Güzellik algısının giderek doğal, sürdürülebilir ve sağlıklı bir ışıltıya yöneldiği bir çağdayız. Estetik müdahalelerin sadece görünür değişiklikler yaratmakla sınırlı kalmadığı; cildin biyolojik yapısını destekleyen, uzun vadeli yenilenmeyi hedefleyen yöntemlerin öne çıktığı bir dönem bu. İşte tam da bu dönüşümün konuşulduğu bir buluşmada, Medikal Estetik Hekimi Dr. Oğuzhan Akgül, güzellik editörlerini kliniğinde ağırlayarak "Rejeneratif Çağ"ın bilimsel altyapısını ve bu yaklaşımın estetik dünyasında nasıl bir kapı araladığını anlattı.
Sohbet sırasında Dr. Akgül'ün altını çizdiği en dikkat çekici nokta, estetik trendlerinin artık "ne kadar dolgu yapıldığı" üzerinden tanımlanmadığıydı. Bunun yerine, içten gelen, sağlıklı ve doğal bir canlılık sunan bir yaklaşımın ön planda olduğunu vurguladı.
Bu yeni dönemin merkezinde ise Eksozomlar bulunuyor. Dr. Akgül, medikal estetikteki bu köklü değişimi "Kök hücre tedavilerinin onarıcı gücünün, aslında bu nano boyuttaki iletişim paketleri yani Eksozomlar aracılığıyla gerçekleştiğinin keşfi, sektöre bilimsel bir sıçrama yaşattı. Eksozomlar, yaşlanmış hücrelere adeta bir 'Gençlik Talimatı' veriyor. İçlerindeki Sekretom adı verilen kokteyl, kolajen ve elastin üretimine başlama komutunu ileten genetik materyalleri taşıyor. Yani, cildinizi biyolojik olarak yeniden programlıyoruz" sözleriyle açıklıyor.
Eksozom tedavisinin, dolgular gibi anlık sonuçlar sunmadığını hatırlatan Dr. Akgül, gerçek rejeneratif etkinin cildin doğal süreçleriyle uyumlu şekilde birkaç ay içinde ortaya çıktığını söyledi. Ancak bu yöntemi değerli kılanın, elde edilen etkinin uzun süre korunması ve cilt kalitesinde biyolojik bir iyileşme sağlaması olduğunu da ekledi.
Bununla birlikte, kullanılan ürünün kaynağı, saflığı ve sertifikasyonunun tedavinin başarısında belirleyici olduğuna dikkat çekti. Yeni dönemde doğru uzman seçiminin önemine vurgu yapan Dr. Akgül, rejeneratif yaklaşımın ancak doğru ellerde güvenli ve etkili bir sonuç sunabileceğini ifade etti.