern hayat her şeyi hızlandırırken, evin içinde dingin bir alan yaratma isteği daha da belirginleşiyor. Japandi, tam da bu isteğe karşılık veriyor. Ne fazlasıyla İskandinav ne de bütünüyle Japon; iki kültürün arzusunu ortak bir dilde buluşturan, sıcaklıkla minimalizmi yan yana getiren bir yaklaşım. Sessiz ama güçlü, düzenli ama samimi, az ama eksiksiz bir yaşam alanı kurmanın dengeli formülü.
Japandi, İskandinavların sıcak ve samimi yaşam tarzını, Japonların sade, minimal ve doğayla uyumlu estetiğiyle harmanlayan özel bir dekorasyon tarzı. Japonya ve İskandinavya'nın estetik anlayışlarını ustaca bir araya getiren bu stil, Scandinese veya Japanordic gibi isimlerle de anılıyor. Adına her ne derseniz deyin, bu tarzda dekore edilen evlerin tam kıvamında bir estetiği ortaya koyduğu kesin. Abartıdan ve karmaşadan uzak durup, doğal malzemeler ve nötr tonlarla mekânlarda sakin, dengeli ve huzurlu bir hava yaratmayı hedefliyor. "Az eşya, çok anlam" felsefesiyle yaşam alanlarını sadeleştirirken, fonksiyonellikten ve samimiyetten de ödün vermiyor. 2010'lu yılların sonlarından itibaren tüm dünyada hızla popülerleşen bu stil, iki kültürün estetik ve felsefesini harmanlayarak, günümüzün hızlı ve karmaşık hayatına karşı sakin ve kalıcı bir duruş sunuyor. Japandi sadece göze hitap etmekle kalmıyor; ruhu da besleyen bir yaşam biçimi. Evleri, içinde huzur bulunan, nefes alınan bir sığınağa dönüştürüyor.
Japandi stilini anlamak için, bu trendin temelini oluşturan iki felsefeye bakmak gerekiyor: İskandinavların sıcak ve huzurlu yaşam anlayışı Hygge ile Japonların kusurları ve geçiciliği kabul eden, sade ve gösterişsiz Wabi-Sabi yaklaşımı. Bu iki farklı estetik ve yaşam tarzı birleştiğinde, fonksiyonel, minimal ve zarif bir dekorasyon ortaya çıkıyor; samimiyet ve dinginliği bir arada sunan Japandi stili böylece hayatımıza sıcaklık ve sakinlik katıyor. Şimdi gelin, Japandi mekânın nasıl oluşturulması gerektiğini birlikte inceleyelim.
Japandi'nin renk paleti, doğanın yumuşak ve sakin tonlarından kopmuyor; bej, grej, taş rengi, açık kahve ve yumuşak gri, bu stilin temel renklerini oluşturuyor. Bu nötr tonlara ufak dokunuşlarla eklenen siyah ya da koyu ahşap tonları ise mekâna derinlik kazandırıyor. Genel olarak, toprakla uyumlu ve göz rahatlatan bu nötr renkler, Japandi tarzının hâkim atmosferini belirliyor.
Doğal ve sıcak dokuların öne çıktığı Japandi stilinde, açık renk meşe, bambu ve tik gibi sade ahşaplar tercih ediliyor. Bu doğal malzemelere eşlik eden el yapımı seramikler ve taş yüzeyler, mekâna samimi bir ruh katıyor. Keten, pamuk ve yün gibi nefes alan kumaşlar ise hem konfor hem de estetik açıdan bütünlüğü destekliyor.
Japon ve İskandinav sadeliğinin iç içe geçtiği Japandi tarzında, alçak, sade ve düz çizgilere sahip işlevsel tasarımlar ön plana çıkıyor. Konfor abartıdan uzak tutulurken, süslemeler en aza indirgeniyor ve rafine detaylara odaklanılıyor. Bu yalın yaklaşımı tamamlayan gömme dolaplar ve gizli depolama çözümleri, alanı ferah tutarak gereksiz eşyaların yer kaplamasını önlüyor.
Doğallığın ön planda olduğu mekânlarda, büyük pencerelerden içeri mümkün olduğunca fazla doğal ışık alınırken, ince tüllerle yumuşak gölgeler yaratılıyor. Gün ışığının yerini akşam saatlerinde sıcak ve yumuşak sarı ışıklar alıyor; bu da ortama huzurlu bir atmosfer kazandırıyor. Ahşap ya da kâğıttan yapılmış abajurlar ise doğallığı ve sakinliği pekiştirerek genel ambiyansa uyum sağlıyor.
Az ama etkili parçaların tercih edildiği Japandi tarzında, wabi-sabi felsefesinden ilham alan kusurlu ama samimi seramikler ile yaşanmışlık hissi taşıyan objeler öne çıkıyor. Gösterişten uzak fakat mekâna canlılık katan bonsai, pampas otu ve eucalyptus gibi bitkiler, sadeliğe doğallık katıyor. Boş duvarlar ise rahatsızlık vermek yerine, sessizlik ve sadeliğin konuşmasına izin veriyor.
Bu stilin vazgeçilmezi olan yalınlık, mekânın nefes almasını sağlarken her eşyanın belirgin bir amacı ve yeri olmasına özen gösteriliyor. Kalabalıktan uzak durularak, anlamlı ve dengeli bir sadelik hedefleniyor. Böylece yalnızca görsel değil, aynı zamanda ruhsal bir ferahlık da ortaya çıkıyor.
Kısacası Japandi, doğallık, yalınlık ve işlevselliği dengeli biçimde birleştirerek, mekanlara hem göz hem ruhu okşayan huzurlu bir atmosfer kazandırıyor.
Fotoğraflar: iStock