Avrupa'nın en prestijli trenlerinden biri olan Venice Simplon Orient Express bu yıl ikinci kez olmak üzere, 1 Ekim'de İstanbul'a geldi. Paris'ten yola çıkan Almanya, Avusturya, Macaristan, Romanya ve Bulgaristan üzerinden Türkiye'ye ulaşan ve üç gün İstanbul'da kalan Orient Express'in vagonlarında; eski görkemli yılların havasını yaşamak, farklı bir yolculuğu keşfetmek isteyenler için tren nostaljik bir anlam taşıyor. O atmosferi yaşayarak İstanbul'a trenle gelen yolcular, dönüşlerini uçakla yapıyor; İstanbul- Paris seferıne ise yeni bir yolcu grubu katılıyor.
Vaktiyle Coco Chanel, Marlene Dietrich gibi ünlü yolcuları ağırlayan; Agatha Christie'nin 1934'te yayımladığı "Doğu Ekspresi'nde Cinayet" romanıyla efsanesi yayılan ve birçok filme ilham veren efsane tren, raylar üstünde lüks ve konforlu seyahatin sembolüydü. Yolcuların İstanbul'da konakladıkları Pera Palas ise bu efsanenin önemli bir parçasıydı. Orient Express'in ünlüler, ilginç olaylar ve efsanelerle dolu geçmişine bir yolculuk yapmak ister misiniz?
Compagnie Internationale des Wagons-Lits /Uluslararası Yataklı Vagon şirketine ait olan, bizde Şark Ekspresi olarak tanınan Orient Express ile ilk yolculuk Paris- İstanbul arasında gerçekleşti; yolculuk 1883 Ekim'inde Paris garında başladı. Paris'ten İstanbul'a yola çıkan trenin Avrupa'nın zenginleri ve aristokratlarından Fransız, Alman, Avusturyalı 40 kadar yolculu vardı. Osmanlı asıllı memur ve diplomatlar da yolcular arasındaydı. Romancı ve gezgin Edmond About, bu gezi ile ilgili anılarını 1884 yılında "De Ponteise à Stamboul" isimli kitabında yayınladı. II. Abdülhamid ile görüşmek isteyen Times muhabiri de bir süre İstanbul'da kalmıştı.
Şark Ekspresi'yle İstanbul'a gelenlerin yaşamına tarihi Pera Palas Oteli girdi. Yolcular 1895 yılından itibaren Vagon-Li Şirketi'nin satın aldığı Pera Palas'ta konaklamaya başladılar. Otelin mimarı ise İstanbul doğumlu Alexandre Vallaury idi.
Dönemin büyük keşfi elektrikle aydınlatılan vagonlar, geceleri yatak olabilen deri kaplı kanepeleri, mobilyaları, göz alıcı perdeleri, ipek yatak örtüleri ve lüks restoranıyla yolculara konforlu bir seyahat vadediyordu. Restoranın lezzetli menülerine Baccarat kristal bardaklar, som gümüşten çatal, bıçaklar eşlik ediyordu. 1926 – 1929 yılları arasında Fransız usta cam ustası René Lalique ve dekoratör René Prou'nun tasarladığı Pullman lounge vagonları, Art Deco tarzındaki bu zarafetiyle yeni bir yaşam tarzı sunuyor; Fransız seyahatlerinde etkisini gösteriyordu.
Efsane tren, Belçikalı bankacı bir ailenin oğlu olan mühendis, iş insanı Georges Nagelmackers'in hayallerinden doğdu. Genç mühendis Nagelmackers, yaşadığı büyük bir üzüntünün ardından Amerika yolculuğuna çıkarak avunmaya çalıştı. ABD'de, dünyanın ilk yataklı vagonlarına sahip demiryollarını keşfetti. Uluslararası Yataklı Vagon Şirketi'nin trenleri lüks dekorasyonları, konforu, ayrıca Avrupa'daki seyahat acenteleriyle tanınıyordu. Amerika'da şehirler arasında Pullman'ın yataklı vagonları ile seyahat eden Nagelmackkers, bu vagonların daha lüks ve konforlu olanlarını hayal etmeye başladı; Avrupa'ya döndüğünde ise hayatının projesini gerçekleştirerek lüks trenleri işletmeye başladı. Trenle seyahati modern ve lüks bir yolculuk deneyimine dönüştürdü.
Trenin ünlü yolcuları arasında "Doğu Ekspresi'nde Cinayet" romanıyla efsaneyi büyüten İngiliz yazar Agatha Christie, dönemin ünlü Fransız modacısı, Coco Chanel, Fransız aktörler Maurice Chevalier, Jean Gabin, 1920'lerin Paris'inin ünlü siyahi dansçı ve şarkıcısı Josephine Baker, 1920'li yıllara damgasını vuran, Hollywood'da parlayan Alman oyuncu ve şarkıcı Marlene Dietrich, romanlara konu olan casus Mata Hari, dahi fizikçi Albert Einstein, psikanalizmin kurucusu Sigmund Freud, Bulgaristan Kralı I. Ferdinand, Belçika Kralı II. Leopold, Arabistanlı casus Lawrence olarak tanınan İngiliz ordu subayı, diplomat ve yazar sayılabilir.
94 yıl boyunca raylar üzerinde yolculuğunu sürdüren efsane tren, 1977 yılının 27 Mayıs'ında Paris ile İstanbul arasındaki son direkt seferini gerçekleştirdi. 20. yüzyılın sonunda hava yolculuğunun yaygınlaşması Compagnie Internationale des Wagons-Lits'nin aleyhine olmuş, tren yolculukları önemini kaybetmişti. Ancak nostaljik seferlerle efsaneyi sürdürüyor. 2016'da Orient Express, FIAC/Uluslararası Çağdaş Sanat Fuarı'nda yeni kimliğini, seyahat objelerinden oluşan ilk koleksiyonuyla tanıttı. Efsanevi şirketin geçmişinden ilham alan altı sembolik parça, çağdaş yaşam sanatına sanatsal bir katman kattı.
Son seferini yaptıktan sonra trenin vagonları Monte Carlo'da satışa çıkarıldı. Agatha Christie'nin "Doğu Ekspresinde Cinayet" romanına konu olan trenin iki vagonu bir İngiliz tarafından satın alındı. Agatha Christie bu romanı yazdığı Pera Palas'taki odası da ünlü oldu.
Şark Ekspresi sadece yolcu treni değildi. Tren, çeşitli ticaret eşyalarını karşılıklı olarak İstanbul'a ve Paris'e taşıyordu. La Patrie gazetesine göre 1925 Şapka Devrimi'nden sonra binlerce şapka ve kasket Şark Ekspresi ile İstanbul'a getirildi.
Orient Express aksiyon filmlerınde de yer aldı. 2004 yapımı "Seksen Günde Devri Alem" filminin bir sahnesinde karakterlerden Mr. Fogg'un İstanbul'dan bu trene bindiği görülür. "James Bond" serisinin "Rusya'dan Sevgilerle" adlı filminde de Orient Express'teki kaçış sahnesi yer alır.