Tabiat, kusursuz formları ve derin anlamlarıyla insan yaratıcılığını sürekli besliyor. Sanat tarihi boyunca pek çok usta, eserlerinde doğanın döngülerini, formlarını ve renklerini yansıtmıştır. Su üzerinde sükunetle yükselen nilüfer çiçeği; armoni, yenilenme ve saflık gibi evrensel kavramları sembolize eden, bu ilham kaynaklarının en önemlilerinden biri. Bu özel çiçekten yola çıkan Adler, vizyoner yaratıcılığı ve üstün zanaatkarlığı birleştirerek, Water Lily koleksiyonu ile tabiat ile mücevher sanatı arasında şiirsel bir bağ kuruyor.
Koleksiyonun dikkat çeken teknik özelliklerinden biri, tasarımlarda titanyum metalinin kullanılması. Bu malzeme, kendine has benzersiz hafifliği sayesinde özellikle Water Lily yüzük ve küpelerdeki cüretkar ve volümlü formların adeta yer çekimsiz bir hisle taşınmasına olanak tanıyor. Titanyumun dayanıklı ve sıra dışı yapısı, mücevher tasarımcılarına heykelsi ve gösterişli eserler yaratma konusunda daha geniş bir hareket alanı sunuyor. Ayrıca, titanyumun hassas bir ısıtma tekniğiyle işlenmesi, malzemeye farklı renk tonları ve ışık nüansları kazandırılabilmesini sağlıyor.

Water Lily koleksiyonu, seçkin taşlarla da zenginleştirilmiş. Safir, pembe safir ve tsavorit taşları, degrade renk geçişleriyle tasarımlara göz alıcı bir derinlik katıyor. Her bir değerli taş, çiçeğin doğal kavisine uygun olarak büyük bir titizlikle montüre yerleştirilmiş. Bu yerleştirme biçimi, takının hareketine bağlı olarak yüzeyde farklı ışık yansımalarının dans etmesine zemin hazırlıyor.

Canlı renkleri ve görkemli duruşuyla Water Lily, özgürlüğe ve yaşam sevincine adanmış bir koleksiyon olarak öne çıkıyor ve Adler'in doğal formların yumuşaklığını yansıtan çağdaş eserler yaratma misyonunu sürdürdüğünü gösteriyor.