Artan yaşam maliyetleri, ekonomik dalgalanmalar ve sürdürülebilir bir gelecek arayışı, özellikle Avrupa'daki alternatif yaşam ve yatırım modellerini Türk yatırımcılar için cazip hale getiriyor. Bu tablo, Türkiye'nin yalnızca sermaye çıkışı yapan bir ülke değil, aynı zamanda "gayrimenkul yatırımcısı" kimliğiyle küresel arenada öne çıktığını ortaya koyuyor.
Vesta Global Kurucu Ortağı Teuta Narazan, bu eğilimi "Küresel ölçekte artan belirsizlikler, bireyleri ve aileleri daha istikrarlı ve planlı bir gelecek inşa etmeye yönlendiriyor. Bugün Avrupa'da oturum hakkı sağlayan yatırım programları, yalnızca ekonomik bir getiri değil; yaşam tarzı, güvenlik ve prestij anlamına geliyor" sözleriyle değerlendiriyor.
Narazan'ın aktardığına göre, Letonya, Malta, Portekiz ve Yunanistan gibi ülkeler yatırım temelli oturum programlarında öne çıkan seçenekler arasında. Bu ülkelerde sağlanan haklar yalnızca mülk edinmeyle sınırlı kalmıyor; Schengen bölgesinde serbest dolaşım, yüksek standartlı sağlık hizmetlerine erişim ve uluslararası eğitim kurumlarına giriş imkânı da sunuyor.
Sektör temsilcileri, yatırımın artık yalnızca ekonomik bir araç değil, aynı zamanda uzun vadeli bir yaşam planının parçası olduğunu vurguluyor. Narazan'ın ifadesiyle, bu yaklaşım "sadece mülk yatırımı değil, bir gelecek yatırımı" olarak görülüyor.