Chanel, bu sezon tatillerinde hem kruvaziyer hem de yeni keşfedilen destinasyonlarda İtalyan zarafetini sergilemeye odaklandı. Como Gölü'nün etkileyici manzarasındaki tarihi Villa d'Este'nin sabah ışığında gerçekleştirdiği 2026 Cruise defilesiyle tasarımlarının hikayesini güçlendirdi. Gölde hafif bir dalga, fonda Pati Pravo'nun tanıdık sesiyle anlamlanan detaylar, koleksiyona yakışan sinematik bir atmosfer yarattı.
Koleksiyonun kalbinde, markanın uzun yıllardır iş birliği yaptığı İtalyan zanaatkârlar yer aldı. Ayakkabılarda Roveda, ipeklerde Mantera, düğme ve aksesuar detaylarında Desrue gibi ustaların emeği, her parçada hissediliyordu. Chanel'in Fransa'daki güçlü zanaat mirası, bu kez Como Gölü'nün romantik havasıyla buluştu.
Görkemli bahçelerle çevrili Villa d'Este'nin terasında gerçekleşen defilede, nostaljik bir yaz tatili hayali kuruldu. Hafif tüvitler, ince işlenmiş fırfırlar, narin tafta elbiseler ve boncuklu aksesuarlarla Dolce Vita ruhu yeniden canlandı.
Koleksiyon, zarif olduğu kadar zaman ve mekan çeşitliliği de sunuyordu. Göl kenarındaki bir sabah yürüyüşü için beyaz pullu sabahlıklar ve geniş pantolonlar, akşam yemeği için ise saten eldivenlerle tamamlanan şifon elbiseler vardı. Son zamanlarda Z kuşağıyla bağlarını güçlendiren Chanel lila tüvit mini etekler, şeftali tonlarında kabarık kısa elbiseler ve altın lurex takımlarla koleksiyona enerjik dokunuşlar da kattı.
Bu defile aynı zamanda bir geçiş döneminin işaretiydi. Virginie Viard'ın ayrılışından sonra markanın yeni yaratıcı direktörü Matthieu Blazy'nin ilk koleksiyonunun habercisi olan bu gösteri, geçmişe saygı duruşunda bulunurken geleceğe de zarif bir kapı araladı.
Fotoğraflar: Chanel Press ve Getty Images Türkiye