Capri... Daha ismini söyler söylemez akla gelen masmavi koylar, kayalıklara yaslanmış beyaz evler, sardunyalarla bezenmiş teraslar ve limon ağaçlarının kokusuyla sarhoş eden dar taş sokaklar... Napoli Körfezi'nin güney ucunda, küçük bir ada olmasına rağmen yıllardır hem sanatçılara hem de dünyanın dört bir yanından gelen gezginlere ilham kaynağı olan bu büyülü yer, kendine has bir ritme sahip. Güne Piazzetta'da kahveyle başlamak, öğlen güneşinde Faraglioni kayalıklarının gölgesinde yüzmek, akşamüstü Anacapri'nin sessiz sokaklarında kaybolmak ve gün batımını Punta Carena'da karşılamak... Capri'de hayat, telaşsız ve zarif bir şekilde akıyor. Bu rehberde; Capri'ye ilk kez gidenlerden, adanın müdavimlerine kadar herkes için dolu dolu bir rota hazırladık.
Capri'de gezilecek yerler listesini sadece bir rota gibi düşünmeyin; adanın ruhunu hissetmenin en güzel yolu, bazen plan yapmadan ara sokaklara dalmak, bazen de yoldan çıkıp manzaranın tadını çıkarmaktır. Yine de Capri'ye ilk kez gidiyorsanız veya her gidişinizde aynı heyecanı yaşamak istiyorsanız, bu adanın simgesi hâline gelen duraklar var ki görmeden dönmek olmaz.
Capri'nin kalbi diyebileceğimiz küçük ama çok canlı bir meydan. Teleferikle ulaşabileceğiniz bu meydanda, günün her saati bir hareket, bir sohbet ve Akdeniz neşesi hâkim. Sabah kahvenizi yudumlarken etraftaki insanların telaşsız hâlini izlemek, adaya gelmiş olmanın mutluluğunu en yoğun hissettiğiniz anlardan biri olacak. Akşamları ise şık kıyafetleriyle dolaşan kalabalık, adanın kozmopolit ruhunu yansıtıyor.
Piazzetta, sadece bir buluşma noktası değil; aynı zamanda Capri'deki hayatın ritmini belirleyen bir sahne gibi. Buradan daracık taş sokaklara doğru yürüyerek birbirinden şık butikleri, küçük kafe ve restoranları keşfedebilirsiniz.
Capri'nin en ikonik manzarası; denizin ortasından yükselen bu üç dev kayalık. Adanın güneydoğusunda yer alıyorlar ve genellikle teknelerle yakından görmek için turlar düzenleniyor. Bu kayalıkların etrafında dolaşırken suyun berraklığına ve mavinin tonlarına hayran kalmamak imkânsız.
Faraglioni'nin en meşhuru "Arco di Mezzo" olarak bilinen ve ortasında kocaman bir kemer bulunan kayalık. Rivayete göre buradan geçen çiftlerin öpüşmesi onlara sonsuz aşk getirirmiş. Hem romantik hem de unutulmaz bir Capri anısı için mutlaka tekneyle buradan geçmenizi öneririz.
Adanın kuzeybatısında yer alan, Capri'nin en ünlü doğa harikalarından biri. Güneş ışığı mağaranın içindeki denizi adeta elektrik mavisine boyuyor. Bu eşsiz ışık oyunu, mağaranın ağzından içeri giren teknelerin içinde oturan ziyaretçilere adeta başka bir dünyadaymış hissi veriyor.
Blue Grotto'ya giriş, hava koşullarına ve dalga durumuna bağlı olarak her zaman mümkün olmayabilir; bu yüzden sabahın erken saatlerinde ya da denizin en sakin olduğu anlarda gitmek en iyisi. İçeri girerken eğilerek teknenin tabanına uzanmanız gerekiyor; bu da deneyimi daha da heyecanlı hâle getiriyor.
Anacapri'de, İsveçli doktor ve yazar Axel Munthe tarafından inşa edilen bu villa; hem tarihi hem de konumuyla büyülüyor. Roma dönemine ait kalıntılar ve heykellerle süslü bahçesi, Capri'nin en güzel panoramik manzaralarından birini sunuyor.
Villa San Michele'nin taş duvarları arasında dolaşırken, Axel Munthe'nin yazdığı anılardan izler bulabilir ve tarihle iç içe çok özel bir yürüyüş yapabilirsiniz. Özellikle gün batımına yakın saatlerde, ışığın taşlar ve bahçedeki heykeller üzerinde yarattığı etki görülmeye değer.
Capri Adası'nın daha sakin yüzü diyebileceğimiz Anacapri; renkli evleri, dar sokakları ve huzurlu atmosferiyle ünlü. Burası, Capri'nin kalabalığından kaçıp adanın daha otantik ve yerel ruhunu hissetmek isteyenler için ideal.
Anacapri'de mutlaka yapılacaklardan biri de Monte Solaro'ya teleferikle çıkmak. Yaklaşık 12 dakikalık bir yolculuk sonrası ulaştığınız zirvede; Capri'nin, Napoli Körfezi'nin ve hatta Vezüv'ün nefes kesen manzarası sizi karşılar. Fotoğraf tutkunları için de muhteşem kareler sunan bu nokta, adanın en yüksek yeri.
