2025 yılında Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley'den bir araştırma ekibi, "Olo" adını verdikleri yeni bir rengi tanımladı. Bu renk, retina üzerindeki yalnızca M koni hücrelerini (orta dalga boylarına duyarlı) lazerle uyararak oluşturuldu. Doğal ışıkta bu tür bir uyarım mümkün olmadığından, Olo yalnızca özel laboratuvar koşullarında görülebiliyor.
Katılımcılar, Olo'yu aşırı doygun bir teal (mavi-yeşil) olarak tanımladı. Ancak bu tanım, rengin yoğunluğunu tam olarak yansıtmıyor. Araştırmacılar, Olo'nun, daha önce görülmemiş bir renk sinyali olduğunu belirtiyor.
Olo'nun keşfi, iç mimarlık ve dekorasyon alanında da yankı buldu. İngiliz sanatçı Stuart Semple, Olo'dan ilham alarak "YOLO" adını verdiği bir boya üretti. Bu boya, yeşil-mavi tonlarında, Olo'ya en yakın fiziksel renk olarak tanımlamıyor. Ancak iç mekan tasarımı uzmanları, Olo'nun aşırı doygunluğunun yaşam alanlarında baskın ve yorucu bir etki yaratabileceğini belirtiyor. Bu nedenle, Olo'ya benzer ancak daha yumuşak tonların tercih edilmesi öneriliyor. Örneğin, fıstık yeşili, lacivert, orman yeşili ve yaz mavisi gibi tonlar hem estetik hem de rahatlatıcı bir atmosfer sunabilir.
Şu an için Olo'yu görmek, özel laboratuvar ekipmanları ve lazer teknolojisi gerektiriyor. Bu nedenle, günlük yaşamda veya dijital ekranlarda Olo'yu deneyimlemek mümkün değil. Ancak bu keşif, insan gözünün algı sınırlarını ve renk teorilerini yeniden düşünmemize neden oluyor.
Olo'ya en yakın tonları giymekse mümkün! Mesela Naomi Campbell 2022'de The Red Sea Film Festivali'nde, Emma Thynn ise 2024 Cannes Film Festivali'nde Olo'ya benzeyen o ultra doygun mavi-yeşil tonları tercih etmişti. Şimdiden bilimden birkaç yıl önde olmak... Moda dünyası bazen bilimi bile sollayabiliyor!
Ayrıca bu tür araştırmalar, renk körlüğü gibi görme bozukluklarının tedavisinde yeni yöntemlerin geliştirilmesine de katkı sağlayabilir. Bu tür keşifler, gelecekte daha zengin ve çeşitli görsel deneyimlerin önünü açabilir.
Olo, sadece bilimsel bir keşif değil, aynı zamanda sanat ve tasarım dünyasında da ilham kaynağı oldu. Her ne kadar fiziksel olarak deneyimlemek şu an için mümkün olmasa da, Olo'nun varlığı, insan algısının sınırlarını zorlayan bir fenomen olarak dikkat çekiyor. Bu benzersiz renk, gelecekte görsel sanatlar, tasarım ve bilim alanlarında yeni ufuklar açabilir.
Fotoğraflar: Getty Images Türkiye