TOLGA ÇEVİK ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR

Neden 25’inci yılda gold giydik: Çünkü 50’yi görmeye ömrümüz yetmez diye 25’e çektik!

ABONE OL
13 Aralık 2017 Çarşamba 11:42 | Son Güncellenme:
7 dakika okunma süresi
TOLGA ÇEVİK ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR

Röportaj: Gözde YÖRÜKOĞLU

Fotoğraflar: Cem TALU

Styling: Hakan ÖZTÜRK

Saç-Makyaj: Neriman ERÖZ

‘Arkadaşım’da 10’uncu, sahnede 25’inci yılınız. ‘Arkadaşım’ karakteri nasıl doğdu?
Aslında bir ihtiyaçla… Bir yapımcı bana “Komedi programı yapar mısın?” deyince Ben de “Yaparım, neden olmasın” dedim. O da “İyi, çünkü kanalla sözleşmeyi imzaladım, 13 gün sonra kasedi teslim etmemiz gerek” dedi. Acilen yeni bir şey yapmak lazımdı, ortaya ‘Arkadaşım’ çıktı. Güzel icraatlar hep çaresizlikten doğuyor.  

Başından bu yana hep aynı ekiple mi devam ediyorsunuz? 
O dönem şirket adına yapımcılığımızı Fırat Parlak üstlenmişti. Dramaturji bilgisi sağlamdı ve programdaki ‘yönetmen’ olabilecek doğru kişiydi. Hayata geçecek hikayelerde müzik çok önemli fakat tamamen doğaçlama olan bir gösteride bazen hızlıca emprovize davranabilecek de bir müzisyen lazımdı. Özer (Atik) benim 13 yaşından beri tanıdığım okul arkadaşım. Başka isim düşünmedim bile. O da sağ olsun bambaşka bir karakter oldu, hatta 10 yıl boyunca tek kelime etmeden. Suzan (Kardeş) kadromuza ikinci sezonun sonunda katıldı. 20 yıldır hayatımda Suzan. Birbirimizi çok iyi tanırız. Anında tipler yaratırken Suzan’dan iyisi yoktur.  Gelelim Ilgaz (Deveci Gök)’a... Projede ben ve Fırat’la birlikte en baştan beri olan tek isim. Her şeyimiz ona emanet. Kostüm, aksesuar ve zamansızca istenebilecek her şeyi anında yaratır. İpek (Çevik Selet) de yürütücü yapımcısı programın. Benim stresimi yıl boyu paylaşır. Amaç, her zaman, her şey daha güzel olsun. Ekiplerin en güzeli! Ve de Ebru Yalçın. Programımızın gerçek yönetmeni. O da bizim gibi deli. Benim hafifçe sağa dönüşümden, az sonra neler yapabileceğimi tahayyül edebilen tek yönetmen. Güzel bir aileyiz. Didişiriz, gülüşürüz. Ama birbirimizi çok severiz. Kopmamak için sevgi lazım ekiplerde.

Sevgi dediniz de, ‘Arkadaşım’ da izleyici tarafından çok sevildi. Siz onun en çok hangi yönünü seviyorsunuz? 
En çok, temiz yüreğini seviyorum. Her şeyi, bir şekilde yapabilirim inancı var… Umut verici bir karakter.

‘Arkadaşım’ın doğaçlama bir oyun olduğunu söylüyorsunuz. Gerçekten sahneye çıkmadan önce ekiple aranızda hiç, ‘bugün şunu yapalım’ diye konuşmuyor musunuz? 
Konuşuyoruz. Diyoruz ki, bugün çok eğlenelim… Evet, böyle diyoruz başka da bir şey demiyoruz. Sonra çıkıp Allah ne verdiyse yaşıyoruz sahnede. Artık inşallah sayenizde bu son olur da tekrar oyun için doğaçlama demek zorunda kalmam. Tamamı, her kelimesi, her anı doğaçlama. Bir kelime yazılı, planlı bir şey yok. Arkada bekleyen bir dolu kostüm ve aksesuar var; olay bu. Sadece bazen, ‘bugün bir şarkı söyleyesim var’ ya da ‘bugün seyirciyle sahnede daha çok vakit geçiresim var’ diyorum oyun öncesinde, o kadar…

Dünyada bir örneği daha var mı bu kadar uzun yıllar doğaçlama sahnelenen bir oyunun?
Vallahi böylesine tamamı doğaçlama bir şey var mı emin değilim. Sanmam. Zira tam deli işi. Dolayısıyla bu kadar uzun süreni de olduğunu sanmam. Hatta bir ara Guinnes’e başvuralım dedik, çünkü şu ana kadar TV ve turne toplamında 1000 gösteri yaptık diyelim, her gösteri iki perde. Bu da demektir ki, 2000 senaryo yazmışız. Bu da bir rekor sayılabilir esasen. Ama nasıl ölçülecek nasıl tespit edilir filan derken unuttuk gitti. Ama bak, şimdi hatırladım yine.

