Kripto Sanat Nedir?
Duvarınızda asılı, size ait tablo yerine sadece dijital ortamda sergileyebileceğiniz bir esere sahip olmak ister misiniz? Sanat dünyası bugünlerde dijital sanatın geldiği en son noktada bu soruyu tartışıyor. Sahiplik hissinin verdiği haz kripto sanat alanında kendini var ediyor. Herkesin görebildiği ama sahip olamadığı bir içeriğin kişiye ait olma ihtimali dijital bir mobilya koleksiyonunun 450 bin dolara, Gucci'nin hayalet GIF'inin 3600 dolara veya kripto bir kedinin bir milyon dolara satılmasına neden oluyor. Dijital sanat eserlerinin yer aldığı bu pazarda 11 Mart tarihi bu açıdan kripto sanat için bir dönüm noktası oldu. Beeple adıyla tanınan sanatçı Mike Winkelmann' a ait "Everydays: The First 5000 Days" adlı dijital eser Londra'daki Christie's Müzayede Evi tarafından 69,3 milyon dolara satıldı. Bir sanatçının hayattayken eserinden kazandığı en yüksek miktar listesinde üçüncü sıraya yükselen Beeple'ın 5000 günden fazla sürede yaptığı çizimlerden oluşan dijital sanat eserinin kripto para biriminde satılması durumun ilginç olan kısmıydı. Farklı para biriminde satılan dijital eser kripto sanat kavramını gündeme getirirdi. Blok zincirinde bulunan benzersiz ve kanıtlanabilir ender "token"larla ilişkilendirilen dijital sanat eserleri kripto sanat olarak tanımlanıyor. Dijital malları sanki fiziksel mallarmış gibi satın almanıza, satmanıza ve ticaretini yapmanıza olanak tanıyan kripto sanat ilk olarak 2017 yılında Kanada merkezli şirket Dapper Labs tarafından yaratılan "CryptoKitties" ile gündem oldu. Karikatür kediler Bitcoin döneminin Pokemon kartları diyebileceğimiz şekilde takas edilebilir koleksiyonlar olarak piyasaya çıktı. Bu kartlar kripto dünyasında nadir bir sanat ekosistemi için zemin hazırlarken, belli bir ticari karşılığı olmayan ve blok zinciri üzerinden alınıp satılabilen dijital eserlerin sanat dünyasında yer almasını sağladı. Dijital ve benzersiz bir içeriğin sahipliği anlamına gelen bu kripto eserlerin tümüne "Non-Fungible Token" (NFT) adı verildi. NFT'nin özgün ve biricik olması, karşılıklı olarak kendi türünden başka bir "token" ile takasının yapılamamasını sağlıyor. NFT'ye aktarılan bir sanat eserinin özgünlüğü kolayca doğrulanabilirken, eserlerin kopyalamasının önüne geçiliyor. NFT'ler tıpkı Bitcoin ve diğer kripto para birimleri gibi, "blockchain" (blok zinciri) teknolojisini kullanıyor ve yapılan alışverişler bu teknoloji üzerinden kayıt altına alınıyor. Bu sistem sayesinde, sanatçı direkt olarak alıcılara ulaşabildiği gibi satılan dijital eserin yeniden el değiştirmesi üzerinden de komisyon alabiliyor. NFT sayesinde ise dijital sanatçılar, devam eden satışlardan da yüzde 10'a kadar pay alabiliyor. NFT'nin bünyesinde yer alan kripto sanat dijitalleşen çağda pek çok kapıyı aralıyor.
