“Challengers” Filmi İncelemesi
14 dakika okunma süresi
Afrika’nın dünyaca ünlü vahşi yaşamının keşfedilebileceği parkları, kırmızı giysili Masai kabileleri, parlak gölleri, Out of Africa filmine ev sahipliği yapmış uçsuz bucaksız ferah düzlükleri ile dünya üzerindeki en büyüleyici yerlerden biri Kenya. Yabani akasya ağaçları arasında gezinen zarif zebralar, bufalo sürüleri, avını kollayan aslanlar, boyunlarını uzatmış ağaç yapraklarını yiyen zürafalar, iri cüsseli gergedanlar, antiloplar, devasa filler, leoparlar, leoparlara gölge yapan akbabalar, devekuşları, flamingolar, yaban domuzları, sırtlanlar ve ürkek ceylanlar eşliğinde, yabanıl hayatın en vahşi görüntülerine tanık olabilirsiniz burada.
Doğu Afrika’nın mücevheri Kenya, eski Swahili köyleri, sömürge ülke yönetimlerine rağmen halen orijinlerini ve yaşam tarzlarını korumaya çalışan güleryüzlü halkı, geleneksel kıyafetleri ve zengin kültürü ile de son derece ilginç bir ülke. Masai, Samburu, Kikuyu ve Swahili gibi kırkdan fazla kabilenin bulunduğu ülkede, yaşanan göçlerin sonucunda, pek çok gelenek ve kültür mozaiği oluşmuş.
“YEŞİL VE SULAK” NAİROBİ
Başkent Nairobi, ülkenin yönetim ve finans merkezi durumunda olan modern bir kent. Dört milyonu aşan nüfusuyla Afrika’nın dördüncü büyük kenti. Ülkenin güneyindeki Nairobi Nehri üzerine kurulu şehir, çok sayıda kilise, mabed ve cami dışında, Kenyatta Konferans Merkezi, Karen Blixen’in iyi korunmuş evi ile Nairobi Ulusal Parkı’na ev sahipliği yapıyor.
Yerel dilde Nairobi, ‘yeşil ve sulak yer’ anlamına geliyor. Afrika’ya özgü, çoğu safari fotoğraflarında kullanılan, simge akasya ağaçlarını şehrin heryerinde görebilirsiniz. Nairobi’ye gitmişken, dünyanın en ünlü 50 restoranı arasında bulunan, Carnivore Restaurant’ta mutlaka barbekü av etleri menüsünü tatmak gerekiyor. Normal et, tavuk ve domuz eti dışında, zürafa, zebra, timsah, geyik ve devekuşu etlerinin sunulduğu restoranda, etler girişinde bulunan büyük bir odun ateşinde pişirilip, büyük şişlere takılı olarak masalara servis edilerek, masaya getirilmiş özel soslar eşliğinde yeniliyor.
BEYAZ KUMLU PLAJLARI İLE MOMBASA
Ülkenin doğu sahilinde bulunan, 500 bin nüfusu ile Kenya’nın ikinci büyük şehri Mombasa, bembeyaz kumlu plajları ve mercan resifleri ile Afrika’nın en iyisi olmasının yanı sıra zengin bir tarihe de sahip. Dar caddeleri ve eski yapıları ile Portekiz’in egemenliği altında olduğu günleri anımsatan eski şehir ve 16. yüzyılda Portekizliler tarafından yapılmış olan Jesus kalesi Mombasa’da görülmesi gereken önemli yerler arasında. Şehir ayrıca, gece klüpleri, barlar ve kumarhaneleri ile renkli bir gece yaşamına da sahip.
SAFARİ
“Safari” Swahili dilinde seyahat anlamına geliyor. Kenya’da genellikle Land Cruiser, Land Rover ya da safari araçları ile yapılan seyahatlerde kısa mesafeler, yolların bozuk olmasından dolayı uzun zamanda alınabiliyor. Bunun en iyi tarafı ülkenin her taşını, toprağını görme fırsatı sunması. Kötü tarafı ise kısıtlı günlerde yollarda fazla zaman geçiriliyor olması. Doğal parkların birbirleri arasında düzenlenen uçak seferi yok. Zamandan kazanmak için küçük uçaklarla gidilmek istenirse her seferinde Nairobi üzerinden hareket etmek gerekiyor.
MASAİ MARA’DA VAHŞİ YAŞAM TANIKLIĞI
Nairobi’den 390 kilometre uzaklıkta bulunan Masai Mara ülkenin güneybatı köşesinde yer alıyor. Çok küçük olması ve vahşi yaşamın hayret verici bir şekilde bir araya toplanması nedeniyle Kenya’nın en popüler oyun parkı. Burada Big 5 denilen aslan, leopar, gergedan, manda ve fil dışında; çita, zürafa, impala ve Mara nehrinde su aygırı ve timsahın görülmesi neredeyse garanti. Temmuz- Ekim arasında yağmurlar nedeniyle Tanzanya’da bulunan Serengeti’den kuzeye, Masai Mara’ya milyonlarca hayvanın göçü, dünyada görülmesi gereken muhteşem bir doğa olayı. Su ve otlak aramak için hareket eden 1,5 milyonun üzerinde hayvanın bu hareketi “doğanın tutku/ihtiras oyunu” olarak adlandırılıyor.
Kelime anlamı ‘çalılıklar kümesi’ olan Masai Mara’da bulunan Mara Nehri, Kenya ile Tanzanya arasında sınır oluşturuyor. Kuzeyden güneye doğru akan nehir Viktoria Gölü’nde sona eriyor. Masai Mara’daki vahşi yaşam günde iki kez, sabah erken ve öğleden sonra yapılan safarilerle görülebiliyor.
Kenya’daki yetmişi aşkın yerel kabile içinde hala geleneksel yaşamlarını sürdürmeye çalışıp, modern yaşamı reddeden çok az sayıdaki kabileden biri olan Masai kültürü ise görülmesi gereken başka bir cazibe... Renkli giysileri ve dansları ile görsel bir şölen oluşturan Masai köylerine konuk olarak, kabilenin yaşamları hakkında bilgi alma imkanı da bulunuyor.
Masai Mara’nın yanı sıra, özellikle flamingoları korumak amacıyla açılan Lake Nakuru, Klimanjaro’nun muhteşem manzarası ile birlikte Kenya’nın en ünlü safari parkı olan Amboselli ile vahşi hayatı en iyi yansıtan, Afrika’nın en büyük parklarından Tsavo’da, Kenya’da görülmeye değer yerler arasında yer alıyor.
VIP Turizm’in düzenlediği, her hafta çıkışlı Kenya gezilerinde, THY ile Nairobi’ye direk yapılan konforlu uçuşun ardından, vahşi yaşamın çarpıcı görüntülerine tanık olacağınız, macera dolu bir hafta geçiriyor, sürprizlerle dolu bir safari tecrübesi yaşıyorsunuz. Dünyaca ünlü safari parkı Masai Mara’da, ‘büyük beşli’ olarak anılan; aslan, leopar, gergedan, bufalo ve fil ararken, kendinizi sahil kenti Mombasa’da deniz kum ve güneşle baş başa bulmanız ise safari cenneti Kenya’yı renkli ve ayrıcalıklı kılan nedenlerin başında geliyor.