JEFF HAKKO İLE ÇOK ÖZEL

Jeff Hakko, su altına duyduğu büyük tutku sayesinde bugün tüm dünyada sadece beş, altı kişinin koleksiyonerliğini yaptığı Tarihi Dalgıç Malzemeleri Koleksiyonu’nu bir süre önce Deniz Müzesi’ne bağışladı. Hakko’yla 1960 senesinde tanıştığı mavi derinlikte kısa bir yolculuğa çıkıyoruz.

8 Ağustos 2018 Çarşamba 11:28 | Son Güncellenme:
6 dakika okunma süresi
JEFF HAKKO İLE ÇOK ÖZEL

Röportaj: Ceylan YENİACUN

Fotoğraf: Zeynel Abidin AĞGÜL

Fotoğraf asistanı: Hüseyin Rahmi AĞGÜL

Çekim boyunca gösterdikleri destek için Deniz Müzesi’ne teşekkür ederiz.

 

Çocukluk ve gençlik yılları Büyükada’da geçmiş Jeff Hakko’nun. Bir gün babasının verdiği harçlıkla şnorkel ve palet alarak sualtı dünyasını keşfe çıkmış. O gün bugündür kopamıyor bu büyülü dünyadan. “İmkanım olsa hep suyun altında olurum” diyor. Sualtına duyduğu büyük tutku yıllar içinde Jeff Hakko’nun hayatında onu daha da heyecanlandıracak yeni keşiflere doğru yol almasını sağlamış. Nice’e yaptığı bir seyahat sırasında karşısına çıkan dalgıç başlığı Hakko’nun hayatında dönüm noktası olmuş adeta. Öyle ki şimdilerde 30 yıldır büyük özveri ve emekle oluşturduğu tarihi dalgıç malzemeleri koleksiyonuna sahip bir isim kendisi. Daha da güzeli Hakko, bir süre önce tüm koleksiyonunu Deniz Müzesi’ne bağışlayarak koleksiyonun daha geniş kitlelere ulaşmasını sağladı.

Denize olan tutkunuz nasıl başladı?

Çocukluğum Büyükada’da geçti. Adanın denizinin çivit mavisi olduğu zamanlar. Bütün günümü denizde geçirmek beni bir süre sonra tatmin etmemeye başladı suyun altını görmek istedim. Babamın verdiği harçlıkla adanın meydanından şnorkel, palet aldım. Sürekli suyun altına dalıp çıkıyordum. Dudaklarım morarıyor artık annemden azar işitiyordum. Bu uzun bir süre böyle devam etti. Sonrasında İngiltere’ye okumaya gittiğimde yazları yine adaya döndüm. 1985 yılında ilk brövemi aldım. Böylece suyun altında çok daha fazla kalabilmenin keyfine vardım. Suyun altı her zaman benim için daha cazip. İmkanım olsa hep suyun altında olurum.


 

İlk dalış deneyiminizi hatırlıyor musunuz?

1984 yılında tüple ilk daldığımda çok büyülendim ve çıkmak istemedim. O gün bugündür vazgeçemiyorum.

Bir süre önce Deniz Müzesi’ne bağışladığınız Tarihi Dalgıç Malzemeleri koleksiyonunuz gerçekten inanılmaz. Hikayesini sizden dinleyebilir miyiz, ne kadar sürede oluştu bu koleksiyon?

Bu gerçekten de ciddi bir uğraş. Su altına duyduğum ilgi sayesinde bu koleksiyon meydana geldi. Dalış benim için hayatımda büyük önem taşıyor ben de bunun tarihini araştırmak istedim ve sonra devamı geldi. Araştırdıkça çok ilgimi çekti. Yüzyıllar önceki dalgıçların hangi şartlarda, nasıl ve hangi ekipmanları kullanarak dalış yaptıklarını merak ettim. Benim için dönüm noktası ise 1990 senesinde Fransa’nın güneyinde gerçekleşen su altı sempozyumunda salonun girişinde bakır dalış başlığıyla karşılaşmam oldu. Tek kelimeyle büyülendim. Kendimi onun içinde hayal ettim. Kimdi acaba bu başlığın sahibi diye düşünmeye başladım. Çok etkilendim. Sonrasında ise Nice’te havaalanında bir sualtı dergisi aldım bir baktım ilanlar bölümünde aynı başlığın resmi ve başlığın kiralık olduğu yazıyor. İstanbul’a döndüm ve hemen iletişime geçtim. Elinde başka malzemeler de olduğunu söyledi hemen uçağa binip gittim. Günübirlik diye gitmiştim iki gün kaldım. Eski bir dalgıçtı iki gün boyunca sohbet ettik. Başlığın yanı sıra bir de ayakkabı ve bıçak aldım. İyi ki gitmişim. Bu başlıkla birlikte bugünkü koleksiyonum oluşmaya başladı. Sonrasında Türkiye’de her yere haber yollamaya başladım, açık artırmalara katıldım.

