Erdem Moralıoğlu'nun son dönemdeki küresel yükselişi, modadaki 20 yıllık yolculuğunun nasıl bir kültürel mirasa dönüştüğünü daha görünür kılıyor. Londra'nın o kendine has aristokrat melankolisi ve çağdaş ritmi arasında şekillenen estetiği, artık İngiliz modasını aşarak hem tüm Avrupa hem de Orta Doğu'nun odağında.
Fashion Trust Arabia'daki adaylığından bir ödülle dönmemiş olsa da yarattığı yoğun etki hem bölgenin hem de uluslararası moda çevrelerinin gündeminde yer almasını sağladı. Bu ivme, Ekim ortasında Rizzoli'den çıkan monografisinin etrafında oluşan entelektüel dalgayı daha da güçlendiriyor.
Kendi adını taşıyan Rizzoli yayını, tasarımcının modadaki 20'nci yılına denk gelen, büyük ölçüde kişisel ama aynı zamanda tarih, sanat ve hayal gücü arasında kurduğu bağları ortaya seren bütünlüklü bir çalışma.
Kitap, Moralıoğlu'nun inşa ettiği dünyaca ünlü modaevine içeriden bir bakış sunarken, ona ait şiirsel düşünce biçimini de katman katman açıyor.
Erdem'in ilham dünyasını kadın karakterlerin karmaşık ruh hâllerinden, unutulmuş tarih sayfalarına; sinema, edebiyat ve görsel sanatlar arasında kurduğu köprülere kadar doğrudan yansıyor.
Monografi, Inez & Vinoodh, Craig McDean, Tyler Mitchell, Juergen Teller ve Alasdair McLellan gibi çağımızın güçlü görsel anlatıcılarıyla kurulan iş birliklerini bir araya getirerek benzersiz bir görsel anlatı kuruyor.
Paul Kooiker'in Guinevere van Seenus'tan yarattığı seriler ise Erdem'in ilham perilerini çok boyutlu, neredeyse teatral bir karaktere büründürüyor.
Metinler, kısa öyküler, tarifler, röportajlar, stüdyodan kareler ve arşivden çıkarılan görünüşler; hepsi modaevinin yıllar boyunca dokuduğu anlatının parçası.
Bu çeşitlilik, Erdem'in kitabını bir monografiden ziyade, tasarımcının zanaate, hikâye anlatıcılığına ve kadın imgesine nasıl yaklaştığını ortaya seren bir kültürel nesne hâline getiriyor.
Ayrıca Erdem'in bugün yeniden hızla Trust Arabia'daki adaylığından bir yükselmesinin tesadüf olmadığını da söylemek gerek.
Bu sonuç bağımsız bir modaevinin mümkün kıldığı özgürlükle yıllardır sanat kurumlarıyla geliştirdiği önemli iş birliklerinin birleşimi.
British Museum, V&A, National Portrait Gallery ve Sadler's Wells gibi kurumlarla kurduğu diyaloglar, Chatsworth'ta açılan "Imaginary Conversations" sergisi, Kraliyet Balesi için hazırladığı kostümler ve daha nicesi tasarımcının çok disiplinli dünyasıyla modadaki istikrarını gösteriyor.