Saint Laurent'in "Velvet Heat" başlıklı 2025 Sonbahar/Kış kampanyası, modanın bir ruh hali, hatta bir zaman hissi olduğunu iddialı bir biçimde ortaya koyuyor. Markanın kreatif direktörü Anthony Vaccarello'nun vizyonuyla hazırlanan proje olağan bir çekim senaryosuna sahip. Zaten kampanya da kendisini "No script. No set." cümleleriyle ifade ederken anlatımına "Just Kate in Los Angeles..." ile devam ediyor. Çünkü senayonun yerine yakıcı Los Angeles güneşi, ipek elbiseler, dağınık bir makyaj ve moda tarihinin en çok yeniden tanımlanan yüzlerinden biri, yani Kate Moss var!
Kampanya, Moss'u aynı kariyerinde olduğu gibi ikonik bir modelin yanı sıra, bir anlatıcı, "it-girl" ve bir atmosferin temsilcisi olarak konumlandırıyor. Saint Laurent parçaları onunla yeni bir anlatı formuna dönüşürken maskülen kesimli bir ceketler ve ince bir etek onunla yeni bir duruş kazanıyor. Geceyle gündüz arasında kalmış makyajı ise tüm bu görsel hikayenin imzası niteliğinde. Mert Alaş'ın kamerasıysa bu anları daha da hissedilir kılıyor.
Kampanyaya eşlik eden kısa filmde en dikkat çekici kısımsa Alaş'ın Moss'a ithafen yazdığı şiir, yine Moss'un sesinden izleyiciye ulaşıyor. Film boyunca palmiye ağaçlarının altında, yüzme havuzlarının kıyısında, rüzgârla karışan günbatımlarında dolaşan bu hikaye, izleyicisini neredeyse rüya ile belgesel arasında bir yere çağırıyor. Estetik olaraksa melankolik ama bir yandan da özgür hatta başına buyruk bir tavır taşıyor.
Kampanyanın bir diğer ikonik yüzü ise Chloë Sevigny. Moda dünyasının kült figürlerinden biri olan Sevigny, kampanyaya hem nostaljik hem de asi bir enerji katıyor. Moss ile birlikte kamera karşısına geçtikleri sahneler kadın bakışının ve dostluğun stil yoluyla sahnelendiği güçlü bir "sisterhood" anlatısı sunuyor. Frankie Rayder'ın zaman zaman bu sahnelere dahil olmasıysa, filmi daha kolektif bir hâle getiriyor.
Anlaşılacağı üzere "Velvet Heat", Saint Laurent için bir kampanyadan fazlası. Bu, kıyafetlerin kişilik kazandığı, sezgilerin yön verdiği ve görselliğin sözcüklere ihtiyaç duymadığı duygular taşıyor. Her şeyden önemlisi hissi, sezgiyi, biraz sıcak bir rüzgârı ve başkaldıran bir sessizliği izleyicinin zihnine bırakıyor.
Fotoğraflar: Saint Laurent