İTALYAN RİVİERA’SINDA UFKA UZANAN BİR EV

İtalyan Riviera’sında Bordighera ve San Rome arasında bulunan ve ev sahiplerinin 2005 yılından bu yana tatil için kullandıkları La Mer Veille, kısa zaman önce yenilenerek bambaşka bir çehreye büründürülmüş. Fransız mimar Emil Humbert ve Christophe Poyet’in u¨stlendiği projelerden olan “La Mer Veille”, yoğun tempolu hayatın gu¨nlu¨k işlevlerini ‘kaotik’ bir ortam yerine ‘sakin ve dengeli’ bir mimari düzenlemeyle aşmaya çalışmış. “La Mer Veille”, akıllı telefonlar, tabletler, toplantılar ve sosyal hayat girdabından uzak, modern insanın ihtiyaç duyduğu dinginlik ve estetikle işlevselliğin birleştirildiği bir yapı.

Akdeniz’e bakan ve pastoral bir rüyanın içinde yaşamanıza imkan tanıyan ev, mükemmel bir kaçış noktası olarak hazırlanmış. Tek günlük ya da hafta sonu tatilleri için veyahut yağmurlu bir kış günü dinlenmek ve arınmak için oldukça net ve sade çizgilerin üstünlüğünün kabul edildiği minik ve şirin yaşam alanı; her metre karenin başarılı bir şekilde değerlendirilmesi ile ete kemiğe bürünmüş. Genç ve başarılı mimarlar Emil Humbert ve Christophe Poyet’in bembeyaz, cennetten bir köşe hayaliyle tasarladığı mekan, kendini ayrıntılarıyla belli ediyor. Mekanın ruhunu koruyarak yeniden restore etmeleri ve eski dekorasyon unsurlarını unutarak iç mekanı yeniden oluşturmaları epey zahmetli olmuş.

Ahşap ve bronz materyallerin kullanımında uzmanlaşan ikili, zamansız mekanlar yaratmak için zarif ve titiz bir şekilde evin tasarımına odaklanmışlar. Özellikle aksesuarlar ve mutfağa hayat veren kışık-çatal takımı ya da çaydanlıklar uzun uğraşlar sonucu bir araya gelmiş. Evi şekillendirirken temel prensip, müşterinin kişiliğini yansıtacak olması ve evin bulunduğu bölgenin ruhuna saygı duymak olmuş. İkili; evin zeminini beyaz geniş yer döşemeleriyle kaplayarak işe başlamış. Duvarlar karaçam lambri fırça kaplama ile boyanmış. Mutfakta bulunan fildişi emaye kaplama soba, tüm açık mutfak bölümünün karakterini belirlemiş.

Brisach Réf Fonte Flamme marka kuzine ile aynı renkteki aydınlatmalar hem mutfak hem de yemek alanı olarak kullanılan mekana hareketlilik katmış. Mobilyaların büyük kısmı el yapımı olarak şehrin çeşitli mobilya ustaları üzerinden tedarik edilirken, yemek için kullanılan köşede bulunan vintage masa bazı yenilemelerden geçmiş ve ortama uyum sağlamış. Sizi mutfağın karşıladığı giriş bölu¨mü ise, üst katta yer alan yatak odasına çıkan merdiven ve terasa açılan geniş pencere ile ilk bakışta mini bir merkez oluşturuyor. Fazla geniş olmayan girişte gu¨n ışığının bolca içeri girmesine izin verilmiş ve son derece ferah bir ortam yaratılmış.

Dış mekandaki manzarayı keyifle izlemek ise size kalmış... Geniş pencerelerle, dış mekanın manzarasından evin hemen hemen her yerinden faydalanılması sağlanırken, pencerelere ilave edilen otomatik storlarla direkt gün ışığı gerektiğinde engellenebiliyor. Geleneksel ve modernin bir karışımı şeklinde nitelendirilen tarzlarını müşterilerinin istekleriyle birleştiren Humbert ve Poyet, kullanıcı deneyimine de çok önem verdiklerini bu nedenle kullanıcısında güçlü duygular uyandıran lüks materyaller kadar, rahatlık ve fonksiyonu da dikkate aldıklarını ifade ediyor. Dolayısıyla evin sahiplerinin en çok zaman geçirdikleri teras için hem konforlu hem fonksiyonel özellikler aranmış.

Piyanonun merkeze yerleştirildiği teras yine beyazın hakim olduğu bir köşe. Manzarasıyla bütünlük içinde olan yaşam alanını sarmaşıklar ve kullanılan ahşap detayları natürel bir konsepte bürüyor. Emmaus’dan satın alınan piyano tabure ile tamamlanmış. Piyanonun taburesi Paris’ten bir antikacıdan temin edilmiş. Hamak ise ETSY tasarımı. Yine masa ve köşe koltukta Humbert Et Poyet imzası bulunuyor. Yatak odasında da evin genelinde kullanılan tasarım anlayışı göze çarpıyor. Yatak odasında perde kullanılmaması aksesuarları ön plana çıkarmış.

Yatağın üzerindeki örtü sade ve Afrika desenleriyle hayat bulmuş. Yine yatak odasında da pencerelerin son derece geniş ve bol kullanılması doğal bir aydınlatmayı evin her köşesine taşımış. Banyoda ise bronzun hakimiyeti beyaza karşı üstünlük gösteriyor. Ayna Nice’dan bir antikacıdan satın alınmış. Banyonun tamamında Humbert Et Poyet imzası bulunuyor.

Son olarak yatak odasından çıkılarak ulaşılan çatıya, “Aşk koltuğu” adı verilen bir salıncaklı bahçe koltuğu yerleştirilmiş. İkinci el dükkanlardan temin edilen bu koltukta gerçekten gün batımını ve doğumunu izlemek ya da sevdiğiniz kişiye şiir okumak çok keyifli olabilir gibi gözüküyor...