Lüks mücevherin öncülerinden Boucheron, 2020 yılında "Normal People" dizisiyle büyük bir çıkış yakalayan ve genç kuşağın en yetenekli isimlerinden biri olan Daisy Edgar-Jones'u marka elçisi olarak selamlıyor. "Where the Crawdads Sing", "Fresh", "Twisters" filmleri ve kendisine Altın Küre adaylığı getiren "Under the Banner of Heaven" dizisiyle kariyer yolculuğunda başarıyla ileryen Daisy Edgar-Jones, geçtiğimiz mayıs ayında düzenlenen Cannes Film Festivali'nde Boucheron'un ikonik tasarımlarından Question Mark kolye ile boy göstermişti." 2026 yılında "A Place in Hell", "Here Comes the Flood" ve "Sense and Sensibility"nin yeniden çevriminde yer alacak olacak yıldızla Boucheron ile çıktığı yeni yolculuğu konuştuk.
Boucheron'un hangi değerlerini kendinize yakın buluyorsun?
Boucheron'da beni en çok etkileyen güçlü bir mirası sınırsız bir yaratıcılıkla birleştirmesi. Hem modern ve zamansız, hem de insani ve ulaşılabilir bir mücevher evi. Bu eşsiz dinamiğe yön veren iki olağanüstü kadın Boucheron CEO'su Hélène Poulit-Duquesne ve markanın kreatif direktörü Claire Choisne da bana ilham veriyor.

Mücevherlerle ilişkin nasıl? Bizimle paylaşmak istediğin bir anın var mı?
Mücevherlerin benim için her zaman özel bir anlamı oldu. Çocukken annemin mücevher kutularını karıştırmaya bayılırdım. Her tasarımın kendi hikayesi ve sırrı vardı. Bunun gerçekten sihirli bir tarafı olduğunu düşünüyorum. Benim gözümde kural yok, herkesin mücevherlerini kendi kişisel tarzına göre kullanma şekli var.
Claire Choisne'ın tasarımlarında seni en çok etkileyen nedir?
Claire'in tasarımları o kadar şiirsel ki... Boynunda gökyüzünden bir parça taşıyormuş izlenimi veren aerojel kolye ya da gerçek yapraklardan yapılmış Fleur Eternelles yüzükler geliyor aklıma. Bana göre bunlar çarpıcı bir güzelliğe sahip gerçek sanat eserleri.

En sevdiğin koleksiyon hangisi?
Animaux koleksiyonuna, özellikle de Wladimir'e bayılıyorum. Bu hayvanlar o kadar gerçekçi ki. Onların oyuncu taraflarını ve aynı zamanda tasarımların zarafetini seviyorum.
Hangi parçaya sahip olmayı hayal ediyorsun?
Hiç tereddütsüz yüksek mücevher koleksiyonu Carte Blanche'tan Impermanence. Bu parçalarda inanılmaz bir yaratıcılık var. Doğadaki gerçek hazineleri topluyormuş gibi hissediyorsunuz.

Senin için olmazsa olmaz üç mücevheri sorsak?
Halka küpeler, güzel gösterişli bir yüzük ve klipsli küpeler. Bunlar her şeyle uyum sağlayan çok yönlü parçalar.
Hangi taşı kendine yakın buluyorsun?
Zümrüt benim doğum taşın ve bir mücevherdeki yeşilin parlaklığı beni her zaman etkilemiştir. Ama aynı zamanda pembe rengi de çok seviyorum; ister safir, ister turmalin, morganit, gül kuvarsı ya da granat... Yeter ki pembe olsun!

Hep taktığın bir mücevher var mı?
Boucheron Quatre halka küpeler, sade ve zarifler. Her gün takıyorum.
Doğa Boucheron'un tekrar eden temalarından biri. Hélène Poulit-Duquesne ve Claire Choisne, doğayı altın ve pırlantalar kadar değerli bir hazine olarak kutluyor. Bu sende neler uyandırıyor?
Doğada ve onun saklı büyüsünde her zaman güzellik ve ilham bulmuşumdur. Claire ve Hélène'in bunu hem zarif hem de duygu yüklü tasarımlara yansıtmalarına hayranım. Kişisel olarak bana hitap eden parçalar, bu da onları benim için daha da değerli kılıyor.

Fotoğraflar: Boucheron