Lüksün zamana karşı gösterdiği direnç, her dönemde başka bir anlam taşır. Bugün içinde yaşadığımız hızlı tüketim çağında, kalıcılığın en güçlü temsilcileri antika mücevherler, ikonik çantalar ve tarihî saatler oluyor. Lüks artık sadece bir arzu nesnesinden ziyade aynı zamanda stratejik bir yatırım; anlamı olan, hikâyesi olan bir seçim sunuyor. İşte bu bağlamda, Faraone Casa d'Aste'nin 27 Mayıs'ta Milano'dan canlı yayınla gerçekleştireceği müzayede, estetikle finansal değeri, geçmişle bugünü ustalıkla bir araya getiriyor.
Mücevherde Tarihin İzleri
Faraone Casa d'Aste'nin bu sezonki en dikkat çeken başlığı, kuşkusuz antika mücevherler. 19. yüzyıl sonu ve 20. yüzyıl başına ait parçalar, yalnızca kuyumculuk sanatının zarafetini değil, aynı zamanda bir dönemin sosyo-kültürel kodlarını da yansıtıyor. Bunların arasında en çarpıcı olanlar ise, İsviçreli aristokrat Dora VonWiller'in kişisel koleksiyonundan çıkan eserler.
VonWiller, yalnızca bir stil ikonundan öte kültürel üretimi destekleyen bir figürdü. Onun koleksiyonunda yer alan Settepassi kolyesi ve Mario Buccellati imzalı gerdanlık, daha önce Milano'daki Poldi Pezzoli Müzesi'nde sergilenmiş, "20. Yüzyıl İtalyan Mücevherleri" sergisinin başyapıtları arasında gösterilmişti. Bu seçki, yalnızca tarihî bir ilgi nesnesinin yanı sıra kültür ve estetik kodları bugüne taşıyan bir köprü niteliğinde karşımıza çıkıyor. "Castlecore" akımının yükselişiyle birlikte, bu aristokratik estetik, bugünün moda ve yaşam tarzında yeni bir karşılık buluyor.
İnci mücevherler ise ayrı bir başlık altında incelenmeli. 2025 İlkbahar/Yaz koleksiyonlarında tekrar yükselişe geçen doğal tuzlu su incileri, hem koleksiyonluk hem de yatırım değeriyle öne çıkıyor. 11 mm'lik beyaz inci taşlı platin yüzük, 19 mm'lik damla incili altın küpeler ve elmasla çevrelenmiş doğal inci yüzükler; incinin zarafetini zamansız bir ifade biçimine dönüştürüyor. Kasım 2024'te Faraone'da 5.000 euro tahminle satışa sunulup 125.000 euroya alıcı bulan inci küpeler, bu parçaların değerindeki dramatik artışı da gözler önüne seriyor.
Lüksün Trend Yüzü: Çantalar ve Saatler
Müzayedenin sabah oturumu, çanta meraklılarının ve yatırımcıların ilgisini üzerine toplayacak nitelikte. Hermès'in ikonik modelleri -Birkin, Kelly ve Constance- hem estetik hem de finansal araç olarak görülüyor. Öyle ki bazı Kelly modelleri, yıllık yüzde 14 getiriyle dikkat çekiyor.
Müzayedede öne çıkan çantalar arasında, 1992 yapımı Niloticus krokodil Kelly 32, Braise Porosus Kelly 28 ve Rose Extreme Constance III Mini gibi nadide ve "full set" parçalar yer alıyor. Bunlara eşlik eden Chanel'in 1980'lerden kalma Timeless serisi çantaları, Gucci ve Bottega Veneta'nın rafine tasarımları da lüksün farklı yorumlarını bir araya getiriyor. Saat koleksiyonları ise zamanın ruhuna estetikle tanıklık eden objeler gibi. 1970'lerin Bulgari Tubogas saati, Jaeger-LeCoultre mekanizmasıyla birleşirken; 1968 model Rolex Day-Date, 90'lardan Cartier Pasha ve elmas bezeli Breguet Marine, sadece zamanı değil, stili de taşıyor.
Tüm bunların yanı sıra lüks müzayede seçkisinde farklı alanlara yönelen koleksiyonerlerin ilgisini çekebilecek parçalar da mevcut. Gümüş yemek takımları, Cesa ve Codevilla imzalı servis setleri ile Buccellati'nin zarif çatal-bıçak koleksiyonları, yaşam alanlarında sofistike bir atmosfer arayanlar için ayrı bir başlık açıyor.
Faraone Casa d'Aste'nin bu seçkisi, zamana, zevke ve değere dair incelikli bir bakış açısı sunuyor. Lüks kavramının giderek daha fazla anlam katmanı kazandığı bu çağda, bir müzayede nesnelerle kurulan bağın, estetik tutkunun ve finansal öngörünün de sahnesi haline geliyor.
Fotoğraflar: iStock ve Faraone izniyle