H&M, Londra Moda Haftası sahnesine geri döndü ve bu dönüşü yalnızca bir koleksiyon tanıtımıyla sınırlı bırakmadı. 180 The Strand'da gerçekleşen "H&M&180: Londra Sayısı" etkinliği, modayı, müziği ve performansı harmanlayan hibrit bir deneyim olarak öne çıktı. Yedi yıl aradan sonra düzenlenen bu ilk podyum gösterisi, markanın modern moda kimliğini hem fiziksel hem dijital platformlarda sergileme çabasının bir sembolü niteliğindeydi.
Etkinlik, 70 kişilik model kadrosu ve 700 kişilik izleyici kapasitesiyle sadece bir defileden çok daha fazlasını sundu. Romeo Beckham, Paloma Elsesser, Alex Consani, Amelia Gray ve Lila Moss gibi süper modellerin yanı sıra Central Cee, Little Simz, Emily Ratajkowski ile Gabbriette'in katılımı ve Lola Young canlı performansı, defilenin enerjisini yükselten ana unsurlardı.
H&M Studio koleksiyonunun açılışını yapan Jacqui Hooper'un brutalist ve tropikal bir sahne estetiğiyle podyuma adım atması, koleksiyonun keskin terzilikleri ve sofistike detaylarıyla bütünleşti. Defile üç bölümden oluştu ve her bölüm farklı bir atmosfer sunarak markanın çeşitliliğini öne çıkardı.
Etkinlik, moda ile performansın kesişim noktasında bir deneyim olarak tasarlanmıştı. Ön sıradaki izleyiciler, podyumdan sahneye geçiş yapan performansları deneyimlerken, dev ekranlar ve dinamik ses tasarımıyla fiziksel ile dijital arasındaki çizgi silikleşti. Jörgen Andersson'ın "Her zaman şaşırtıcı bir şeyler yaratmak istiyoruz" açıklaması, H&M'in sadece kıyafet sunmadığını, aynı zamanda kültürel bir an yarattığını vurguluyor.
Kısacası "H&M&180: Londra Sayısı" modern moda anlatımının ve markanın kültürel bağının güçlendirildiği bir sahne oldu. Moda, müzik ve performansın iç içe geçtiği bu deneyim, H&M'in global pazar içindeki benzersiz konumunu yeniden tanımladığı bir an olarak kayıtlara geçti.
Fotoğraflar: Getty Images Türkiye