NFT Rüzgarı
Pandemi süreci zorunlu olarak birçok galeriyi, fuarı ve müzayedeyi dijital dünyaya adapte etti. Dijital sanat bu dönemde popülerleşirken, sanat dünyasında yeni pazar yeri kaçınılmaz olarak oluşmaya başladı. NFT'ler böylesi bir dönemde dijital dünyada sanat eserlerinin çok fazla talep görmesini sağladı. Kripto sanatın alınıp satılabildiği önemli pazar yerlerinden biri olan SuperRare'in şubat ayında 1900 adet dijital sanat eserinin satıldığını ve bu durumun bir rekoru temsil ettiğini duyurması da bunu kanıtlar nitelikte. Rarible, OpenSea ve Nifty Gateway gibi kripto sanatın talep gördüğü piyasada yer alan diğer çevrim içi platformlar bu dönemde yükselişte olan sanat pazar yerleri arasında yer aldı. NFT adı verilen teknoloji, sanal dosyalar için bir "özgünlük sertifikası" olarak sunulurken, girişimci kişiye verilen bu sertifikayla sanal eşya üzerindeki sahiplik kamuya açık bir şekilde doğrulanıyor ve "blokchain" olarak bilinen ağda saklanıyor. Bu teknoloji, eşya üzerinde değişiklik yapma hakkını da sadece sahibine tanıyor. İnsanlar, dijital nesnelerin sahipliğini temsil eden "token"lar satın almak için büyük miktarlarda kripto para birimi veya geleneksel para birimi harcarken bunu bir yatırım aracı da olarak görmeye başladı. Şubat ayında NBA oyuncularının en iyi hareketlerinden oluşan minik videoları "NBA Top Shot" satışında 200 milyon dolar brüt satış elde edilmesi, Twitter'ın kurucusu Jack Dorsey'in Valuables isimli bir platform üzerinden 21 Mart 2006'da attığı ilk tweet'i açık arttırmaya çıkararak paylaşımını satın almak için 2,5 milyon dolarlık bir teklif yapıldığını açıklaması NFT'lerin yükselişte olan ivmelerinin göstergesi. İnternet dünyasında her şeye çok kolay erişilebilirken bu sanat eserleri, benzersiz yapısı ve mülkiyet hakkı ile dünyada çok fazla talep görüyor.
Türkiye'de NFT Tabanlı Eserler
Türkiye'de de sanat dünyasında birçok kişi de NFT eserler üreterek, bu piyasada yer almaya başladı. Sanatçı Tarık Tolunay'ın satışa çıkardığı "Fractal İstanbul – Pandemi" eseri, Türkiye'nin NFT'ye çevrilerek satılan ilk eseri oldu. Galata Köprüsü ve Karaköy'ün çizimini içeren eserin NFT'si, 20 Ethereum'a (ETH) satıldı. Aynı zamanda çeşitli sanatçıların ve sanatseverlerin bir araya gelerek kurdukları NFT Turkey, Instagram hesabından NFT tabanlı eserler üreten Türkiyeli sanatçıların eserlerini paylaşıyor. Birçok sanatçı bu oluşumun çatısı altında NFT tabanlı eserlerini paylaşarak, ürettiklerini sergileme imkanı sağlarken aynı zamanda uluslararası görünürlük kazanıyor. Türkiye'den bir başka NFT haberi De Artium'dan geldi kısa bir süre önce. Dijital sanat eser satış platformu olan De Artium, kullanımı yaygınlaşan NFT eserleri bünyesinde yayınlayacağını ve satışa çıkaracağını açıkladı. Dünyada ve Türkiye'de gündem olan kripto sanatın geleceği merak konusu. Kripto sanata olan talebin balon olduğunu düşünenler kadar sanatın geleceği olarak değerlendirenler de var.
Seda Türeç
Paris ve İstanbul başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde sergi ve atölye çalışmalarına katılan kripto sanatçısı Seda Türeç, eserlerinde hem fikir hem uygulama açısından bütünsel bir yaklaşım sergiliyor. Kendini "matematik delisi" olarak ifade eden sanatçı çalışmalarında genellikle geometrik şekillerden yararlanarak soyut eserler üretiyor. Dijital sanat alanında pek çok üretim gerçekleştiren ve kripto sanat piyasasında eserleri ile yer alan Türeç'e merak ettiklerimizi sorduk.
Seda Türeç, "Cotton Landy"
Kripto sanatın dünyadaki yükselişi hakkında neler düşünüyorsunuz?
NFT'ler aslen 2017 boğa sezonunda CryptoKitty'ler ve CryptoPunk'larla tüm dünyada trend olmuştu. Ayı piyasasına giriş ile beraber çoğu proje gibi bu alan da gözden düşmüş görünse de NFT dünyasının müdavimleri kendi aralarında ilerlemeye devam ettiler. Genellikle oyun ve kart koleksiyonu alanı aktifti. Ancak hem NFT, hem de alt kategorisi olan kripto sanat piyasası özellikle son beş, altı aydır çok revaçta. Bunda hem boğa sezonuna giriş, hem merkeziyetsiz finansla beraber Ethereum'a talebin artması hem de büyük yatırımcıların NFT dünyasına giriş yapması etkili oldu. Bir, iki ay önce bu soruyu sorsanız sağlıklı bir büyüme olarak yanıtlardım ama şu anda NFT balonu oluşmaya başladı demek yanlış olmaz. Piyasaya çok büyük bir ilgi var ama dahil olan kişilerin çoğu sadece bir yatırım aracı olarak görüyor.
