New York'un kaotik enerjisiyle dolu bir Çarşamba akşamında, Midtown Manhattan'ın merkezindeki 650 Madison Avenue adresinde, Ralph Lauren'in modernist genel merkezinde gerçekleşen defile, adeta bir zaman kapsülü gibiydi. 1950'lerin sonunda inşa edilen gökdelenin dokuzuncu katı, tamamen beyaz bir sahne kurgusuyla dönüştürülmüştü. Robert Mallet-Stevens'ı anımsatan kıvrımlı merdiven, siyah hasır avizeler ve yalın beyaz koltuklar, koleksiyonun sunduğu "sade ama dikkat çekici zarafet"in dekorunu oluşturdu.
Podyumda dar silüetler beklenmedik hacimlerle birleşti; espadril topuklarla tamamlanan trençkotlar, pantolon takımlarına eşlik eden büstiyer elbiseler ve siyah-beyaz çizgilerin arasına serpiştirilen kırmızılar, koleksiyona hem enerji hem de dramatik bir vurgu kattı.
Ön sırada yer alan Oprah Winfrey, Gayle King ve Usher gibi isimler gösterinin yıldız gücünü pekiştirdi. Nick Jonas ve Priyanka Chopra Jonas'ın da katıldığı defile, adeta bir kültürel buluşma noktasına dönüştü.
Finalde, narin ama kararlı gülümsemesiyle Ralph Lauren merdivenlerin alt basamağında selam verdiğinde eşi Ricky'nin ona uzanan sıcak kucaklaması, alkışlarla ayağa kalkmış bir kalabalığın alkışlarıyla altmış yıllık bir vizyonun hâlâ canlılığını koruduğunun ispatladı.
Tam da bu noktada CFDA'nın 2025 Moda Ödülleri adaylıklarını açıklaması, gösteriyi daha da anlamlı kıldı. Kadın giyim dalında yeniden aday gösterilen Ralph Lauren, dokuz ödüllük geçmişine olası bir onuncuyu ekleme ihtimaliyle yalnızca kendi rekorunu zorlamıyor; aynı zamanda modanın sürekliliğini ve yenilenme kapasitesini temsil ediyor.
Fotoğraflar: Getty Images Türkiye