Capri'ye adım attığınız ilk nokta olan Marina Grande, renkli tekneleri, balıkçı kayıkları ve denize açılan restoranlarıyla tipik bir Akdeniz limanı havasında. Buradan teleferikle Piazzetta'ya çıkmak Capri deneyiminin vazgeçilmez kısmı.
Marina Piccola ise adanın güneyinde, Faraglioni kayalıklarına daha yakın bir bölgede yer alıyor. Daha küçük ve sakin bir koy olan Marina Piccola, denize girmek, güneşlenmek ya da sadece denizi izleyerek vakit geçirmek için çok keyifli.
Capri'de yemek, sadece lezzet değil; aynı zamanda bir ritüel. Insalata Caprese, adanın en bilinen lezzeti: Taze mozzarella, domates ve fesleğen üçlüsünün bu kadar basit ama bu kadar iyi olabilmesine şaşırıyorsunuz.
Deniz ürünleri, Capri mutfağının kalbinde yer alıyor. Ristorante Il Riccio, Blue Grotto yakınlarında, manzarası ve deniz mahsulleriyle ünlü. Daha klasik ve samimi bir deneyim için ise Da Paolino, limon ağaçlarının altında servis edilen sofralarıyla çok özel bir akşam yemeği sunuyor.
Günün yorgunluğunu atarken bir kahve ya da ev yapımı limoncello içmek isterseniz Bar Tiberio veya Capri Rooftop iyi bir seçim olabilir. Tatlı olarak ise Torta Caprese mutlaka tadılması gerekenlerden; bademli ve çikolatalı bu kek Capri'nin simgelerinden biri.
Capri'nin en güzel zamanı genellikle mayıs ve haziran ayları ile eylül ve ekim aylarıdır. Bu dönemlerde hava sıcak ama bunaltıcı değildir; ayrıca yazın en yoğun turist kalabalığı da henüz başlamamıştır ya da azalmıştır. Bu sayede adanın sokaklarını daha sakin gezebilir, restoranlarda daha rahat yer bulabilirsiniz.
Temmuz ve ağustos aylarında ise Capri çok daha canlı ve enerjik olur; gece hayatı hareketlenir, ünlüler tekneleriyle adaya gelir. Fakat fiyatların da zirveye çıktığını ve adanın epey kalabalık olacağını bilmek gerekir. Kışın ise Capri'de hayat biraz yavaşlar; bazı otel ve restoranlar kapanır. Ancak huzurlu, sakin bir keşif için kışın bile büyüleyici bir atmosfere sahiptir.
Capri, sadece manzaraları ve deniziyle değil, alışveriş seçenekleriyle de ünlü. En bilinen ve adeta Capri'nin simgesi hâline gelmiş hediyeliklerden biri: el yapımı Capri sandaletleri. Via Camerelle ve civarındaki atölyelerde, ayağınıza özel tasarlanan bu sandaletler; sade ve zarif tarzıyla yıllarca kullanabileceğiniz bir hatıra olur. Üstelik tasarım aşamasını izleyebilir, istediğiniz detayları ekletebilirsiniz.
Bunun yanında adanın limon bahçelerinden ilham alan limoncello, seramik tabak ve kaseler ve el yapımı sabunlar da Capri'den dönerken valizinize koymak isteyeceğiniz hediyelikler arasında. Yerel tasarımcıların küçük butiklerinden alınan ipek şallar, şapkalar ve özel takılar da hem kendiniz hem sevdikleriniz için şık bir seçim olabilir. Capri'den aldığınız her parça; eve döndüğünüzde bile Akdeniz rüzgarını yanınızda taşır gibi hissettirir.
Adanın belki de en romantik anı gün batımı zamanı. En çok tercih edilen noktalardan biri Punta Carena Deniz Feneri. Burası, kalabalıktan biraz uzakta, denizin turuncu ve pembe tonlara boyandığı büyüleyici bir manzara sunar. Akşamüstü saatlerinde burada oturmak, günün yorgunluğunu atarken Capri'nin başka bir yüzünü keşfetmenizi sağlar.
Daha canlı ve sosyal bir atmosfer isteyenler için ise Capri Rooftop veya Piazzetta çevresindeki teraslı kafeler ideal. Elinizde bir içecek, fonda hafif bir müzik ve gözünüzün önünde yavaşça batan güneş... Capri'de gün batımını izlemek; tatilin en unutulmaz anlarından biri olmaya aday.
Capri'nin uzun kumsalları yoktur; ama kayalıkların arasına gizlenmiş eşsiz beach club'ları ve koyları vardır. Bunlardan en ünlüsü La Fontelina; Faraglioni kayalıklarının hemen dibinde, bembeyaz şezlongları ve kayalık platformlarıyla çok etkileyici. Burada masmavi sularda yüzmek ve ardından öğle yemeğinde taze deniz ürünleri yemek Capri'ye dair en özel deneyimlerden.
Bir diğer popüler seçenek ise Da Luigi ai Faraglioni. Burada da hem deniz hem manzara muhteşem. Daha sakin bir gün için ise Marina Piccola bölgesindeki halka açık plajlar tercih edilebilir; özellikle sabah erken saatlerde deniz hem sakin hem de tertemiz olur.
Fotoğraflar: iStock