Müzayede sektörü açısından sizce kripto sanat bir tehlike mi?
Müzayede sektörü bu alanda da varlığını sürdürüyor ve her daim ihtiyaç duyulacak bir alan. Tehlike olarak görmeyelim ama sanatçıların bağımlılığını azaltıyor diyebiliriz. Kripto sanat, aracı kurumların piyasa hakimiyetini azaltıyor, yok etmiyor ve sanatçıya çok daha fazla özgürlük sunuyor. Daha çok orta noktada buluşulunan bir ortam var burada diyebiliriz.
Emin Hitay
Hitay Holding Yönetim Kurulu Başkanı ve girişimci Emin Hitay aynı zamanda çağdaş eserlere sahip bir koleksiyoner. Hitay, koleksiyonerlikteki seçimlerini sadece sanat için değil, pozitif duygular sunan ve insana iyi hissettiren eserleri tercih etmek olarak tanımlıyor. Biz de bir koleksiyoner olarak Hitay'a kripto sanata olan bakışını sorduk.
Mike Winkelmann, "Everydays: The First 5000 Days"
Bir koleksiyoner olarak kripto sanatı nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bugün dünyanın geldiği dijital ilerleme aslında sanatta da daha aktif ve yoğun biçimde kendini gösteriyor. Kripto paraların sanat ile buluşması, sanat eserinin güvenilirliğini bariz biçimde sağlıyor. Özellikle fikri mülkiyet konusunda klasik anlamda bildiğimiz eser mülkiyetinin karşısında görünür ve bilinir olması, dijital ve şeffaf bir durum olarak sanatçı ve koleksiyoner açısından önemli.
Koleksiyonunuza NFT tabanlı bir eser katmak ister misiniz?
Bir eseri almaktaki en büyük yaklaşımım ona karşı duyduğum beğeni. NFT bir
eserde de benzer bir his yaşarsam alabileceğimi düşünüyorum.
Emre Yusufi
Kripto sanat alanında üretim gerçekleştiren Emre Yusufi, NFT eserlerini "Fiziksel dünya ile dijital dünya arasında köprü kuran hibrit bir yeni türün üretimi" olarak tanımlıyor. Yusufi'ye kripto sanatla ilgili merak ettiklerimizi sorduk.
Mike Winkelmann, "Everydays: The First 5000 Days"
NFT sanat piyasasının geleceğini sizce nasıl ve ne yönde etkileyecek?
Bildiğimiz ve süregelen anlamdaki sanat piyasası ile NFT piyasasının kısa vadede birbirine rakip olacağını düşünmüyorum. İki farklı borsa olacak gibi. Bu iki borsa arasında doğru iletişimi kuranların ayrışacağını düşünüyorum. Benim de amacım biraz bu diyebilirim. NFT'nin ayrıca yeni tür bir sertifikalandırma aracı olarak kullanılacağını düşünüyorum.
Kendi açımdan yaptığım fiziksel işin sertifikasını "mint" etmek ve bunu koleksiyonerimin cüzdanına transfer etmek bir kullanım alanı olabilir ayrıca.
Türkiye'de kripto sanatın geleceğini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Dijitale hakim ve yenilikleri yakından takip eden genç bir kitleyiz. Çok kuvvetli Türk sanatçılarımız, tasarımcılarımız var. Hali hazırda NFT dünyasında şimdiden çok iyi isim yapmış Türkler bile var. Birtakım Clubhouse kanalları, Instagram hesapları, "discord server"ları oluştu bile. Türk NFT komünitesi birbiriyle tatlı bir rekabet ve dayanışma içinde. Harika ve bakir yepyeni bir mecra. Şahsen yurt dışında temsil edilen ve fiziksel işler üreten bir sanatçı olarak çok heyecanlanıyorum.