Zengin Dokular ve Zamansız Tasarımlar: Atelier38| Alem Dergisi

Atelier38'in arkasında nasıl bir hikaye var, bahsedebilir misiniz?

Gönül Örme olarak, yıllardır triko sektörünün içinde dünya markalarıyla çalışan bir triko üreticisiyiz. Tüm bu bilgimizi kendi markamız üzerinden paylaşmak istedik ve 2020 yılında Atelier38'i kurduk. Evimiz gibi gördüğümüz fabrikamızın bina numarası 38'den yola çıkarak, marka adımızı Atelier38 koyduk. Daha çok aksesuar tasarımlarıyla başladığımız yolculuğumuza, ilerleyen dönemlerde zengin dokularla beslenmiş, geniş ürün seçkisi olan koleksiyonlarla devam ettik.

Marka DNA'sını nasıl özetlersiniz?

Senelerin verdiği bilgi, deneyim ve üretim kalitesi ile zamansız tasarımları bir araya getirerek rahat kombinlenebilen ürünler yapmak ve müşteriye doğru alışveriş yaptığını hissettirebilmek en temel amacımız. Güven, kalite, doğru kalıp, zengin dokular ve zamansız tasarımlar marka DNA'mızın en önemli unsurları.

Tasarım anlayışınızda sürdürülebilirliği temel alırken nelerden besleniyorsunuz?

Biz tasarım, yönetim ve üretim olarak ağırlıklı bir kadın firmasıyız. Kadınların gücüne, sosyal ve ekonomik anlamda güçlenmesine çok önem veriyoruz ve onları bu anlamda destekliyoruz. Kullandığımız elyafların çoğu Rws ve Gotts sertifikalı. Bunun yanı sıra her sezon mutlaka 'Waste Yarn' dediğimiz, stoklarda kalan kaliteli materyalleri yeniden değerlendirdiğimiz kapsül koleksiyonlar çıkarıyoruz. Bunu da her sene 6-8 koleksiyon çıkaran, hızlı tüketime dayalı bir marka olmamaya özen göstererek yapıyoruz. Düşünülerek alınan ve yıllarca sevilerek kullanılan ürünler tasarlamaya gayret ediyoruz.

Trendler ve zamansız tasarımlar arasında nasıl bir denge kuruyorsunuz?

Asıl amacımız, müşterimizin yıllarca dolabında saklayacağı ürünleri tasarlamak. Dolabında en kolay kombinlediği, hiç düşünmeden elini attığında ilk seçeceği trikoyu yaratmak. Trend sonrasında geliyor. Daha çok basic'lerimize renk eklerken trendlerden faydalanıyoruz. Markamıza dikkat çekmek için kullandığımız parçalarımızda gününün trendlerine uymaya çalışıyoruz. Açıkçası bu aşamada bile çizgimizden uzaklaşmamaya çalışıyoruz.

"A Day" koleksiyonuyla köklere dönüş yapıyorsunuz. Tasarım sürecinde size neler ilham verdi?

Tasarıma her sezon bizi etkileyen bir hikayeyle başlıyoruz. Bu hikaye; bazen bir kitap, bazen bir şehir bazen de bir eser veya artist olabiliyor. Koleksiyondaki detaylarda hep bu etkinin ufak ipuçları oluyor. Örneğin, FW24-25 için ilham kaynağımız öncü modern Türk kadın sanatçılar. Koleksiyondaki tüm detaylar bu konsept üzerinden şekillendi. Tasarımcı Tuğce Özocak ile 3-4 sezon boyunca çok başarılı ve keyifli bir iş birliğimiz oldu. SS24 koleksiyonu itibariyle İngiliz triko tasarımcısı Lily Gill ile çalışmaya başladık. Tasarım sürecini Lily ve marka ekibi olarak beraber yürütüyoruz. İlk 'sketch'lerden sonra numune üretimler yapılıyor. Üzerine en az 2-3 defa modelliyor, hepimizin içine tam sinene kadar provalarla ilerliyoruz. Üretici olmanın en büyük avantajını bu süreçte yaşıyoruz. Uzun yıllardır markalara kreatif danışmanlık veren ve marka stratejik danışmanlığı yapan Ezgi Apa ile kapsül bir koleksiyon hazırladık ve eş zamanlı olarak styling üzerine kendisinden destek aldık.

Peki, koleksiyondan favori parçalarınızı sorsak...

Didem Karagöz Yıldız: 'Sekiz' modeli kesinlikle favorim. Her renginden aldım. Hem gündelik hem şık! En güzeli de İstanbul sıcaklarında beni hiç zorlamıyor olması.

Nihan Kayabal: Yazın triko giymeyen bir insan olarak, bu yaz sezonunda Atelier38 koleksiyonunun hemen hemen her parçasından aldım ve hepsiyle kendimi çok rahat ve şık hissediyorum. Bu da beni çok mutlu ediyor.

Tasarımlarınızı taşımasını hayal ettiğiniz birileri var mı?

Kendi stili olan; tasarımlarımızı severek ve farklı şekillerde kullanabilen bütün kadınlar!

Kişisel tarzınızı tanımlamanızı istesek...

N.K: Klasik ve spor diyebilirim, kıyafetlerimin içinde konforlu ve şık hissetmek benim için önemli. Genelde hep aynı markaları tercih ederim ve hatta çok sevdiğim paçaların farklı renklerini satın alırım.

D.K.Y.: Genellikle klasik giyinirim. Rahatlık benim için en önemli kıstas. Kıyafetlerimin içinde kesinlikle rahat ve huzurlu hissetmek isterim. Kalıp ve dikiş takıntım olduğu için güvendiğim belli başlı markaların oturmuş ürünlerine öncelik veririm.

Günümüzden ya da tarihten stilini en çok beğendiğiniz isimler kimler?

D.K.Y.: Her dönem en severek takip ettiğim isim Sienna Miller oldu. Beraber çalışmaya başladığımızdan beri Ezgi Apa'yı da çok keyifle takip ediyorum.

Markanızın geleceğine dair hayalleriniz neler?

Mağazalaşmak, Türkiye ve yurt dışında bütün koleksiyonumuzu bir arada sergileyebilmek en büyük hayalimiz.