Tarih boyunca mücevherler yalnızca eşya değil, aynı zamanda birer hikâye anlatıcısı oldu. Taşların ışıltısı, formların dengesi ve renklerin dili, yüzyıllar boyunca medeniyetlerin kimliğini yansıttı. Günümüzde ise bu anlatılar, modern tasarımın yorumuyla yeniden hayat buluyor.
Adler'in "Mistra" koleksiyonu da tam bu noktada, geçmişin zengin estetiğini bugünün özgün yaratıcılığıyla buluşturuyor. Koleksiyon, Bizans mozaiklerinden El Hamra Sarayı'nın zarif motiflerine, hatta antik Mısır tapınaklarının mimari zarafetinden ilham alan detaylarla şekilleniyor. Her bir parça, sanki uzak diyarlardan taşınmış bir sanat eseri gibi, renk ve formun cesur birlikteliğini sergiliyor.
Koleksiyonun en dikkat çekici unsuru, taşların birbirleriyle kurduğu etkileyici diyalog. Oval kesim sarı safirlerin derinliği, zümrütlerin canlı yeşili ve yakutların yakıcı kırmızısı, sitrinlerin sıcak tonlarıyla buluşarak beklenmedik bir armoni yaratıyor. Asimetrik formlar, iki küpenin birbirinden farklı dizilimleri ya da yüzüklerdeki akışkan montür detayları, tasarımlara adeta hareket kazandırıyor. Bu dinamizm, "Mistra"yı yalnızca bir mücevher koleksiyonu olmaktan çıkarıp görsel bir deneyime dönüştürüyor.
Adler, zanaatkârlığın inceliğini ve sanatsal yaratıcılığı bir araya getirerek her parçada zamanın ötesinde bir duygu yakalamayı amaçlıyor. Koleksiyon, kültürler arası etkileşimin gücünü hissettirirken, aynı zamanda geçmişe bir saygı duruşu niteliği taşıyor. Taşların dansı, renklerin uyumu ve formların dengesiyle şekillenen "Mistra", her bir detayında hayal gücünün sınırlarını zorlayan bir dünya sunuyor.