Müzeye bağışlama fikri nasıl oluştu?

Koleksiyon öyle bir konuma geldi ki artık dışarda bu malzemeleri bulmak çok zor. Çünkü ya ben  bende olan parçalarla karşılaşıyorum ya da ulaşılamayacak rakamlarla. Zaman içerisinde koleksiyonum o kadar büyüdü ki, evimi ona göre dizayn etmek durumunda kaldım. Koleksiyonum evimin en güzel odalarının baş köşelerindeydi. Bir süre sonra kendime  “koleksiyon benden sonra ne olacak?” sorusunu sormaya başladım.

Bir koleksiyoner olarak sanatla aranız nasıl?

Sanatla haşır neşir değilim ancak evde güzel sanat eserlerim var. Beğendiğim için aldığım birkaç parça var.

Çekim arkası video'su

 

EN ÇOK OKUNANLAR

Türk Beachwear Tasarımcılarından İlhamla: Moeva

Türk Beachwear Tasarımcılarından İlhamla: Moeva

11 dakika okunma süresi
Louis Vuitton'un Yeni Yüzü Jeremy Allen White Oldu

Louis Vuitton'un Yeni Yüzü Jeremy Allen White Oldu

1 dakika okunma süresi
Türk Beachwear Tasarımcılarından İlhamla: OYE

Türk Beachwear Tasarımcılarından İlhamla: OYE

11 dakika okunma süresi
Robbie Williams, İstanbul'da Hayranlarıyla Buluşuyor

Robbie Williams, İstanbul'da Hayranlarıyla Buluşuyor

1 dakika okunma süresi
SPF'li Makyaj Ürünleri Güneşten Korunmak İçin Yeterli Mi?

SPF'li Makyaj Ürünleri Güneşten Korunmak İçin Yeterli Mi?

6 dakika okunma süresi

DAHA FAZLASI

Türk Beachwear Tasarımcılarından İlhamla: Luna B

Türk Beachwear Tasarımcılarından İlhamla: Luna B

Rosella Karabacak ile Sofraların Ruhuna Yolculuk

Rosella Karabacak ile Sofraların Ruhuna Yolculuk

Ece Tuncel ile Moda, Dekorasyon ve Hayata Dair Stil Notları

Ece Tuncel ile Moda, Dekorasyon ve Hayata Dair Stil Notları

Burcu Kutluk ile Doğayla Uyumun ve İçsel Dönüşümün Yolculuğu

Burcu Kutluk ile Doğayla Uyumun ve İçsel Dönüşümün Yolculuğu

Türk Beachwear Tasarımcılarından İlhamla: Min

Türk Beachwear Tasarımcılarından İlhamla: Min

Markasıyla Kurduğu Özgür Dünya: Cansu Tosun

Markasıyla Kurduğu Özgür Dünya: Cansu Tosun

Neslihan Şen ile Çırağan Sarayı'nın Dönüşüm Hikayesi

Neslihan Şen ile Çırağan Sarayı'nın Dönüşüm Hikayesi

Kahkaha, Deneyim ve Akış: Moshe Aelyon

Kahkaha, Deneyim ve Akış: Moshe Aelyon

İlker Topdemir ile Özgürlük ve Keşif Üzerine

İlker Topdemir ile Özgürlük ve Keşif Üzerine

Seda Bakan'la Enerji Dolu Bir Yaz Sohbeti

Seda Bakan'la Enerji Dolu Bir Yaz Sohbeti

Türk Beachwear Tasarımcılarından İlhamla: Naive

Türk Beachwear Tasarımcılarından İlhamla: Naive

Zümrüt Yezdani Kedik ile Disiplin, İlham ve Sürdürülebilirlik Üzerine

Zümrüt Yezdani Kedik ile Disiplin, İlham ve Sürdürülebilirlik Üzerine