Arkadaşım böyle yıllarca gider gibi görünüyor. Peki siz bir 10 yıl daha Arkadaşım’ı oynar mısınız? 
Esasen 50 yıl daha oynarım. Çünkü bizimki şaka gösterisi değil, durum komedisi. O nedenle son kullanma tarihi yok. 10 yıl önce bize gülüp o sıralarda çocuk sahibi olanların şimdi de çocukları gülüyor. Seyirci istediği sürece birlikte gülmeye devam ederiz.

Bu dünyaya bir kez daha gelme şansınız olsa… 
Tüm tecrübeyi bırakıp gidiyorsak, tekrar hayata gelmenin pek avantajı olmaz. Gelmek ister miyim onu da pek bilemiyorum. Pişmanlıklar mutlak ki var ama küçük şeyler. Birini kırarsam sonrasında çok pişman oluyorum mesela. Hatıralara yazılıyor çünkü. Onun dışında ben olmaktan memnunum. Yorucu ama memnunum. Yine gelsem yine ben olmakta sakınca yok gibi. Evet; ‘ben’i seçiyorum öğretmenim.

Sahnede lafınızı esirgemiyorsunuz ama içinizde hassas ve kırılgan bir taraf var. Çok kırıldığınız ya da hassaslaştığınız olaylar durumlar neler? 
İş aileye geldi mi parametreler değişiyor bende. Aile tam korumalı tek konu bende. Her konuda ufak tefek esnerim ama aile konusunda, ailemi rahatsız edecek her konuda, edene karşı oldukça sevimsiz olabilirim. Seve seve ve hiç düşünmeden.

 

Röportajın tamamı bu hafta ALEM'de...

EN ÇOK OKUNANLAR

"Palm Royale": Moda Tutkunları Bu Diziyi Çok Sevdi
"Palm Royale": Moda Tutkunları Bu Diziyi Çok Sevdi

"Palm Royale": Moda Tutkunları Bu Diziyi Çok Sevdi

1 dakika okunma süresi
Haftanın Mekânı: Arbor İstanbul
Haftanın Mekânı: Arbor İstanbul

Haftanın Mekânı: Arbor İstanbul

4 dakika okunma süresi
Bir Mirasın İzinde
Bir Mirasın İzinde

Bir Mirasın İzinde

1 dakika okunma süresi
Antik Dünyanın Gölgesinde Doğan Yeni Bir Çağdaş Miras
Antik Dünyanın Gölgesinde Doğan Yeni Bir Çağdaş Miras

Antik Dünyanın Gölgesinde Doğan Yeni Bir Çağdaş Miras

9 dakika okunma süresi
İstanbul'un En Yeni Mekanları
İstanbul'un En Yeni Mekanları

İstanbul'un En Yeni Mekanları

48 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Porselenin İzinde: Tuba Önder Demircioğlu ile “Karşılaşma” Üzerine
TOLGA ÇEVİK ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR

Porselenin İzinde: Tuba Önder Demircioğlu ile “Karşılaşma” Üzerine

Candan Varnalı ile Afrika'da Kendini Yeniden Keşfetmek
TOLGA ÇEVİK ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR

Candan Varnalı ile Afrika'da Kendini Yeniden Keşfetmek

Bilinçakışının İzdüşümü Deniz Pelister'in “Kül” Sergisine Yansıyor
TOLGA ÇEVİK ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR

Bilinçakışının İzdüşümü Deniz Pelister'in “Kül” Sergisine Yansıyor

Meltem Kaptan'dan Adile Naşit'in Hikâyesine Samimi Bir Dokunuş
TOLGA ÇEVİK ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR

Meltem Kaptan'dan Adile Naşit'in Hikâyesine Samimi Bir Dokunuş

Zamansız Güzelliğin Görünmez Yolu
TOLGA ÇEVİK ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR

Zamansız Güzelliğin Görünmez Yolu

Miray Beşli Çapa ile Sanat ve Hayatın Ritimleri
TOLGA ÇEVİK ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR

Miray Beşli Çapa ile Sanat ve Hayatın Ritimleri

"Enfes Bir Akşam” Kadrosuyla Şehri, Zamanı ve Kendini Keşfetmek Üzerine
TOLGA ÇEVİK ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR

"Enfes Bir Akşam” Kadrosuyla Şehri, Zamanı ve Kendini Keşfetmek Üzerine

MIT'den İstanbul'a: Aslı Gökdemir'in Sanat Yolculuğu
TOLGA ÇEVİK ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR

MIT'den İstanbul'a: Aslı Gökdemir'in Sanat Yolculuğu

Işığı, Ritmi ve İlhamı: Tiziana Terenzi'nin Zamansız İmzası
TOLGA ÇEVİK ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR

Işığı, Ritmi ve İlhamı: Tiziana Terenzi'nin Zamansız İmzası

Sanatla İç İçe Yaşam: Caja by Maxx Royal'de Estetik Bir Yolculuk
TOLGA ÇEVİK ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR

Sanatla İç İçe Yaşam: Caja by Maxx Royal'de Estetik Bir Yolculuk

Rekabetin İzdüşümü: Kerem Kazaz
TOLGA ÇEVİK ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR

Rekabetin İzdüşümü: Kerem Kazaz

IST.FESTIVAL Açılış Yemeği
TOLGA ÇEVİK ALTIN ÇAĞINI YAŞIYOR

IST.FESTIVAL Açılış Yemeği